KPSS Lisans sınavının ardından yapılan soru iptalleri ve cevap değişiklikleri, binlerce adayın emeğini hiçe saydı. Aylardır, belki yıllardır bu sınava hazırlanan, emek veren adaylar, değişiklikler sonucu puanlarının ve sıralamalarının düştüğünü görünce haklı bir öfkeye kapıldı. Sosyal medya da tepkilerle doldu taştı; insanlar hayatlarını etkileyen, geleceklerini şekillendiren bir sınavın ardından yaşanan bu belirsizliğe karşı tepkilerini anca yazarak verebildi.
Sorular iptal ediliyor, cevap anahtarları güncelleniyor ve sonrasında 940 kişilik bir artışla yeniden sıralamalar açıklanıyor. Ancak bu artış nasıl oluyor? Adayların çoğu puan kaybederken, sıralamalar geriye giderken kim bu 940 kişi? Kimse bu sorunun cevabını bilmiyor ve verilmeyen cevaplar haliyle şüpheleri daha da büyütüyor. Aslında, bu olayın ardında basit bir yanlış hesaplama veya hata değil, daha büyük bir sistem sorunu yatıyor. Adayların aklına ister istemez şu sorular geliyor: Bu sınav güvenilir mi? ÖSYM neden her yıl aynı sorunlarla anılıyor? Her yıl yenilenen skandallar, bir türlü güven vermeyen bu sistemin altında neler yatıyor?
ÖSYM’nin dağıttığı kalemlerin üzerinde “Emeğiniz Emanetimizdir” yazardı eskiden. O basit cümlede bile bir güven duygusu, bir destek vardı. Ama ne ilginçtir ki artık o cümle yok, çünkü ÖSYM’nin adeta “Artık emeğiniz emanetimiz değil” demek istediği gibi bir algı oluşuyor. Emeğe sahip çıkma konusunda yetersiz kaldıklarını onlar da biliyor olmalı ki bu ifadeyi sessizce kaldırmayı seçmişler.
Evet, “Emeğiniz emanetimizdir” yazısı sessiz sedasız kaldırıldı, belki de bu, bize güvenmediğimiz bir kurumun verdiği en dürüst mesajdı. Çünkü her şey ortada: Emanetimiz diye emek verdiğimiz bu sistem, artık kimseye bir şey vaat etmiyor.
“Liyakat” kelimesi dillerde dolaşıyor; insanlar artık sınavların bir adalet unsuru olduğuna, çabalarının karşılığını alabileceklerine inanmak istiyor. Ancak böyle bir durumda liyakatten bahsetmek mümkün mü? Adayların sıralamaları düşüyor, puanlar bir anda eriyor ve bu kargaşa içinde kimse açıklama yapma gereği bile duymuyor. Bunca insanın emeği, bir anda belirsizliğe mahkûm edilmiş durumda.
Verilmek istenen mesaj artık çok açık: Emekler emanet değil, adaylar kendi çabalarının karşılığını alamıyor.