ASRIN Felaketi olarak belirlenen büyük depremin birinci yıl dönümüydü 6 Şubat… Ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan bu tarihten 3 gün önce depremi en ağır hasarlarla yaşamış olan Hatay’da seçim konuşması yapıyordu…

Kalabalıklar Reisimizi dinliyor, Hatay’ın bu sıkıntılardan bir an önce kurtulması için yatırımlar, yeni projeler ve müjdeler bekliyordu… Ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan aldı sazı eline ve şöyle bir cümle sarfetti:

“Merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma halinde olmazsa, o şehre herhangi bir şey gelmez! Hatay’a geldi mi? Şu anda Hatay garip kaldı, mahzun kaldı…”

 Yani demek istiyor ki, “Hatay’da oyunuzu bize vermezseniz, AK Parti adayını kazandırmazsanız, daha çok sürünürsünüz…”

NEYİ ALKIŞLADIĞINIZI BİLİYOR MUSUNUZ?

Ne acı değil mi?

Ne acıtıcı değil mi?

Ne küçük düşürücü değil mi?

Ve ne yazık ki, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu sözleri, orada bulunan kalabalıklarca alkışlanıyor!

Ne diye alkışlıyorsunuz?

İhmal edildiğiniz için mi?

Acılarınızla baş başa kaldığınıza mı?

Aradan bir yıl geçmesine rağmen, hala çadırlarda, konteynırlarda hayat sürdüğünüze mi?

Hala kayıp ettiğiniz yakınlarınızın, çocuklarınızın cesetlerine ulaşamadığınıza mı?

Niye alkış tutuyorsunuz, ha niye?

Anladınız mı şimdi AK Partili olmayan belediyelerin durumunu?

OYSA Kİ DEVLER ÖYLE OLMAMALI!

Aslında hepimiz bu ülkenin vatandaşımız… Şu anda siyasi hayatımızdaki tüm partiler de bu ülkenin Anayasası ile Yüksek Seçim Kurulu’nun ilgili kanun maddesine göre kurulmuş teşekküllerdir…

Yani bir yerde kuruluşuna “uygundur” deyip izin vermişsiniz… Meşru görmüşsünüz… Sonra da “düşman” ve “vatan haini” ilan ediyorsunuz!

A Partisi, B Partisi… Alfabemizin hangi harfinden oluşursa oluşsun, teröre mesafe koyuyorsa, bu ülkenin değerlerine sahip çıkıyorsa ve vatanımızı gözü gibi koruyorsa, asıl kriter bu olmalıdır…

Hatay ilimiz, 6 Şubat depremini en ağır atlatan bir bölgedir… On binlerce kayıp vardır. Tarihi ve turizm mekanları, tarım ve spor alanları yerle bir olmuştur… Şehirde yaşam zorlaşmış, ekonomi dibe vurmuştur…

Dünün iş adamları, yüzlerce, binlerce insana iş alanları sağlayan sektörler, holdingler yerle bir olmuştur.

İnsanlar, kayıplarının yasını bile tutamamıştır yeterince… Çünkü kalanlar yaşamak zorunda, çünkü hayat devam ediyor…

PİŞKİNLİĞİN BU KADARINA PES DOĞRUSU!

Oysa ki, aynı ülkenin, aynı tarihin, aynı inancın ve aynı kültürün insanlarıyız… Particilik, dincilik ve tarikatçılık bu kadar ön plana çıkarsa, sonunda olacağı da bu olur zaten…

 İnsani ve ahlaki değerler…

Vicdan muhasebesi…

Dürüstlük ve doğruluk…

“Benim yönettiğim ülkede bir koyun kaybolursa, sorumlusu benim” diyen Hazreti Ömer adaletinden biz ne zaman buralara kadar geldik?

Ortada 50 binin çok ama çok üzerinde bir kayıp var…

Şehirler halâ yıkılan binaların, harabelerin esaretinde… Kışın ayazında, zemherinin acımasızlığında inim inim inlerken, sen çıkacaksın ve mealen, “Oyunuzu bize vermezseniz, daha çok çekersiniz!” diye nutuk atacaksın…

Hay yazıklar olsun!

Ülkeyi yaklaşık çeyrek asırdır bunlar yönetmiyormuş gibi…

Durduk yerde ve sık sık “imar affını” bunlar çıkarmamışlar gibi…

Parası olana gökdelenlerin ruhsatını verirken, garip-gurebayı köhnemiz ve sağlıksız binalara bunlar hapsetmemişler gibi…

Deprem gerçeğine rağmen, binaları gerektiği gibi bunlar denetlememişler gibi!

Ve bu sağlıksız yapılara bunlar izin ve ruhsat vermemişler gibi…

Şimdi hangi yüzle çıkıyor ve “Oyunuzu bize verin ve şehrinizi kısa sürede mamur hale getirelim” namelerini, nutuklarını atıyorsunuz?

ANAYASANIN EŞİTLİK VE TARAFSIZLIK İLKESİ NEREDE?

Oysa ki, Anayasa’mızın “eşitlik” ve “tarafsızlık” ilkesi orada dururken, siz hangi hakla ve hangi yüzle insanları itham ediyorsunuz?

Asrın Felaketi olarak nitelendirdiğiniz depremde halâ 11 şehir yerlerde sürünüyor… Nutuk atacağınıza çare bulsanıza!

Yetmedi… Bu bozuk yapılanmadan bir anlamda sorumlu olan bakanınızı, İstanbul gibi 20 milyonluk bir şehre belediye başkan adayı olarak lanse ettiniz!

Tarih elbette gerçekleri yazacak…

Tarih elbette ki, sizin Hatay’ın bağrında, bu acı ve çile çekmiş insanların huzurunda sarfetmiş olduğunuz bu sözleri yazacak!

Bu sözleri ben sarfetmiş gibi o insanlardan utanıyorum!

Ya siz… O acı sözlerden dolayı biraz da olsa “nedamet” duygusu yaşadınız mı?

ANLAMLI SÖZ

“Adalet olmadıkça yönetimin, edep olmadıkça asaletin, cömertlik olmadıkça zenginliğin faydası olmaz…”

Hazreti Ömer