TBMM’de, CHP’nin genel görüşme talebi üzerinden bir kez daha mezuniyet töreninde "Mustafa Kemal Atatürk'ün askerleriyiz" diyen teğmenlerin ordudan ayırma cezası istemiyle Yüksek Disiplin Kuruluna sevki tartışıldı.

CHP grubu adına Murat Bakan subayları savunarak ilgililere bazı sorular sordu:

Harp Okullarında 1995 yılları arasında okunan bu yemin metninden kim, neden rahatsız olur sorusundan ziyade asıl sorulması gereken soru şudur; Tüm Harp Okullarında okunan yemin metninden "Laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti" kısmı neden çıkarıldı.

Metin yönergeden çıkarılmış ancak yazılı bir emirle yasaklama var mıdır?

Eğer bu yemin metni yasak ise bu törenden sadece on beş gün önce Özel Kuvvetler Komutanlığı mezuniyet töreninde neden okunmuştur?

O zaman, Millî Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı neden o yemini eden subay ve astsubayları alkışlayıp tebrik etmiştir?

Olay, Cumhurbaşkanının “Bazı istismarcılar ortaya çıkmak suretiyle kılıçlar çektiler, siz bu kılıçları kime çekiyorsunuz” demesi üzerine harekete geçilmesi midir?

Bu teğmenler kılıçlarını geçmişte FETÖ'cülerin yaptığı gibi bir cemaat liderine teslim etmediler; ülkenin kurucu liderine, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e bağlılıklarını dile getirdiler.

22 yaşındaki teğmenlere iki buçuk ay gibi kısa bir sürede en ağır cezayı verecek şekilde işlem tesis ettiniz de sarıklı amiralle ilgili soruşturmayı neden zaman aşımına uğrattınız?

Bu yemin töreninin TSK'nin itibarına zarar verdiği iddiası da palavradır. Anlaşılan o ki Yunan ordusu tarafından Ege Denizi'ndeki işgal edilen adacıklarımız ve silahlanması mümkün olmadığı hâlde silahlandırılan adalar Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarına zarar vermemiştir.

Anlaşılan o ki Yunan Sahil Güvenlik botunun Datça'da ana karamıza çıkması da TSK'nin itibarını zedelememiştir.

Anlaşılan o ki 40 bin kişinin katili terör örgütü lideri Meclisin bu kutsal çatısı altına davet edildiğinde binlerce şehit veren Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarı zedelenmemiştir.

Ancak, ordusuna, devletine, Anayasa'sına bağlı genç teğmenlerin yemin töreni TSK'nin itibarına zarar vermiştir. Hadi oradan…

SP grubu adına Selçuk Özdağ konuştu.

Bakın, ordu siyasete karışmamalıdır ama siyaset kurumu da orduyu zapturapt altına almak veyahut da "Benim arkabahçem yapacağım" demekten de imtina etmelidir.

Bakın, burada birilerine karşı sessiz kalmak, birilerinin yapmış olduğu eylemler üzerine onları görmezlikten gelmek veyahut da ipe un sermek veyahut da zamana yaymak ama birilerine gelince de "Ben acımasız olurum." demek doğru değildir.

Ben her zaman söylüyorum, bu topraklar çok stratejik topraklardır. Bir, büyük ordularla ayakta kalırsınız ama ordu demokrasiye ram olacak. İki, büyük ekonomilerle ayakta kalırsınız ama o ekonomi gelir dağılımını, adaleti sağlayacak. Üç, bu coğrafyada demokrasiyle ayakta kalırsınız, şeffaflıkla, açıklıkla kalırsınız.

O nedenle, daha dikkatli olmaya davet ediyorum herkesi. İktidar partisi, taç giyen baş uslanırmış; lütfen usla hareket edin, akılla hareket edin diyorum.

İYİ PARTİ grubu adına Selcan Taşçı da diğer yemin töreninin fotoğrafını gösterek konuştu;

"Mesele disiplinsizlik." diyorlar. Bu fotoğraf yeni teğmenlerin yemininden birkaç gün önce çekildi. Mevzubahis eğer disiplinse onun herhâlde en tavizsiz uygulanacağı Özel Kuvvetler Komutanlığında çekildi.

Bakın, Millî Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı, kahraman bordo berelilerimizin mezuniyet töreninde mevzuattan çıkarıldığı hâlde okunan yemini alkışlıyorlar.

Şimdi, mesele disiplinsizlikse yemin aynı yemin, üstelik törende edilmiş, bu yemini edenler hakkında ihraç talebinde bulunulmuş mu? Bulunulsun diye söylemiyorum, çifte stantardı ifşa etmek için söylüyorum.

 O teğmenler birinin adını vererek mi kılıç çattılar? Onlar sadece Türk ulusunun namus ve şerefine, aziz vatanın bir karış toprağına uzanacak ellere karşı kılıçlarının keskin olacağını söylediler.

Asıl soruyu bunu üstüne alınanlara sormak gerekmez mi? Milletin namus ve şerefine, vatan toprağına el mi uzattınız da böyle gocundunuz bu yeminden?

Biz, milattan önce 209'dan beri Metehan'ın, 1063'ten beri Alparslan'ın ve 1919'dan beri de Mustafa Kemal'in askerleriyiz. "Sayılmayız parmak ile, tükenmeyiz kırmak ile."

Evet, muhalif siyasilerin olayla ilgili görüşleri böyle.

Yorum ve hüküm siz değerli okurların…