HÜKÜMET yani Cumhur İttifakı, arkasındaki halk desteğini kaybetmeye başlayınca, bu defa olmadık yollara sapmaya başladı. Bu tutum böyle artarak devam ederse, -Allah göstermesin lâkin- ülke büyük bir kaosa doğru sürüklenir…
Şu anda bozuk giden ekonomiyi, işsizliği, yabancı istilasına uğramış ülkemizin kartopu misali büyüyen problemlerini, adaleti, eğitimi, sağlık sistemini ve çürümeye yüz tutan kurumları düzelmeniz gerekirken, kirli ve problemli yollara saparak, insanlar arasında hasıl olan çatlağı daha da derinleştiriyorsunuz…
Farkında mısınız?
101 yıllık Cumhuriyet döneminde ben bu kadar yanlışın, bu kadar hukuksuzluğun, bu kadar adaletsizliğin ve haksızlığın bir arada yaşandığı bir döneme şahit olmadım…
Cinayetler, tecavüzler, bir türlü tecelli etmeyen ve siyasallaşan adalet sistemi, hırsızlık, çalma, çırpma, gayrimeşru ilişkiler, rüşvetin her türlüsü ve ahlaksızlığın zirve yaptığı bir yönetime hiç rastlamadım.
Bu güzel ülkemizde neler oluyor?
CÜRÜMÜŞLÜĞÜN FARKINDA MISINIZ?
Her zaman söylüyorum ve yazıyorum… Bir ülkede gökdelenler yapabilirsiniz… Bölünmüş yolları, havaalanlarını, hastaneleri, köprüleri, yolları ikiye katlayabilirsiniz… Lakin bunlar kalkınmışlığın, refahın, dürüstlüğün, mutluluğun ve sağlıklı bir gelişimin göstergesi değildir.
Bunları yaparken, öte yanda çok çamlar devirdiniz… Çok canlar yaktınız… Çok büyük haksızlıklara ve tutarsızlıklara imza attınız.
Durum öyle bir hal aldı ki, artık insanlar çalanı, talanı, vuranı, tecavüz edeni, yalan söyleyeni, haksız kazanca tevessül edeni, adalette, terazide, almada, satmada ve güncel hayatımızın her alanında işini yürüten, gemisini yüzdüren insanları alkışlıyor, onlara gıpta ile bakıyor…
En çok çalana en büyük ihaleler veriliyor…
Devletin, milletin en önemli kaynakları, en hırsıza, en arsıza, en acımasıza teslim ediliyor…
Ve tarihi binlerce yıla dayanan bir millet hızla çürümeye doğru yol alıyor…
Hırsızlık, arsızlık, çalma, çırpma, öldürme, tecavüz etme, hak yeme, darp etme, suistimal, cinayet ve arsızlığın her türlüsü hızlı bir şekilde yükseldi bu ülkede…
Ahlak, dürüstlük, adalet, doğruluk ve hakkaniyet duyguları sizlere ömür…
Ve göz göre göre, bir kadim millet çürüyor!
ANKARA’DAKİ BEYLER, KENDİNİZE GELİN!
Yolları yaparsınız, gökdelenleri dikersiniz, havaalanları, hastaneler, bölünmüş yollar ve iki yakayı bir araya getiren köprüleri her zaman yapabilirsiniz… Lakin bir millet eğer ahlaksızlıkta, kuralsızlıkta, vicdansızlıkta, namussuzlukta ve dinsizlikte zirve yaparsa; artık çürüme moduna girmiş demektir…
Bu konuda neler yaptınız ve neler yapmayı düşünüyorsunuz?
Bırakın ayak oyunlarını, kısır çekişmeleri de asıl görevinize, seçimlerden önce milletin gözünün içine baka baka verdiğiniz sözlere ve vaatlere bir gelin bakalım…
Millet inim inim inlerken, çarşı Pazar el yakarken, adalet duygusu bitme noktasına gelmişken, işsizlik, hayat pahalılığı, huzursuzluk, güvensizlik böylesine yaygınlaşmışken sizler hala siyaset koridorlarında ayak oyunları peşindesiniz…
Yahu millet size o yetkiyi niçin verdi, hiç mi düşünmezsiniz?
Elin parası değer kazanırken, bizimkisi neden bir kartopu misali eriyor?
ENFLASYON NE ZAMAN DİZGİNLENECEK?
Savaşan iki ülke Rusya ile Ukrayna’da enflasyon yüzde 5 ile 10’larda seyrederken, bizde neden %50’lerde 60’larda?
Bu duruma açık sözlülükle bir cevap veren hele…
İnsanlar niçin yurt dışına kaçıyor… Şu anda niçin 15 bin doktorumuz küstürüldü ve başka ülkelere kaçırıldı?
Biz nasıl bir ülkede yaşıyoruz?
Neden bu dönemde en çok adalet aranır oldu?
Neden aldığımız ücretler birkaç günde tükeniyor… Neden et yerine ot yiyoruz?
İnsanları hayatından bezdiren bu enflasyon canavarı ne zaman dizginlenecek?
Bizlere acı reçete sunarken, siz Ankara’daki beyler ne zaman lüks ve şatafatlı yaşamdan vazgeçeceksiniz?
Merak ediyorum, birbirinizle didişmek ve şeytanı bile kıskandıran ayak oyunları yerine ne zaman insanların dertlerine yöneleceksiniz?
*************
ANLAMLI SÖZ
“En anlamlı yemin, söz vermektir. En büyük intikam, affetmektir. En adi söz (Hiç sevmedim) demek ve en güzel cevap gülüp geçmektir…”
VİCTOR HUGO
*************