GEÇEN hafta İstanbul’da idim. İşim acele idi ve gideceğim yakın mesafeye zamanında yetişmek için taksi tutmak zorundaydım…
Malum, İstanbul taksicileri yakın mesafeye ve yerli müşterileri pek taşımak istemiyor. Çünkü turistin 10 Avrosu 300 liraya yakın para yatıyor…
Bunun için, birçoğu yabancı turisti gözlüyor; el etmedikleri halde onların önünde duruyordu!
Bu düşünceler içinde, durağında müşteri bekleyen bir taksiye yanaştım…
“Baştan söyleyeyim. Yerim yakın… Nah şuradaki stada gideceğim!”
Pala bıyıklı ve ilk bakışta Güneyli bir vatandaşımızı hatırlatan şoför;
“Buyurun gardaş; nereye istersen, oraya götüreyim. Buyur gel!”
Şaşırdım… Selamlaştık ve ön koltuğa oturdum…
Yolda adettendir, sorarlar;
“Nerelisin şoför kardeşim?”
“Diyarbakırlı… Ya siz?”
“Ben de Sakaryalıyım!”
Gözleri parıldadı… Bir taraftan aracı, verilen adrese yöneltirken, bir yandan da merakla konuştu;
“Aaa öyle mi? Demek Gaffar Okkan’ın memleketinden?”
“Evet, öyledir… Gaffar Okkan’ı tanıyor musun?”
“Tanımam mı gardaş? O bizim babamızdı!”
MUHABBET KOYULAŞTI
Diyarbakırlı tüm vatandaşlar, kahpece şehit edilen Emniyet Müdürü Gaffar Okkan’ı çok seviyor… Ve hiç unutmuyor…
Okkan’ın ölümünden sonra, yüzlerce çocuğa Gaffar adı verildi Diyarbakır halkı…
Gaffar Okkan’ın Diyarbakır’a ilk geldiğinde tebdil-i kıyafet şehri dolaşması. Kahvehaneden parasız çay istemesi…
Ciğerciden bedava ciğer yemesi…
Ve henüz bilinmediği halde sıcak ve samimi karşılanması ile başlamıştı her şey…
Ertesi günü resmi üniforması ve korumalarıyla aynı yerleri dolaşan Gaffar Okkan, yediği ciğerin, içtiği çayın parasını vermeye kalkınca, halkın gösterdiği direnç karşısında gözlerinin sulanması…
Israrla parayı vermesi…
Ve ardından, tüm Diyarbakır’daki 5000 civarındaki polis teşkilatına, “Bundan sonra Diyarbakırlılara kim eziyet ederse, kim yediği yemeğin, içtiği çayın parasını vermezse, kendine haritadan yer beğensin! Bu bir Gaffar Okkan emridir… Tüm ekiplere duyurulur!” mesajını geçmesi…
Tüm Diyarbakırlılar bu olayları biliyor ve Gaffar Okkan’ı kendi öz evlatları gibi seviyor!
DEVLET İLE HALKI BARIŞTIRAN ADAM!
Evet… Gaffar Okkan o sihirli elini Diyarbakır’a bir dokundurdu…
Sanki onun göreve başladığı tarihten itibaren şehirde sükûnet ve barış sağlanmış gibi oldu.
Yağmacılık…
Talan…
Haksız kazanç…
Polis baskısı…
Ve her türlü kanunsuzluk yerini sevgiye ve demokrasiye bıraktı…
Kısacası Diyarbakır’da halk ile Devlet barıştı; kucaklaştı…
Dedik ya… Yol kısaydı…
Sohbet kısa ama öz oldu… Şoför, benden para almak istemedi… Tıpkı Gaffar Okkan gibi, “Almazsan, bir daha taksine binmem!” deyiverdim ve ısrar ettim…
Vedalaştık. Ayrıldık…
Böyle değerli okuyucular…
İşte böylesine mert ve cesur vatan evladına kıydı Hizbullah!
Ve ne yazık ki, o Hizbullah’ın uzantısı bugün Türkiye’nin kalbinde, Büyük Millet Meclisi’nde…
Kalın sağlıcakla…
*********************
ANLAMLI SÖZ
“Nerde o yiğitler ki, gür sesleri ile ülkeyi bürür;
Yürü, dese dağlar yürür, dur dese, kalpler dururdu…”
Arif Nihat Asya
**********************