Bu iktidarın huyudur, krizi değil algıyı yönetmek…

Yandaş basın masa başı haberlerle ‘yangın söndürmede dünya birincisiyiz’ haberleri yaparak bu stratejiye destek verirken, bazı gerçek gazeteciler de, size doğru bilgi vermek için canını ortaya koyar.

İşte onlardan biri, Murat Ağırel, olay mahalinden bildiriyor, canlı canlı…

“11. gün… İki ilde altı bölgede yangın devam ediyor.

Köyceğiz Ağla Mahallesi Gökçeova Göleti'nden Beyağaç'a doğru giden büyük yangın var ve izleniyor ne yazık ki…

Havadan müdahale yok. Karadan sadece yollar açılarak başka yerlere sıçramasının önüne geçilmeye çalışılıyor.

Yapılan müdahaleler yeterli olmuyor. Daha küçük bir kıvılcım iken müdahale edilmesi gereken yerlerin dev yangınlara dönüşünü bizatihi gördüm.

Herkes bir şeyler yapmaya çalışıyor.

Ama ulaşılması zor yerler, sarp arazilerden bahsediyoruz. Toplanıp dumanların ilk çıktığı yere gidene kadar zaten iş işten geçmiş oluyor. Bu yüzden havadan müdahale diye bas bas bağırıyoruz.

Muğla'da çıkan yangınlarda yalvarırcasına uçak ile müdahale edilmesi istenildi ve denildi ki; "Bu yangına müdahale edilmez ise Aydın'a, Çine'ye gider bu yangın."

Öyle de oldu. Bu yazıyı yazarken Aydın-Çine yanıyordu.

Çine dediğimiz yer gözünüzün alabildiğine çam ormanı, sık ağaçlık.

Hepsi bu şekilde oldu. Milas Belediye Başkanı, Bodrum Belediye Başkanı, Marmaris, Antalya Belediye Başkanları feryat etti, uyardı seslerini duymadılar. Sosyal medyadan seslendiler ilgililer yine duymadılar.

İş başa düştü dediler ve sahada kendileri çevre illerden gelen belediye yardımları ile bir şeyler yapmaya çalıştılar. Bodrum, Marmaris bir nebze söndürüldü. Soğutma devam ediyor. Manavgat, Antalya bölgesinde biraz yağmur yağdı da kurtulduk.

Orman işçileri, itfaiyeciler, köylüler, gönüllüler, sağlık çalışanları, veterinerler, doktorlar, aşçılar, ev kadınları, öğrenciler, sivil toplum kuruluşları ellerine ne geçirirlerse müdahale etmeye çalışıyorlar.

Basın mensupları, gazeteciler ki kimi kastettiğimi biliyorsunuz. Malum medya mensupları yangınlara olağanüstü müdahale edildiği haberlerini veriyor. Gerçeği anlatmaya çalışan bizler ise engelleniyoruz.

Yangın yerlerine giriş engellendi.

Termik santral yanarken biliyorsunuz akreditasyon uygulandı. FOX, HalkTV gibi yayın organları yasaklandı.

Amaç ne? Halkın doğru haber alma hakkını engellemek.

Bu sefer yangın yerlerinde olan gönüllüler engellendi. Neden diye sormayın mantıklı açıklaması yok. Çünkü TV kanalları susarken bölgeden haber sahadaki gönüllülerden geliyordu.

Bu yüzden müdahalelerde iktidarın nasıl eksik kaldığı, organizasyon bozukluğu apaçık görülüyordu.

Şimdi tüm amaç bunu engelleyip, onun yerine yandaş kanallarla birlikte "bakın ne kadar güzel müdahale ediliyor" görüntülerini gösterecekler.

Canları pahasına görevlilere yardım eden, inanılmaz işler yapan gönüllülerin bölgeye girmelerinin engellenmesi, topladıkları yardımlara el konulması hangi akla, mantığa sığıyor?

O gönüllülerin kilolarca ağırlıktaki itfaiye hortumunu bile canla başla gerekli yere dakikalar içerisinde taşıması kim bilir kaç ağacı kurtardı…

Gönüllüler, sivil toplum kuruluşları çalışırken bunu koordine etmek yerine, yasaklamak akıl tutulması olsa gerek.

Bir disiplin altına almak gerekli tabii ki, ama yorulan ormancılara destek olan, su taşıyan, kurumuş otları yolan, boş yangın tüplerini toplayan, her türlü yardım yapan, yanan kozalakları sıçradığı yerde söndüren, soğutma çalışmasına katılan gönüllüleri disipline etmek, kafalarına göre müdahale etmenin önüne geçilmesini önlemek, koordine altına almak varken yasak neden?

Neden bu yüreği büyük insanları kırıyorsunuz?

Sivil toplum kuruluşlarında böldüler. Belirli STK'lar yangınlarda görev alabiliyor. Diğerleri bir şekilde engelleniyor.

Yıllardır başımıza gelmeyen kalmadı. Bu iktidar milletin zarar görmesini engelleyeceğine millet kendi organize olup tüm felaketlerle savaşıyor.

Sel olur vatandaş sizin yapmanız gerekeni yapar, deprem olur vatandaş sizin yapmanız gerekeni yapar, darbe girişimi olur vatandaş sizleri sokaktan toplar, şimdi de yangın var yurttaşlar yine sizin yapacaklarınızı yapıyor ve sizi ormandan topluyorlar.

Sahi siz vergi toplamaktan, yandaşlarınızı zengin etmekten, yasaklamaktan başka, krizi yönetmek yerine propaganda yapmaktan başka ne yapıyorsunuz?

Bu millet sizi daha ne kadar sokaktan toplayacak?

Sırada ne var…?”