HÜKÜMET edenler çeşitli vesilelerle sık sık vurguluyor. Türkiye Yüzyılından bahsediyor. Türkiye Yüzyılına girmişiz de haberimiz yok!
Türkiye Yüzyılı demek, çok iddialı bir kavramdır.
İçinde, aydınlanma, hukuk, adalet, sanayi, huzur, eşitlik, liyakat ve üstün demokrasi nimetlerinden faydalanma, sağlıklı çalışma ortamları ve içerisinde daha birçok hayati kavramı barındıran bir tamlamadır Türkiye Yüzyılı…
İnsanların yüzlerinin güldüğü…
Ceza ve tutuk evlerinin boşandığı…
Eğitim sistemimizin dünya standartlarının üzerine çıktığı…
Sağlık sisteminin, insanların tüm dertlerine çare bulduğu…
İşsiz insanların kalmadığı, fabrikaların işçi bulmak için büyük arayışlara girdiği…
Avrupa’nın “gerçekten” bizleri kıskandığı bir yüzyıl olmalı Türkiye Yüzyılı…
Ülkesinde yabancıların cirit atmadığı…
Şehirlerin, ilçelerin ve tüm yaşam beldelerinin insanlara huzuru vadettiği…
Çalmanın, çırpmanın, talanın, yalanın, öldürmenin, tecavüzün ve arsızlığın bittiği…
İnsanların, Allah’ın dini ile aldatılmadığı…
“Allah, Kitap, Muhammed…” diye feryat edip, arka bahçelerde tam tersine icraatın sergilenmediği bir yüzyıl olmalı Türkiye Yüzyılı…
GERÇEKLER, BUNUN TAM TERSİ!
Şu anda Kasım ayının ortalarında bulunuyoruz ve ilk 10 ayda öldürülen kadın sayısı 374… Hiç kuşkunuz olmasın; bu rakam yıl bitene kadar kesinlikle 400’ün üzerine çıkacaktır…
Yani her yıl ortalama en az 400 kadının öldürüldüğü bir ülkedir Türkiye…
Kadınlarını, annelerini, çocuklarını, bebeklerini koruyamayan bir ülkedir Türkiye…
8 yaşındaki Narin’i, 2 yaşında cinsel istismara uğrayan ve hastanede 1 ay yaşam mücadelesi veren Ş.Y’yi, Yenidoğan Çetesi’nden onlarca masum bebeği koruyamayan ülkedir Türkiye…
İnsanlara eşit eğitim ve yaşam şartları sunmayan, parası olana tüm kapıların açıldığı yerdir Türkiye…
Güçsüz ve masumların ceza evlerinde çürüdüğü, güçlülerin hukukunun her zaman üstün geldiği bir ülkedir Türkiye…
Anayasa’nın hükümlerinin, alt mahkemelerce göz ardı edildiği, hukukun çivisinin çoktan çıktığı, adaletin hakkıyla dağıtılamadığı bir ülkedir Türkiye…
BEYİN GÖÇÜ VE İNSAN KALİTESİ
Türkiye, yıllarca dirsek çürütüp, üniversite diploması alan ve iş bulamadığı için tercihi yurt dışına çıkmakta bulan insanların ülkesidir…
Türkiye, KPSS sınavında derece yapmasına rağmen, ucube mülakat sistemine takılan insanların ümidini tükettiği bir ülkedir…
Türkiye, sıkıntılarını dile getirirken devleti yönetenlerden anlayış bekleyen tıbbiyelilerin, cevaben, “Beğenmiyorsanız, başka ülkelere gidin!” diye diye kovulanların ülkesidir.
Türkiye, merhum Necip Fazıl’ın, tam da “Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!” dizesiyle anlatmaya çalıştığı insanların ülkesidir.
Türkiye, ağlayan emeklilerin, çöpten rızkını arayan insanların, işsizleri ordusunun bir çığ gibi hayatı kuşattığı bir ülkedir…
Türkiye, her türlü rüşvetin, kara para aklamanın, zararlı madde ticaretinin kol gezdiği bir ülkedir…
Türkiye, sınırlarının ne olduğu belirsiz yabancıların delik deşik ettiği, kevgire çevrildiği bir ülkedir…
Türkiye, yabancıların, suçluların, mafyalaşmanın ve her türlü gayrimeşru işlerin hüküm sürdüğü bir ülkedir…
TÜRKİYE YÜZYILINI BİZE DE GÖSTERİN!
Durum tam da böyle iken, hükümet edenler, gerine gerine bir Türkiye Yüzyılı’ndan bahsediyor… Nasıl bir yüzyılmış bu, bize de gösterin…
Tüm komşuları ile kavgalı, dünyanın en zalim ülkesi İsrail ile ticareti bir türlü sonlandırmayan bir ülke durumundayız…
Yazılı ve görsel basının %90’ının sahibinin sesi olduğu, ortalık toz-duman iken, çizdikleri tozpembe tablolara kendilerinin bile inandığı bir harikalar (!) diyarıyız.
Adalette, hukukta, eşitlikte, insanca yaşamakta, huzurda, refahta ve gerçek yaşamın her alanında büyük uçurumlar yaşayan, önünü arkasını, iki yakasını bir türlü toparlayamayan bir ülke konumundayız…
Ne acıdır ki, artık tüm bu göstergelerde daha demokrasi ve cumhuriyet yönetimleri ile şereflenmemiş ülkelerin gerisine düştük… Siz, bu aziz milletin gözüne baka baka Türkiye Yüzyılından bahsediyorsunuz…
Yoksa “Türkiye Yüzyılı” derken, yukarıda bahsettiğim ağır tabloyu kastettiniz de, biz mi anlayamadık?
***************
ANLAMLI SÖZ
“Dürüstlük, pahalı bir mülktür; ucuz insanlarda bulunmaz…”
HAZRETİ ÖMER
**************