DAHA önce aykırı düşünceleri ile birçok kez ceza almış, yurt dışına çıkmış bir eblehtir Şevki Yılmaz… İşi gücü bu Cumhuriyetin değerlerine saldırmak, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına hakaret etmek…

Bu sulu ağızlı zatın kuyruk acısı nereden kaynaklanıyor bilmiyorum… Bildiğim bir şey var ki, maalesef Şevki Yılmaz gibi sapıtmışların bu ülkede taraftarları çoktur…

2.Abdülhamid’in torunu Berna Sultan Osmanoğlu’nun düğününde mikrofonu eline alan eski Refah Partisi milletvekili ve Yeni Akit Gazetesi yazarı Şevki Yılmaz şöyle bir heyecanda bulundu:

“Osmanlı’yı süren soysuzları lanetliyorum…”

Yani bu karanlık zat, Cumhuriyetin kurucularına “soysuzlar” diye hakaret ediyor.

Ve ne yazık ki, aynı ortamda bu ülkenin en büyük tarihçilerinden Prof. Dr. İlber Ortaylı da bulunuyor. Bu çirkin olayı daha sonra Oda TV’ye açıklayan Ortaylı ise, “Vallahi beni ilgilendirmez Şevki Yılmaz. Kim olduğunu da bilmiyorum, tanımıyorum. O kızı, Berna’yı severim ve dedesi Harun Efendi’yi… Gözümün önünde büyüdü. Düğüne çağırdılar. Böyle düğünler için falan böyle konuşulmaz. İşte o kadar…” diye demeç veriyor.

DÜĞÜN SAHİBİ DE AYIPLIYOR!

Büyük tepki çeken Şevki Yılmaz’ın açıklamaları sonrasında Osmanoğulları’ndan bir açıklama geliyor… Düğün sahiplerinin yaptığı açıklama da ise mealen şöyle ifadeler kullanılıyor:

 “Bizim için Türkiye Cumhuriyeti ve onun kurucuları çok değerlidir. Düğünümüzde yapılan bu konuşmayı tasvip etmiyor ve uygun bulmuyoruz… Komu oyuna durumu saygıyla açıklıyoruz…”

Şimdi sormak lazım bu çukur adama… Şimdi senin bu konuşmaların kime yaradı? Sözüm ona, düğün sahiplerine ve Osmanlı’ya sahip çıkacaktın, kendine taraftar toplayacaktın… Fakat hem Cumhuriyet neslinden hem de Osmanlı hanedanının torunlarından büyük tepki aldın… Tüm çevreler tarafından avuta atıldın!

Şimdi soruyorum;

“Sen kimin ve neyin peşindesin? Kimlerin değirmenine su taşıyorsun?”

 

 MUHARREM İNCE’DEN ŞİİRLİ YANIT

Şevki Yılmaz’ın bu çirkin saldırısına Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce kayıtsız kalmadı. Yaptığı konuşmayla tepki gösteren İnce, konuşmasının sonunda Atatürk şiirini şöyle seslendirdi:

“Atatürk’e soysuz demiş itin birisi,

Soysuz kimmiş babana sor hele!

Arı, namusu çatlamış ayı irisi;

Sen bizim köylerden geç hele…

 

Bu herifin önü sonu ayandır,

Anlayana benim sözüm beyandır.

Seni adam yerine koyan hayvan oğlu hayvandır;

Gel de o sözü burada söyle hele…”

BU TİPLERE MİLLETÇE KARŞI ÇIKALIM

Cumhuriyet ve ilkeleri, bu ülke, bu vatan ve yüz binlerce şehidimizin kanı ile sulanan bu kutsal topraklar her Türk vatandaşı için çok önemlidir. Fakat iç dünyasında Türklük kavramına kin kusan, çirkin sıfatının arka planında başka şeyler besleyen insanlar, bu değerlere saygı duymazlar…

Bir zamanlar Hasan Mezarcı da aynı kin ve düşmanlığı kusuyordu Cumhuriyetimizin değerlerine ve kurucularına… Şimdi Hasan Mezarcı nerede ve ne işlerle uğraşıyor bilen var mı?

