PARİS Olimpiyatları dün başladı. Bir olimpiyat yazısına daha ne dersiniz. Sizleri ta 1948’lere götürmek istiyorum… 1948 Londra Olimpiyatları’nda minderde öyle bir rekor kırıldı ki, aradan 76 yıl geçmesine rağmen, hiçbir olimpiyatta kırılamadı…
Olayı anlatayım…
Yok yok… Önce Londra’da madalya kazanan sporcuları sıralayayım…
SERBEST DALDA:
57 kilo: Nasuh Akar Altın
62 kilo: Gazanfer Bilge Altın
67 kilo: Celal Atik Altın
73 kilo: Yaşar Doğu Altın
52 kilo: Halil Baydemir Gümüş
79 kilo: Adil Candemir Gümüş
GREKOROMEN DALINDA:
+87 kilo: Ahmet Kireççi Altın
62 kilo: Mehmet Oktay Altın
52 kilo: Kenan Oktay Gümüş
79 kilo: Muhlis Tayfur Gümüş
57 kilo: Halil Kaya Bronz
ATLETİZMDE İLK MADALYA
ÜÇ ADIM ATLAMA:
Ruhi Sarıalp Bronz
Yani 1948 Londra Olimpiyatları’nı 6 altın, 4 gümüş ve 2 bronz madalya ile kapattık…
TÜRKÜN GÜCÜNE BAKAR MISINIZ?
Malum, olimpiyatlarda güreşlerin finalleri yapılıyor… Ve fırtına gibi başlayıp, fırtına gibi devam eden Türk güreşçileri, grekoromen ve serbest dalga tam bir kasırga gibi esiyor…
Ve üç minderin yan yana dizildiği salonda 3 Türk güreşçimiz az sonra final maçına çıkacak…
Kimi bunlar?
Yaşar Doğu, Gazanfer Bilge, Celal Atik…
Olimpiyat tarihinde ilk kez aynı milletten 3 güreşçi final maçı yapacak… Final maçından hemen önce bizim finalist güreşçiler aralarında şöyle sözleşir:
“Arkadaşlar, var mısınız aynı anda tuş yapmaya?”
Hep bir ağızdan:
“Varız… Neden olmasın?”
AYNI ANDA 3 TUŞ BİRDEN!
Anlaşırlar… Her üç güreşçimiz de her zaman olduğu gibi fırtına gibi girer karşılaşmaya… Birkaç dakika içinde zaten sayı olarak öndedir 3 Türk güreşçimiz…
Lakin önde olmak yetmiyor; tuşla galip gelecekler…
Ve rakiplerini yere indiren güreşçilerimiz, yan minderlerde final maçı yapan diğer arkadaşlarımızı süzer…
Aslında bu süzüş, “Ben tuşa hazırım!” demektir… Bu bakış, gücüne ve kendine sonsuz güvenmektir aynı zamanda…
Anlaşırlar ve aynı anda rakiplerini tuş eder güreşçilerimiz…
Yani, 3 Türk güreşçi aynı anda finale çıkacak… Ve anlaşarak aynı anda ve birkaç saniye farkla rakiplerini tuş yapar… Bu ne dünya güreş tarihinde ne de olimpiyat tarihinde yaşanmış bir olaydı; üç “müthiş Türk” güreşçi tarafından gerçekleştirildi…
Bu rekor hala kırılamadı; kırılması da çok ama çok güç görülüyor…
Olimpiyatlarda yine güreşte iyi işler yapacağız… Bu belli. Lakin, ata sporumuz güreşten, böylesine unutulmaz zaferler bekliyoruz…
ATLETİZMDE İLK ALTIN!
1948 Londra Olimpiyatları’nda atletizmde de bir ilk yaşandı… Doğrusu bu da çok önemliydi… Çünkü, Türk sporcuların tek başarılı olduğu alan güreşti o yıllarda…
İşte atlet Ruhi Sarıalp, “üç adım atlama” dalında çıktı ve ilk olimpiyat bronz madalyasına uzandı…
Olimpiyat sonrası madalya alan sporcularımızı Trabzonlu Başbakan Hasan Saka karşıladı…
Sporcuları tebrik ederken de Karadeniz şivesi ile şöyle diyordu Başbakan Hasan Saka:
“Tebrik ederim! Ula sen ne oldun?”
“Fransız rakibimi yendim, altın madalya kazandım…”
Sonra sıra atlet Ruhi Sarıalp’e gelir… Ve Başbakan Hasan Saka aynı soruyu Ruhi Sarıalp’e de yöneltir:
“Tebrik ederim uşağım… Ula sen ne aldın?”
“3 adım atladım, bronz madalya kazandım efendim!”
“Ula bir adım daha ataydın ya!”
Gülüşmeler olur… Zira Başbakan “üç adım atlama” kuralını bilmemektedir. Atlet Ruhi Sarıalp bozuntuya vermeden cevap verir:
“Bir dahakine efendim!”
İşte böyle değerli okuyucular… 1948 Londra Olimpiyatlarında 6 altın, 4 gümüş ve 2 de bronz madalya kazandık… 4 bin 99 sporcunun katıldığı Londra Olimpiyatları’na II. Dünya Savaşı’ndaki etkin rollerinden dolayı Almanya ile Japonya sporcuları davet edilmedi. Türkiye ise bu oyunlara 6 branşta, 1’i kadın olmak üzere 58 sporcu ile katıldı… Şimdi ise Paris’te tam 102 sporcu ile boy göstereceğiz…
Artık birçok branşta birçok madalya bekliyoruz…
Haydi hayırlısı…
:::::::::::::::::::::::
ANLAMLI SÖZ
“Benim için ne yapmak istediğime odaklandım. Şampiyon olmak için ne yapmam gerektiğini biliyorum ve bu yüzden gerekeni fazlasıyla yapıyorum…”
USAİN BOLT (Olimpiyat Şampiyonu)
:::::::::::::::::::::::