Plansız şehirleşme özellikle büyük şehirlerde nefes almayı zorlaştırıyor.
Neyse ki biz o konuda biraz olsun şanslıyız.
Deprem sonrası oluşan boşluklar sayesinde kısmen yol ve kaldırımlarımız genişledi, yeşil alanlarımız arttı.
Bir de kapanan kurumlar, taşınan stat derken epey bir yeşil alanımız, parklarımız ve bahçelerimiz oldu.
Oldu da…
Bir de kullanmayı becerebilsek, temizliğine önem verebilsek, başkalarını rahatsız etmemek için elimizden geleni yapabilsek…
Bu manada en çok şikayet Suriyelilerin ve bizim yerel magandaların davranışları konusunda geliyor.
Şu bizim Kent Park mesela…
Maalesef eskisi kadar, çocuklarımızın güvenle oynayabildiği, rahatsız olmadan yürüyüş yapabildiğimiz, gürültüsüz patırtısız dinlenebildiğimiz bir alman değil…
Genellikle alternatifi olmayanların, zorunlulukla gittikleri bir park haline geldi.
Sık sık şikayet edildiği hali ile bizim Kent Park, oldu adeta bir mülteci kampı…
Yerel yönetimlerin işi sadece yapmak değildir, malumunuz…
Yapmak, korumak, rahat ve güvenli bir kullanım sağlamak, temizliğini yapmak yerel yönetimlerin görevidir.
Duyarlı bir vatandaş eline bir süpürge veya çöp poşeti alır hem oturduğu yeri hem de çevresini temiz tutma gayretinde olabilir, ona bir şey diyemem ama vatandaş sanki kavgaya gider, güvenlik tedbirleri alarak bir parka gitmek zorunda kalıyorsa, orada bir yanlışlık vardır.
Veya uygun kullanmayanları vatandaş uyarmak zorunda kalıyor ve bedelini kavgada yumruk vesaire yiyerek ödüyorsa, burada bir tuhaflık vardır.
Allah razı olsun! Serdivan Belediyesi, Kemalpaşa Mahallesi Darboğaz Deresi civarındaki çocuk parkı yapmış, çocuklar eğlensin, büyüklerde yürüyüş ve spor yapabilsin diye…
Peki amacına uygun kullanılabiliyor mu? Maalesef hayır?
Bir yandan başı boş ve öbür yandan sahipli ama tasması çıkarılan köpekler çocuk büyük herkesin yüreğini hoplatırken, öbür yanda vatandaşların başı iki ayaklı köpeklerle belada…
Özellikle bu iki ayaklı köpeklere ‘hoşt’ demek öncelikle yerel yönetimlerin görevidir.
Ha, hoşt demekten anlamıyorlarsa, gereği biçimiyle anlatmak ve güzel bir dersle bu yanlışlarından caydırmak da kolluk kuvvetlerinin…
Öyle olmuyor işte…
Ve öyle olmadığının göstergesi; Vatandaşla, memur arasındaki diyaloğa bakar mısınız?
Memur bey, Allah aşkına bir müdahale edin şunlara…
Edeyim de ne diyeyim beyefendi?
Uyarın, ceza kesin…
Ne cezası keseceğim?
Yahu ne cezası olacak, en azından Pandemi kurallarına uymamaktan kesin, bakın yasak başladı ama bunlar hala sokaktalar.
Kessem ne olacak, gidecekler yarın cezayı kaldırtacaklar…
Şikayetçi vatandaşların ifadesiyle; “Emniyet mensupları ihbarı yaptığımız anda olay mahalline gelerek anons yapıyor. Emniyet aracını görenler ise çil yavrusu gibi dağılıyorlar. Ancak daha sonra yeniden çocuk parkı ve dere boyuna gelerek aynı huzursuz ortama devam ediyorlar. Kimi zaman dereboyu çift taraflı uygulama yapılıyordu. Bu da bölgenin kısa bir süre de olsa rahatlamasına neden oluyor. Ancak aradan bir iki gün geçince yine aynı tablo ile karşı karşıya kalıyoruz. Emniyetin soruna kalıcı bir çözüm bulmasını bekliyoruz!”
Üstelik de Pandemi döneminde yaşanıyor bütün bu olumsuzluklar…
Gece 22.00 sonrası sokağa çıkmak bile yasakken yani…
Sarhoşların nara atmaları, araç sahiplerinin araçlarına patinaj yapmaları gece yarılarına kadar bitmiyor.
Bir önemli olumsuzluk da, ailelerin ve çocukların gözü önünde kadın satılıyor olması.
Hem de çocuk parkında eskort kızlar pazarlık yapıyor müşterileriyle…
Haliyle gençlerin hap ve alkol alarak gece yarılarına kadar yüksek sesle konuşup nara atmaları bölge insanını canından bezdirmiş…
Bu tür parklar genelde evlerin şerefiye değerini arttırır değil mi?
Değil ki imkanı olanlar evlerini satışa bile çıkarmışlar…
Şikayetlerinin karşılığını alamamışlar ve umutlarını da kesmişler ki kaçışı tercih ediyorlar.
Duyumuma göre evini satışa çıkaranlardan bir tanesi de belediye görevlisi ve belediye başkanına da yakın üstelik…
Ama bu vatandaş bile çözümden umudunu kesmişse vay halimize…
Şikayetçi vatandaşların gönderdiği videoları izledim. Gerçekten de bu çağa ve bu ile yakışmayan görüntüler…
O videoyu ileten vatandaşların bir daveti de var, aktarayım…
Belediye başkanı ye de il emniyet müdürü ziyaretimize gelir, bir çayımızı içerler mi acaba?
Böylelikle durumun ciddiyetini de anlar, bizi bu dertten kurtarırlar mı?
Eh, inşallah…