Ben söyleyeyim… Dinini değiştirmiş… Ve Hıristiyanlığı övüyor, İsa’yı göklere çıkarıyor… Bırakınız Cumhuriyet düşmanlığını, tam bir İslam düşmanı oldu başımıza…

Çünkü sapıttı… Çünkü ipleri ve keçileri kaçırdı… Çünkü hiçbir zaman İslamlıkta ve insanlıkta samimi değildi ve küçük bir rüzgârda başka mecralara savruldu…

NEYZEN TEVFİK’İ ANMANIN TAM ZAMANI

Hani derler ya; gel de şimdi Neyzen’i anma… Analım ve biraz da kendisinden bahsedelim…

Neyzen Tevfik, Osmanlı dönemi bir hiciv ustasıdır. 24 Mart 1879 Muğla doğumludur. Sivri dili ve yazılarıyla sık sık başı belaya girmiştir döneminin yönetimleriyle. Hayatı boyunca da büyük sıkıntılar çekmiş bir fikir adamı ve dobra şairdir.

1953’te İstanbul’da vefat eden Neyzen Tevfik, taşlama kitaplarının yanı sıra, çeşitli taksimler ve saz semailerinin bestecisi olarak da bilinir.

Fazla detaya girmeye gerek yok… Bakın yıllar ve yıllar öncesinden Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlarına nasıl seslenmiş bu ünlü hiciv ustası:

NE ARARSIN TANRI İLE ARAMDA?

Ne ararsın Tanrı ile aramda?
Sen kimsin ki orucumu sorarsın?
Hakikaten gözün yoksa haramda;
Başı açığa neden türban sorarsın?

Rakı, şarap içiyorsam sana ne?
Yoksa sana bir zararı, içerim…
İkimiz de gelsek kıldan köprüye;
Ben dürüstsem, sarhoşken de geçerim…

Esir iken mümkün müdür ibadet?
Yatıp kalkıp Atatürk'e dua et...
Senin gibi dürzülerin yüzünden;
Dininden de soğuyacak bu millet…

İşgaldeki hali sakın unutma!
Atatürk'e dil uzatma sebepsiz!
Sen anandan yine çıkardın amma;
BABAN KİMDİ, BİLEMEZDİN ŞEREFSİZ!..

Neyzen Tevfik

ŞEREFSİZLERLE İŞİMİZ OLMAZ!

İşte böyle değerli okuyucular… Derler ya; “İt ürür, kervan yürür!” diye… Gerçekten de öyle…

Göz bebeğimiz, ülkemiz, vatanımız, bu kutsal topraklar ve Cumhuriyetimiz dimdik ayakta ve her geçen yıl, geçen zaman değer üstüne değer katıyor…

Dosta güven, düşmana korku veriyor… Bizler de bu ülkenin öz be öz evlatları olarak gururluyuz, şanlıyız…

Artık 86 milyonluk dev bir ülke olduk… Birkaç yıl sonra belki de 100 milyonluk devasa bir ülke olacağız… Yanlış anlaşılmasın… Burada nicelik, (yani sayı) elbette ki birinci önceliğimiz değil… Asıl olan nitelik (yani kalite) olmalıdır…

Türkiye, yaşam kalitesinde, sanayide, tarımda, hukukta, modern yaşamda ve tek vücut millet olma yolunda büyük adımlar atarsa, daha güçlü daha etkili ve dünyada daha çok sözü geçen bir Devlet olacaktır…

Biz de buna inanıyor ve bunun için çaba gösteriyoruz…

Kalın sağlıcakla…

*******************

ANLAMLI SÖZ

“Sermedi bir iştialin şule fanisiyim. Türk’e ait ülkenin, feryadı ruhanisiyim. Aldığım kâfi bana, Gazi ekberden nasip. Gölgesinde mabedi, vicdanımın banisiyim…”

NEYZEN TEVFİK

*******************