Sağlık hizmetleri, her bir vatandaşın en temel hakkıdır. Hele ki aile hekimleri, sağlık sisteminin temel taşı olarak vatandaşın sağlık hizmetine ilk ulaştığı kapıdır. Peki, vatandaş bu hizmeti beklerken, o kapının grev nedeniyle kapanması adil mi? Ne hakla halkın sağlık hakkına engel konuluyor?
Aile hekimlerinin Sağlık Bakanlığı’nın getirdiği yeni "Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği"ne karşı çıktığını anlıyoruz. Hekimler, yeni düzenlemenin iş yüklerini artırdığını ve özlük haklarını olumsuz etkilediğini savunuyor. Performansa dayalı ödeme sistemi gibi uygulamaların hizmet kalitesinden çok işlem sayısını önemsemesi eleştiriliyor. Evet, sağlık hizmeti bir sayıya indirgenemez; ancak sağlık hizmetinin temel amacı vatandaşa kesintisiz ve nitelikli hizmet sunmak olmalı. Ama bu, çözümü hizmet vermeyerek aramak anlamına mı gelmeli?
ÇÖZÜM HİZMETİ AKSATMAK DEĞİL!
Vatandaşların sağlık hizmetine erişimi, bir hak olarak korunmalı. Aile hekimleri gibi kritik bir rol oynayan sağlık çalışanlarının, özlük hakları ve emeklilik hakları konusundaki talepleri mutlaka dikkate alınmalı; fakat bu süreçte çözüm grev yaparak hizmeti aksatmak olmamalı.
Aile hekimlerinin performansa dayalı sisteme tepkileri anlaşılır, ancak grevle çözüm aramak, vatandaşı daha fazla mağdur ediyor. Sağlık gibi hayati bir hizmetin, çalışma koşullarındaki değişikliklerden bağımsız olarak sürdürülmesi gerekmez mi? Evet, hekimlerin hakları korunmalı; fakat bu hakların savunusu vatandaşın hizmetten mahrum kalması pahasına olmamalı. Bir anne çocuğunun aşısı için aile sağlığı merkezine gidemiyor, yaşlı bir hasta rutin kontrolünden mahrum kalıyor, bir başka vatandaş ilaç yazdırmak için kapıdan geri dönüyor. Bu durumda vatandaşa "Senin sağlığın beklesin, biz haklarımız için mücadele ediyoruz" mu denilmek isteniyor?
Sakarya da aile hekimleri, ebe ve hemşireler yaptıkları iş bırakma eyleminde, maaşlarının memnuniyet bazlı olmasını saçma bulduklarını, “Hasta memnuniyeti üzerinden hekimlerin maaşının ödeneceği bir yönetmelik kabul edilemez. Öğretmenlerin, imamların veya diğer memurların maaşı memnuniyet üzerinden mi ödeniyor? İmamlar namaza gelen cemaattekilerin sayısı üzerinden mi maaş alıyorlar?” sözleriyle savundular.