Dün belirttiğim gibi; İki taraf arasında hüküm verirken, iki tarafın da iddialarını dinlemek, bu iddiaları araştırmak, söylenenleri teyit etmek, tarafsız, adil, hakkaniyetli hüküm vermek Müslüman’ın şiarıdır.
Yaşanan, yapılan bir haksızlığa engel olmak her şeyden ve herkesten önce dindar olduklarını iddia edenlere ve özellikle din adına hüküm verenlere yakışır.
Lakin görüyoruz ki, en başta bu kesimin doğru bilgilenme, doğruyu öğrenme ve ona göre hüküm verme gibi bir dertleri yok…
Dindarlığı kimseye bırakmıyorlar ama “Ey inananlar! Eğer yalan haber taşıyan biri size bir haber getirirse, onun doğruluğunu araştırınız. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptıklarınıza pişman olursunuz” mealindeki ayetten haberleri yok veya öyle davranmak işlerine geliyor.
Biraz daha derinlere indiğinizde sebep olarak karşımıza dünyevi ve kişisel çıkar hesapları çıkıyor.
Bakıyorsunuz ki sizin dindar, din adamı dediklerinizin ‘Ey Musa. Vallahi sen haklısın ama ne yapalım? Karnımızı Firavun doyuruyor” diyenlerden farkı yok.
Nitekim bu ülkede, koskoca ilahiyat profesörü kendi cenahının yaptığı yolsuzlukları aklamak için “yolsuzluk yapmak hırsızlık demek değildir” diye fetva verebildi.
Üst düzey bir partili yolsuzlukları açığa çıkınca, bunu açığa çıkarmanın ‘günah işleme özgürlüklerine müdahale’ olduğunu iddia edip, bizleri günaha girmekle suçlayabildi de tek bir din adamı da çıkıp ‘hadi lan oradan’ demedi, diyemedi.
Şimdi, turpun büyüğünü tartışacaksak, bunları bilmemiz lazım.
Buna bir de “Enflasyonda yöneticilerin hiçbir sorumluluğu yok. Günahlar çok olduğu için enflasyon yükseliyor” diye iktidar yalakalığına soyunan cüppeli cübbesiz sözde din adamlarının katkısını da eklemek lazım.
Ben yine de uyarıyorum; Yarın bir seçim olacak ve turp kavgasına tutuşan bu iki taraf arasında hüküm vermek zorunda kalacaksınız.
İyi de neye göre? Tabii ki Allah’tan korkuyorsanız eğer taraf tutarak değil, araştırarak, teyit ederek, doğruları öğrenerek…
Zira, sizi size bırakmıyor, doğru olmayan iddialar, iftiralar, manipülasyonlar ve algı operasyonları ile sizin adil hüküm vermenizi engelliyorlar.
Ama sizin derdiniz doğruyu öğrenmek ve doğru hüküm vermekse bu çok zor değil.
İnternette bilgi teyidi yapan siteler var.
Mesela teyit.org adlı bir site… Sizi araştırma zahmetine sokmadan, anında doğru ile eğriyi birbirinden ayırıyor.
Bu site 2019 yerel seçimlerinde internette yayılan yanlış bilgileri derledi ve iftira olduğunu teyit etti.
İşte örnekler;
CHP İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Ekrem İmamoğlu’nun Beylikdüzü belediye Başkanı olur olmaz bir papaz heykeli yaptırdığı iddiası…
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin seçim kampanyası için 2016 tarihli stok patates ve soğan dağıttığı iddiası…
HDP’li Sezai Temelli’nin İstanbul’da İmamoğlu, Ankara’da Mansur Yavaş kazanırsa, İstanbul ve Ankara’yı HDP yönetecek’ dediği iddiası…
Sosyal medyada paylaşılan bir fotoğrafın, CHP’nin Bursa Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mustafa Bozbey’in kumarhanede çekilmiş görüntüsü olduğu iddiası…
HDP’nin Mersin’de üzerinde ‘Oylar CHP’ye Bizler Belediyeye’ yazan broşürler bastırdığı iddiası…
Aslı bir GSM şirketinin baz istasyonu olan fotoğraf üzerinden CHP’li belediyenin seçimden sonra Kartal’a haç diktiği iddiası…
Fetö’den tutuklu Murat Kale’nin Ekrem İmamoğlu’nun eski ev arkadaşı olduğu iddiası…
Zeydan Karalar’ın Adana’da yolsuzluk nedeniyle mazbatasını almaya dahi gitmediği iddiası…
Yeni Akit gazetesinde 11 Nisan 2019 tarihinde “Yıkım ekibi iş başı yaptı” başlığıyla verilen, Artvin Belediyesi’nin ezanı yasaklayıp hoparlörden Mozart çaldığı ve ezanı yasaklattığı iddiası…
Antalya Belediye Bakanı Muhittin Böcek’in su ve toplu taşımaya zam yapıp evde bakım hizmetlerini kaldırdığı iddiası…
CHP Parti Meclisi Üyesi ve İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nu PKK’lılarla yan yana gösteren montaj fotoğraflı iddialar…
İmamoğlu’nun başkanlığı sürecinde Beylikdüzü Belediyesi binasında T.C. ibaresi olmadığı iddiası…
A Haber’in “CHP’nin akıl almaz nanoteknolojik hilesi” ile zarftaki 4 oydan sadece büyükşehir oyunu değiştirdiği iddiası…
İşte bütün bu dezenformasyon ve manipülasyonlar bir ‘oy’ uğruna, sizin taraflar arasında doğru hüküm vermemeniz için yapılıyor.
Yalanları ortaya çıkınca da Soylu gibi davranıyorlar.
Malumunuz dönemin İç İşleri Bakanı Soylu da “İstanbul Büyükşehir Belediyesinde 550 terörist var” iddialarını sürekli tekrarlamış ama konu adliyeye intikal edip ‘sen koskoca bir iç işleri bakanısın hadi bakalım iddianı ispat et’ denilince de kendisini “Elimde bir bilgi/belge yok. Ben bunları siyaset yapma ve ifade özgürlüğü kapsamında söyledim” demişti.
Şimdi, turpun büyüğü kimin neresinde bilemem ama birilerinin bilgi kirliliğinden, yalandan, iftiradan medet umduklarını adım gibi biliyorum.