Dün yazdığım gibi; döviz artışı ve enflasyon oranları bu iktidar için prestij meselesi.

Ne döviz artışına ne de enflasyonun yükselmesine engel olamadıkları için farklı ve akıl dışı yöntemler deniyorlar.

Döviz artmasın diye piyasaya süre süre Merkez Bankasından döviz bırakmadılar.

Yetmedi bir KKM icat edip, dövizlerinizi bozdurup bize yatırın hem faiz hem de döviz yükselişi farkını biz size verelim dediler.

Neticede döviz de enflasyon da düşmedi ama kasa boşaldı, hazine eksiye düştü.

Enflasyona düşük göstermekle iktidar hem prestijini arttırıyor hem de emekli ve çalışanların maaşlarını düşük tutma bahanesi buluyordu.

Dolayısıyla enflasyon öyle bir hırsız ki, bir yandan biz uyurken cebimizdeki paranın öbür yandan da maaş ve ücretlerimizin bir kısmını çalıyor.

Nitekim bu ay emeklilere altı aylık enflasyon farkı olarak yüzde 24.73 verecekler.

En düşük emekli aylığı 10 bin liradan 12 bin 473 liraya çıkacak.

Oysa gerçek enflasyona ve ENAG’a göre 14 bin 116 lira olması gerekirdi ama TÜİK, bilinçli olarak hatalı ölçümlerle emeklilerin maaş farklarından 1643 lirayı buharlaştırdı.

Bu sadece 6 aylık hırsızlık…

Son dört yılda ne kadar çaldıklarını biliyor musunuz?

Söyleyeyim, enflasyonu özellikle ücret artış dönemlerinde düşük göstererek, son dört yılda emekli aylıklarının yüzde 86’sını gasp ettiler. 

Son 4 yılda gerçek enflasyon verileri dikkate alınsaydı bugün asgari ücret 17 bin lira değil, 49 bin 473 lira olacaktı. Adına ister buharlaştırma ister çalma deyin, son 4 yılda asgari ücretin yüzde 66’sına el koydular.

Son 4 yıllık dönemde gerçek enflasyon verileri dikkate alınsaydı mevcut 10 bin lira emekli aylığı 2024 başında 32 bin lira olacaktı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da Kazakistan dönüşü uçakta şöyle dedi; “En büyük sorunumuz, hayat pahalılığı. En adaletsiz vergi, enflasyon.”

Çok doğru söyledi. Demek ki iktidar orunu biliyor.

Peki çözüm?

Cümlesini şöyle bitirdi; “O nedenle dar gelirlilerimize, asgari ücretlimize, emeklilerimize yapacağımız en büyük iyilik; popülizm yapmadan enflasyonu kalıcı bir şekilde tekrar tek haneye düşürmek…”

Yani maaş ve ücret artışlarını unutun, sadece sabredin. Biz enflasyonu tek haneye düşürene kadar dişinizi sıkın, dedi.

Yahu siz hastanın ateşini bile doğru ölçmez ve düşük gösterirken bu hastayı nasıl iyi edeceksiniz ki?

Peki siz bu enflasyonu tek haneye düşürene kadar çalışan ve emekli ne yiyecek? Nasıl geçinecek?

Şu enflasyonla mücadele denilince, neden ilk akla emekli ve çalışanların maaşlarının düşük tutulması geliyor, bunu da anlayabilmiş değilim.

Enflasyonu ücretli ve emekli kesim mi arttırdı?

Ekonomiyi, çalışan ve emekli kesime verdiğiniz maaşlar mı bozdu?

Faturasını neden biz ödüyoruz?

TÜİK’TEN CEVAP GELDİ

TÜİK Başkanı Erhan Çetinkaya önceki gün gazetelerin Ankara temsilcileriyle bir araya geldi ve enflasyon konusundaki eleştirileri yanıtladı. Toplantıda madde fiyatlarıyla ilgili Alaattin Aktaş’ın ifşaları üzerinde duruldu.

TÜİK Başkanı, evet açıklama yapmak yerine aklımızla alay etti adeta ama eleştirileri ve muhalefeti haklı çıkaran doğruları da söyledi.

“Enflasyonun yüzde 75 olmasıyla yüzde 45 olmasının arasında bir fark yoktur” demesi akıl ve izan dışıydı.

Ama ilk kez bir TÜİK Başkanı, ücretlilerin enflasyona sebep olduğu tezini yıktı geçti.

Enflasyonun yükselmesinde ana etkenin şirketlerin kâr hırsı olduğunu vurguladı.

Demek ki maaşlar, ücretler artarsa enflasyon da artardı tezi eksik ve maksatlıymış.

Peki çözümü emekli ve çalışan mı bulacak yoksa iktidar mı?

Bu anlamda iki önemli ama bir türlü çıkmayan yasanın suçlusu vatandaş mı?

Bu iki çıkmayan ve haliyle uygulanmayan yasaların ilki; zincir marketler yasasıydı,

İkincisi de hal yasası...

Bu iki yasa çıksa ve uygulansa dalında kilosu 1 lira olan limon tezgâhta 100 lira olmayacaktı.

Hiçbir ürün özellikle gıda maddelerinde zincirin ilk halkası ile son halkası arasında bu kadar fahiş artış da olmayacaktı.

TÜİK Başkanı topu iktidara atmak maksadıyla belki bilerek, belki de farkında olmadan iktidarı suçladı.

“Akaryakıta 26 Haziran’da elektriğe de 1 Temmuz’dan itibaren geçerli olmak üzere zam yapıldı. Bunların etkisinin temmuz enflasyonunda ortaya çıkacak” derken, iktidarın haziran enflasyonunu düşük göstermek dolayısıyla çalışan ve emeklilerin ücret artışını düşük tutmak için adeta bir kumpas kurduğunu da ifşa etti.