Her seçim sonrasının klişelerindendir; Millet kararını verdi!
Tamam, millet kararını verdi vermesine de bu karar sandıktan çıkan sonuca yansıdı mı?
Bence yansımadı.
Yansımadı ki itirazlar, hırsızlıklar, yanlışlıklar havada uçuşuyor.
Uçuşuyor ki milletvekili dağılımı bile değişiyor.
Hüda-Par 2 vekilini kaybetti mesela… Yeşil Sol Parti ve İYİ Parti bir vekil arttırdı…
Arkası da gelecek…
Bu ülkede sandığa gidip oy vermekle iş bitmiyor. Gerek kişisel gerekse kurumsal son ana kadar özverili bir takip gerekiyor.
Sandık görevlilerinin bu konudaki özverisini biliyoruz. Yemeden, içmeden gerekirse tuvalete bile gitmeden mücadele ediyorlar. Onların işi sandığın açılması, oyların sayılması, tutanağın tutulması ve oy çuvalını mühürleyip, il/ilçe seçim kuruluna götürmekten ibaret. Eğer her sandıkta namuslu bir görevli varsa o sandıkta hile hurda mümkün olmuyor yani.
Sonrası seçim kurulunun ve YSK’nın sorumluluğunda. Onlarda verileri sisteme giriyor, biz de onların sisteme girdiği verilere göre kimin kazandığını kimin kaybettiğini görüyoruz. Kimimiz sevine kimimiz hüzne gark olup yatağımıza çekiliyoruz.
Ama çekilmeyenler var, sandığın namusunu sonuna kadar savunanlar var. Üşenmiyorlar, sisteme giriyorlar, ıslak imzalı sandık seçim sonuç tutanağı ile, girilen verinin tutup tutmadığına bakıyorlar. Ve görüyorlar ki hiç alakası yok.
Bir bakıyorsunuz bir ıslak imzalı tutanakta A partisinin aldığı oylar B partisine yazılmış. Ötekine bakıyorsunuz CHP misal 138 oy almış ama aynı sandıkta Kılıçdaroğlu ‘sıfır’ çekmiş. Bir diğerini giriyorsunuz, kökten HDP’li bir köyden Yeşil Sol Partiye ‘sıfır’ oy çıkarken MHP misal 176 oy almış…
Binlerce örneği var. Haliyle itirazlar da yapılıyor.
Vatandaşın kendi sandığına sahip çıkıp hile ve hurdaları sanal medyada paylaşmasıyla birlikte partiler de hareket geçtiler.
CHP Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkanı Muharrem Erkek, dün akşam saatlerinde yaptığı kamuoyunu bilgilendirme amaçlı paylaşımında; “Tüm sandık sonuç tutanaklarımızı biz sistemimize girdik. YSK da girdi. YSK verisiyle uyuşmayan sandıklara ilişkin itirazlar ilçe seçim kurullarına yapıldı. Düzeltmeler ilçe seçim kurulları tarafından yapılacaktır. Her bir oyun takipçisi olmaya devam edeceğiz” dedi.
Muharrem Erkek, bugün de partinin genel merkezinde seçim sonuçları ve YSK'nin verileri hakkında açıklama yaptı;
“Cumhurbaşkanlığında 2 bin 269 sandıkta farklılık tespit ettik. Tüm adayların lehine olabilir. Bizim adayımız sayın Kılıçdaroğlu aleyhine olanları da tespit ediyoruz. Bunların hepsinin itirazları pazartesi 17.00 itibariyle yapıldı. Milletvekilliği için toplam 4 bin 825 sandıkta CHP ve İYİ Parti aleyhine farklılık tespit ettik. Bunların bazısı 300 oydur, bazısı 1 oydur. Bunların itirazları dün 15.00 itibarıyla yaptık.”
İlçe seçim kurullarında birleştirme tutanakları yapılırken bazı maddi hataların itirazlar alınmadan ilçe seçim kurulları tarafından düzeltildiğini aktaran Erkek, “Örneğin bir sandıkta Kılıçdaroğlu'nun aldığı oylar Muharrem İnce'ye yazılmış. İtiraz edince bu oylar düzeltilmiş. Bir başka sandıkta Kemal Kılıçdaroğlu 228 oy almış, bu oylar İnce'ye yazılmış ve itiraz üzerine düzeltilmiş. Böyle yüzlerce örnek var.
Söz konusu sandıkların sonuçlarına bizim tutanaklarımız ve YSK'nın tutanakları karşılaştırılarak gerekli itirazlar yapıldı. Genel sonuçları değiştirmeyecek nitelikte de olsa her bir oyu takip ediyoruz. Her oy yakın şekilde takip ediliyor. İstanbul'da toplam 513 sandıkta itiraz yapıldı, bunların da sonuçları takip ediliyor.”
Diyor demesine de CHP’li yetkililerin bir yandan da ikinci tura yönelik açıklamaları kafaları karıştırıyor.
CHP ve diğer muhalefet sonuçlara razı olmamalı, hele hele ikinci tura güvenip hilenin peşini asla bırakmamalı.
Bu konuda Yeşil Sol Parti ve TİP daha agresif…
Diyorlar ki; “Oy sayımı ve birleştirmelerinde en önemli delil, ıslak imzalı sayım tutanağıdır. Bu tutanağı, sandık başkanı ve sandık kurulunun siyasi parti temsilcileri birlikte imzalar. Eğer tutanağa itiraz yoksa artık mühürlü oy çuvalı hiçbir aşamada açılıp yeniden sayılmaz.
Peki sandık kuruluna üye yazılanların hepsi gerçekte AKP-MHP taraftarı ise ve kendini muhalif partilerin temsilcisi olarak yazdırmışsa ne olur?
İşte o zaman sandık başkanı dahil olmak üzere tüm sandık kurulu iktidar yanlılarından oluşmuş olur.
Oylar sayılırken gözlemci de yoksa sayım tutanağını istedikleri gibi düzenleyip altına da Yeşil Sol Parti, CHP, İYİ Parti adına imza atarlar, itiraz etmezler ve bir örneğini muhalefet partilerinin ilçe binasına teslim ederler.
Muhalif partiler de kendilerine gelen bu tutanağa güvendikleri için itiraz etmezler, sisteme kaydederler. Böylece YSK verileri ile ıslak imzalı tutanaklar uyumlu görünür, hilenin nerede olduğu bir türlü bulunamaz.
Anadolu Ajansı açılışı yüksek orandan yapar ve Erdoğan’ın kesin kazandığı algısını yaratır.
Hileli tutanaklar ilk etapta sisteme girilmez, birkaç saat veri akışı yavaşlatılır ve muhalefetin elinde sahteliğe ilişkin bir delil olup olmadığı, itiraz edip etmeyecekleri gözlenir.
Muhalefetin hileyi yakalayamadığı ve o sandıklara itiraz etmediği netleşince hileli tutanaklar da hemen sisteme girilmeye başlanır ve veri akışı yeniden başlar.
Böylece her şey yasal ve usulüne uygun görünür. Hileyi yakalamak artık imkansızdır.
Bu operasyon için merkezi bir dijital üs, bu üssün başında da Süleyman Soylu bulunur. Özellikle Karadeniz ve İç Anadolu sandıklarında bu operasyon yıllardır yapılır.”
Ne garip değil mi? Bu ülke öyle bir hale geldi ki, yıllardır Solcu, Komünist, Ateist diye küçümsediklerimiz, bugün Müslüman olduğunu iddia edenlere, hile/hurda dahil her türlü namussuzluğun ‘haram’ olduğunu anlatmaya çalışıyorlar.
Bu ayıp da bize yeter!