Son yıllarda personel alımı süreçlerinde liyakatin hiçe sayıldığı, kişiye özel ilanlarla eşi dostu kayırmanın sıradan bir uygulama haline geldiğini gözlemliyoruz. Bu durum sadece toplumsal adalet duygusunu zedelemekle kalmıyor, aynı zamanda nitelikli ve hak eden bireylerin dışarıda kalmasına yol açıyor. Kurumların yayımladıkları ilan metinlerinde akla hayale sığmayacak belgeler istemesi, başvuru yapmak isteyenlerin önüne adeta aşılması imkânsız duvarlar örüyor.

Günümüzde birçok üniversite ve kurum, personel alımı sırasında belirli kişilere ayrıcalık tanımaktan çekinmiyor. Torpil, ne yazık ki yaygın bir uygulama haline geldi. Kişiye özel açılan ilanlar, yalnızca belirli bir bireyin niteliklerine uygun olarak hazırlanıyor. Bu durum, ilanı görüp başvuru yapmayı düşünen diğer adayların elini kolunu bağlıyor. Bu kişiler, başvuru sürecinin daha en başında haksız bir rekabetle karşı karşıya kalıyor ve liyakat esasına dayanan adil bir değerlendirme sürecinden mahrum kalıyorlar.

AKLIN VE MANTIĞIN ALAMADIĞI BELGELER

Bazı ilan metinlerinde istenen belgeler o kadar absürt ve gereksiz ki, başvuru yapmak isteyen adaylar çaresizlik içinde kalıyor. Örneğin, başvuru sürecinde gereksiz detaylara boğulmuş belgeler talep ediliyor. Bu belgeler, çoğu zaman adayın niteliklerini veya işe uygunluğunu değerlendirmekten ziyade, başvuruların azalmasını ve istenmeyen adayların başvuru yapmamasını sağlamak amacıyla isteniyor. Bu tür belgeler, başvuruların önünü tıkayan birer engel haline geliyor.

Liyakat esasına dayanmayan personel alımları, kurumların verimliliğini ve etkinliğini ciddi şekilde zedeliyor. Niteliksiz ve sadece torpil yoluyla işe alınan personel, kurumsal performansı düşürüyor ve genel hizmet kalitesini olumsuz etkiliyor. Bu durum, uzun vadede kurumların itibarını sarsıyor ve toplumsal güveni zedeliyor. Hak edenlerin dışarıda bırakılması, yetenekli ve donanımlı bireylerin yurtdışına göç etmesine veya farklı sektörlere yönelmesine yol açıyor.

Üniversitelerde, özellikle akademik kadro alımlarında görülen bu liyakat sorunu, eğitim ve araştırma kalitesini doğrudan etkiliyor. Akademik pozisyonlar, bilginin üretildiği ve aktarıldığı yerlerdir. Bu pozisyonlara yapılan adaletsiz atamalar, akademik dürüstlük ve bilimsel ilerleme üzerinde olumsuz etkiler yaratmaktadır. Kişiye özel ilanlarla belirli kişilerin önü açılırken, gerçek anlamda bu pozisyonları hak eden, nitelikli adaylar sistem dışına itiliyor. Bu, sadece bireylerin kariyerini değil, aynı zamanda ülkenin bilimsel ve akademik gelişimini de sekteye uğratıyor.

Kurumlar halka hizmet etmek için vardır. Bu hizmetin en iyi şekilde verilmesi, liyakate dayalı bir personel alım süreciyle mümkündür. Ancak, eşi dostu kayırarak yapılan atamalar, kamu güvenliğini tehlikeye atmakta ve kamu hizmetlerinin kalitesini düşürmektedir. Halkın vergileriyle finanse edilen bu kurumlarda, her vatandaşın adil ve nitelikli bir hizmet alma hakkı var. Etik sorumluluk gereği, kamu görevlilerinin torpil ve ayrıcalık gibi uygulamalardan kaçınması, sadece kurumların değil, toplumsal yapının da sağlıklı işlemesini sağlayacaktır.

Personel alımlarında şeffaflık ve hesap verebilirlik, liyakatin sağlanmasında kilit rol oynuyor. İlan süreçlerinin açık ve denetlenebilir olması, torpil ve kayırmacılığın önüne geçebilir. Herkesin eşit şartlarda başvuru yapabileceği bir sistem oluşturulmalı ve adayların nitelikleri objektif kriterlerle değerlendirilmelidir. Ayrıca, bağımsız denetim mekanizmalarıyla bu süreçlerin düzgün işleyip işlemediği sürekli kontrol edilmelidir. Bu sayede, hem kurumların itibarı korunur hem de toplumda adalet duygusu pekişir.

Nitelikli insan kaynağı, bir ülkenin en değerli varlıklarından biridir. Bu kaynağın etkin bir şekilde değerlendirilmesi, ülkenin kalkınması ve refah seviyesinin artması için şarttır. Üniversitelerden kamu kurumlarına, özel sektörden sivil toplum kuruluşlarına kadar her alanda liyakatin esas alınması, sadece bireylerin değil, toplumun genel yararına olacaktır. Yetenekli ve donanımlı bireylerin sisteme kazandırılması, inovasyonu ve verimliliği artırarak, uzun vadede ülkenin uluslararası alanda da daha rekabetçi olmasını sağlayacaktır.