Bizimkisi biraz ayranı yok içmeye, tahtırevanla gider tuvalete durumuna benzedi.

Sırf ‘uzaya sert iniş yapma’ vaatleri havada kalmasın diye parasını basıp uzaya turist göndermek zorunda kaldılar.

Bunu de seçimde tepe tepe kullanacaklar.

Bu niyetlerini ‘bilimsel çalışmalar yapacak’ söylemiyle gizlemeye çalışıyorlar ama herkes biliyor ki TÜBİTAK’a hayvanat bahçesinden genel müdür yardımcısı atayan, “Tayyip Erdoğan’a teşekkür edilmediği için depremler oluyor” diyen arkadaşı, Türkiye Uzay Ajansı’na başkan müşaviri yapan bir zihniyeti ‘bilim’ kelimesi ile yan yana koymak bile abestir.

Bizim astronot, Ay’a yapacağımız dört şeritli yolun fizibilitesini yapacak’ deseler daha inandırıcı olurdu yani…

Yerli milli astronotumuzun olayı Atatürk’e atfetmesi dışında gurur duyabileceğimiz bir ayrıntı yok burada…

Ha bu arada ‘Atatürk ne alaka’ diyenler var. Hem de çok var.

Ben sizi biraz eskilere götüreyim bugün, Atatürk’ü anma gereğini ve uzaya turist göndermek mi yoksa yıllar önce Apollo 11’i sağ salim dünyaya indirmek mi daha gurur verici siz karar verin.

06 Haziran 2020 tarihli Milliyet Gazetesi, yazan da Güneri Civaoğlu;

“Armstrong’un “Benim için küçük ama insanlık adına büyük bir adım” diyeceği en heyecan verici dakikalar henüz gerçekleşmemişti. Tarihler 20 Temmuz 1969’u gösterdiğinde 1 milyar 500 milyon insan televizyonlarına odaklanmış “Neil Armstrong’un Ay’da yürüyecek olmasını” heyecanla izliyordu.

Spiker o an hiç beklenmedik bir haber verdi:

“Astronot Armstrong’un bilgisayarı bozuldu, Ay’a inişi yapamayacak!”

Bu ana tanık milyardan fazla insan üzüntü verici büyük hüsrana uğramıştı.

Tullahoma’daki evde toplanmış bilim insanları da hayal kırıklığı içindeydi.

Ancak aralarından biri yüreklere su serpti.

“Telaşa gerek yok, Neil, modülü Ay’a indirebilir. Bilgisayarın bozulma ihtimaline karşı, manuel (elle) olarak indirebilmek için 1.5 yıl çalıştı” dedi.

Bu söylem üzerine şaşkınlığa düşen bilim insanları ona takıldılar:

“Sen nereden biliyorsun Türk?”

O sırada henüz 32 yaşında olan Türk cevap verdi:

“NASA’da Apollo 11 Projesi’nde yazılım ayağında çalışıyorum.”

Evet, Türk’ün adı Arsev Eraslan’dı.

Tahminin doğru çıkması için çok beklenmedi.

Armstrong, bilgisayarın bozulmasına rağmen “manuel” olarak modülü, Ay’a indirebildi.

1 milyar 500 milyon insan, bu harikulade anı izlemiş, “insanoğlunun Ay’a ayak basmasıyla” gururlanmıştı.

Eraslan’ın NASA’daki görevi “modülün Dünya’ya dönüşü” yazılımlarını gerçekleştirmekti, gerçekleştirmişti.

Eraslan başka önemli işlere de imza attı. Şöyle ki:

“ABD’deki tüm nükleer santrallerin çevreye olan etkisini minimuma indirmek” için yazılım geliştirdi.

“Ay’da kristallerden mücevher yetiştirmek” için yazılıma imzasını attı.

“Suçluyu yüzünden tanıyan dünyadaki ilk 3D Yüz Tanımlama Teknolojisi’ni” geliştiren de odur.

Ayrıca ABD’deki üniversitelerde profesör olarak öğrencileri ve NASA personelini eğitti.
Arsev Eraslan’ın babası Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk uçak mühendisi Necdet Eraslan’dı.

Atatürk, Necdet Eraslan’ı Fransa’ya göndermişti.

Paris’te 1928’de École Nationale Supérieure L’Aeronautique’te havacılık ve uçak mühendisliğini bitirmişti.

Türkiye’ye döndü.

“Türkiye’deki ilk dizel motoru” imal etti.

“Su türbinleri yaparak elektrik” üretti.

“Karman Line” yani “Dünya ile uzayın birleştiği çizgiyi ortaya çıkaran” dünyaca ünlü bilim insanı Theodore von Kármán’ın “Gel ABD’de kal, sana profesörlük verelim” teklifini “Atatürk’ün ülkesinde yapmam gereken çok işler var” diyerek reddetti.

İstanbul Yıldız Teknik Üniversitesi’nde profesör olarak çalıştı.

1963’te ABD’ye profesör olarak gitti.

“Louisiana State University Makine Uzay Havacılığı bölümünde profesörlük” yaptı.

 “NASA’da ders verdiği öğrencilerin hepsi sonradan Apollo 11 projesinde çalışmıştı,

Sonuç...

Bu baba oğul “Atatürk’ün izinde bilimi geliştirerek Ay’a gidilmesinde” katkı sağlamıştır.”

Apollo 11 astronotları da bu katkıyı ve perde arkasındaki Atatürk’ü unutmadılar.

20 Ekim 1969’da Anıtkabir’i ziyaret ederek saygı duruşunda bulundular.

Bugün uzaya gönderdiğimiz arkadaş da bir AKtronot değil, astronot olduğu için konuşmasında Atatürk’ü anıyor, iyi de yapıyor.

Rahatsız olanlar varsa bir dahakine astronot yerine AKtronot göndersinler!