“Size de yaranılmıyor” demiş bir okur dostum, dünkü tasarruf eleştirisi içeren yazıma binaen.

Eleştirisin en önemli cümlesi de şu “Daha ne yapsınlar?”

İzah edeyim;

Birincisi iktidar bana yaranmak için hiçbir şey yapmasın aziz dostum!

İktidar, sorumluluğunu bilsin, yasal ve anayasal görevlerini yapsın, 3Y yani yoksulluk, yolsuzluk, yasaklar konusundaki vaatlerini yerine getirsin.

Sen de ben de hepimiz öncelikle şu soruları kendimize ve iktidara sormalıyız;

Eğer bugün ekonomi batıksa ve biz kemer sıkmak ve fedakârlık yapmak zorunda kalıyorsak, durduk yerde bu ekonomiyi kim bu hale getirdi?

Ve ekonomiyi bu hale getirip şimdi de tasarruf edelim diyenler, tasarruf konusuna ne kadar samimi?

Bizden fedakârlık isteyenlerin kendileri nelerini feda edecek? Yoksa yine fedakarlığın, ‘feda’ kısmı bize ‘kâr’ kısmı onlara mı düşecek?

Tasarrufu gerektirecek israfı yapanlar neden istifa etmiyor da biz tasarruf etmek zorunda kalıyoruz?

“Suriyeli sığınmacılar için 40 Milyar dolar harcadık, bir 40 Milyar dolar daha harcarız” diye diye batırılan ekonomiyi, ‘tasarruf tedbirleri tam olarak uygulandığında 3 Milyar dolar tasarruf edilecek" diyen Mehmet Şimşek’in bu tasarruf paketi mi kurtaracak?

Ben biliyorum ki sen anlamak için değil, cevap vermek için dinleyen ve okuyanlardansın.

Bırak başkalarına laf yetiştireceğim diye sana uygulanan zulmü görmezden gelmeyi de bu soruları kendine sor.

Topunu toplasan 3 milyar dolar eden bu tasarruf paketi bu ülkenin dişinin kovuğuna gider mi?

Kendileri makam otolarından inmezken, düşük dereceli memurların kullandığı servis otobüslerinin kaldırılması, garibanın ailece yaz tatili yapabildiği kurumunun kamp ve tesislerini yasaklamakla mı ekonomi düzelecek?

Bu tasarruf önlemlerinde gerçek israfı önleyecek, Hazine kaynaklarının çarçur edilmesinin önüne geçecek, kayırmacılığı durduracak, gelecek kuşaklardan bile alınacak vergilerle yaptıkları işin maliyetinin 4-5 kat üzerinde yandaş şirketlere ödenecek Hazine garantilerini ortadan kaldıracak bir önlem var mı?

Bu tedbirler ışığında;

Araç geçiş garantili yol ve köprülere hem de döviz üzerinden ödeme yapılmasına son verilecek mi?

Verilmiyorsa neden?

Plansız, programsız yapılan ve yapımına başlanan, çok az sayıda yolcunun kullandığı yolcu garantili havaalanlarına yine döviz üzerinde ödemeler bitecek mi?

Bitmiyorsa neden?

Hasta garantili şehir hastanelerini yapan şirketlere hasta garantisi olarak üstelik döviz cinsinden ödemeler durdurulacak mı?

Durdurulmuyorsa neden?

Ve biz neden döviz üzerinden ihale ve ödeme yapıyoruz?

Madem ekonomi battı, madem fedakarlık yapacağız, neden bu yandaş şirketlere ‘gel kardeşim, bak ekonomi zorda, sana olan borçlarımı TL’ye çeviriyorum’ demiyoruz?

Diyemiyorsak neden?

Kamuya 3 yıl boyunca yeni personel ancak emekli olanların sayısı kadar
alınacaksa, belediyeler başta olmak üzere bütün kamu kurumlarında şişirilen kadrolar, bankamatik çalışanları ne olacak?

3 yıl süreyle yeni hizmet binası alımı ve yapımı durdurulacak, yeni bina kiralanmayacak, yeni lojman ve sosyal tesis alımı/yapımı yasaklanacaksa sözde çalışma ofisi adı altında yapılan, dayanan ve döşenen, yılda bir iki kere kullanılsa da yüzlerce personelin istihdam edildiği şu meşhur saraylar ne olacak?

Daha önemlisi aziz dostum, şu bütçenin anasını ağlatan, ekonomiyi batıran, artık atından kalkılamaz hale gelen KKM enkazı ne olacak?

Neydi KKM?

Vatandaş dövize yönelmesin, döviz artmasın, “sen paranı bize yatır, biz mevduatını döviz artışı kadar artıralım, senin birikimin heba olmasın ama döviz de artmasın” denilerek icat edilen en saçma sistemdi.

Peki, döviz artışının önüne geçildi mi? Hayır, aksine döviz üçe katladı?

Haliyle birileri servetini üçe katarken, senin yoksulluğun da üçe katlandı.

Ve bir hatırlatma;

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçildiğinde “Cumhurbaşkanlığı genelgesi” eski sistemde ise “Başbakanlık genelgesi” adı altında birçok genelge yayımlandı.

O genelgelerde de benzeri önlemler vardı.

Mesela; Kamu kurumlarının yurt içinde ve dışında hiçbir suretle hizmet binası, lojman, kamp, sosyal tesis ve arazi almayacakları ve inşa edilmeyecekti. Zorunlu haller dışında araç alamayacakları ve kiralamayacaktı.

Bunlar uygulandı mı?

Uygulansaydı, şimdi yeniden pakete dahil edilmezdi, değil mi?

Peki şimdi neden uygulansın?

Demek ki seni beni ilgilendirenler uygulanacak, onları ilgilendiren kısmı es geçilecek.

Yani yine fedakarlığın feda kısmı sana, bana ‘kâr’ kısmı onların payına düşecek.

Anladın?