Sakarya, 1999 Marmara Depremi'nden en çok etkilenen bölgelerden biri olarak, deprem gerçeğini en acı şekilde yaşayan illerden biridir. Ancak, aradan geçen 25 yıla rağmen, hala yeterli derslerin alınmadığı ve önlemlerin yetersiz olduğunu görüyoruz.

Sakarya'da, 1999 depreminden sonra birçok bina hasar gördü ve bu binaların önemli bir kısmı ya yıkılmadı ya da yeterli şekilde güçlendirilmedi. Bu durum, deprem gerçeği ile iç içe yaşayan bir şehir için kabul edilemez. Yıkılma tehlikesi bulunan bu yapılar, olası bir depremde büyük can kayıplarına neden olabilecek potansiyele sahip. Depreme dayanıklı binalar inşa etmek, sadece yeni yapılaşmalar için değil, mevcut yapıların da güçlendirilmesi için şarttır. Ancak, ne yazık ki, bu alanda atılması gereken adımlar hala eksik…

ALINMAYAN DERSLER

Kahramanmaraş depremi, bize bir kez daha büyük depremlere ne kadar hazırlıksız olduğumuzu gösterdi. Bu depremde yaşanan can kayıpları ve yıkımlar, ülkemizin deprem riskine karşı ne kadar savunmasız olduğunu gözler önüne serdi. Deprem sonrasında yapılan açıklamalar ve alınan bazı geçici önlemler, kalıcı ve etkili çözümlerden uzak kaldı. Bu durum, yetkililerin ve toplumun deprem konusundaki bilinç ve hazırlık seviyesinin yetersiz olduğunu apaçık ortaya koyuyor.

BÜYÜK İSTANBUL DEPREMİ

Bilim insanlarının sık sık uyardığı Büyük İstanbul Depremi'ne karşı hazırlıklar da ne yazık ki yeterli değil. İstanbul'da ve çevresindeki illerde, depreme karşı dayanıklı yapılaşma oranı oldukça düşük. Sakarya da bu riskli bölgeler arasında yer almakta ve yeterli önlemler alınmadığı takdirde olası bir İstanbul depreminde ciddi zarar görecektir. Deprem sonrası müdahale ve kurtarma çalışmalarının yanı sıra, deprem öncesi hazırlıklar ve yapıların güçlendirilmesi hayati önem taşıyor.

KONUŞMAK YETERLİ DEĞİL, İCRAAT ŞART

Depremlerle ilgili sürekli konuşulmasına rağmen, somut adımların atılmaması en büyük sorunumuzdur. Yetkililer ve uzmanlar, her depremden sonra büyük açıklamalar yapıp halkı bilgilendirse de, bu açıklamalar genellikle pratikte karşılık bulmamakta. Deprem yönetmeliği ve yapı denetimi konularında sıkça değişiklik yapılmasına rağmen, bu değişikliklerin sahada uygulanması yeterli düzeyde değil.

FELAKET OLUNCA MI HAREKETE GEÇECEĞİZ?

Depreme dayanıklı binalar inşa etmek ve mevcut yapıların güçlendirilmesi konusunda ciddi bir irade eksikliği var. Halkın bilinçlendirilmesi, eğitimlerin düzenlenmesi ve tatbikatların yapılması yeterli değil göründüğü kadarıyla. Tüm bu konular sadece söylemde kalmamalı, icraata geçilmelidir. Sadece konuşmak, ne yazık ki olası bir felaketin önüne geçemeyecektir. Felaket  başa gelince mi ciddi anlamda önlem alınacak? Binalar yıkılınca mı kentsel dönüşüm yapılacak…!

Sonuç olarak, Sakarya'nın ve ülkemizin deprem gerçeğini kabul ederek, bu konuda ciddi adımlar atılmalı. Depremler önlenemez ancak alınacak önlemlerle can kayıplarını ve maddi zararları en aza indirmek mümkün. Unutulmamalıdır ki, ihmallerin bedeli insan hayatı olduğunda, bu bedel telafisi mümkün olmayan kayıplar doğurur.