Toplumun bir kısmının oy verme saiklerinden bir tanesi de din ve oy vereceği kişinin dindar olması!
Bu sebeple dün ‘liderleriniz me kadar dindar’ diye sormuştum.
Bugün, dünkü konumuza devam edeceğiz ama önce dünden bir özet;
Yeryüzünde onlarca İslam ülkesi var ama Efendimizin devlet adamlığını örnek alan, O’na benzeyen, O’nun gibi mütevazı, sade, doğal, yumuşak huylu ve en önemlisi de adil bir tane lider yok.
Hepsi; gösterişi, tepeden bakmayı, lüks ve israfı, ihtişamı, şatafatı seviyor, tebaasına zulüm ediyor.
Yeryüzünde kısmen O’nu örnek alan liderler var ama onların da İslam ile en küçük bir alakası yok.
Örneğin, hani şu bizi çok kıskanan Almanya’yı yöneten Merkel…
Çok seviliyor. Örnek gösteriliyor.
Sebep? Demokrat olması, Korona sürecinde esnafa, işsize, memura, kimsesize, sahipsize karşılıksız devlet destekleri sunması, faturaları ve kiraları ödemesi, Özel uçak yerine tarifeli uçağı tercih etmesi, göreve gelmeden önce oturduğu evde oturması, evinde bir yardımcının olmaması ve bütün ev işlerini kocasıyla birlikte görmesi, en fazla bir koruma ile dolaşması, çalışma ofisinin sade hatta o kadar sade ki bizim Çemişgezek kaymakamının bile daha lüks makam odasına sahip olması…
Dolayısıyla Merkel İslam ülkeleri liderlerinden daha Müslüman gibi!!!
Ve kelime-i Şehadet getiren herkesi yerin dibine sokan bir araştırma;
George Washington Üniversitesi’nden iki Müslüman öğretim üyesi, İslamilik Endeksi araştırması yapıyorlar…
153 ülke arasında listede ilk sırada Yeni Zelanda, 2’nci sırasında İsveç, 3’üncü sırasında ise Hollanda var. Sıralama İzlanda, İsviçre, İrlanda, Danimarka, Kanada, Avustralya, Norveç şeklinde devam ederken ilk 40’ın içinde hiçbir İslam ülkesi yok.
Ne yazık ki, yönetim ve toplum hayatında adalet, liyakat, fırsat eşitliği, insan hakları, fikir hürriyeti gibi dinimizin emrettiği, Efendimizin bizzat örnek olarak uyguladığı, İslam’ın da temel öğretileri arasında yer alan ilkelerin, hangi ülkelerde ne kadar geçerli olduğu sıralamasında İslam ülkeleri ilk 40’ girememiş…
Yani, Kur’an-ı Kerim’i, hadisleri ve Peygamber Efendimizin uygulamalarını referans alan bu araştırmada, İslam ülkelerinden hiçbiri listenin ilk 40’ında yer almıyor.
Yani gavur dediğimiz ülkeler, bizden daha Müslüman çıkıyor.
Okurlardan gelen örneklerle devam edeyim ki her Müslüman kendi ülkesinin lideri ve yöneticileriyle kıyaslasın.
31 Mayıs 2010 tarihli bir haber; Almanya Cumhurbaşkanı Horst Köhler, görevinden istifa etti.
Hiçbir İslam ülkesinde kolay kolay görmeyeceğiniz bir davranış ve duyamayacağınız bir kavram; istifa!
Peki, ne olmuş?
Köhler, Afganistan ziyareti dönüşü, bir Alman radyosuna verdiği demeçte; “Bizim kadar büyük, böylesine güçlü bir dış ticaret hacmi bulunan bir ülkenin, çıkarlarını koruyabilmesi için gerekirse, askeri güç göndermesi şarttır” diyor.
Bütün Almanya ‘seni gidi emperyalist kafalı seni’ diye üzerine gidince, “Eleştiriler, Cumhurbaşkanlığı makamını zedelemekte, o makamın hak ettiği saygıyı yok etmektedir. Onun için istifa ediyorum” sözleriyle görevi bırakıyor.
Bir başka örnek, yine Almanya;
Christian Wulff , 2010-2012 yılları arasında Almanya Cumhurbaşkanı.
Daha önce, Aşağı Saksonya Eyaletinde Başbakanlık görevi esnasında, zengin bir iş adamının eşinden düşük faizle 500 yüz bin Euro borç almış.
Almanya Cumhurbaşkanı görevindeyken her nasılsa bir gazete olayı manşete taşıyor önce inkar ediyor ama olay doğrulanınca istifa edip görevi bırakıyor.
Biri “Cumhurbaşkanlığı makamının saygınlığını korumak" için, diğeri "yalan söylediği" için istifa ediyor. Bize ne kadar yabancı kavram ve tavırlar değil mi?
Her iki örnek, şu bizi çokkk kıskandığı iddia edilen Almanya’dan ya diğer istifa örnekleri;
Evinde sigortasız dadı çalıştırdığı belirlenen İsveç Ulaştırma Bakanı Maria Borelius…
8.9 şiddetindeki deprem ve ardından gelen tsunamide krizi etkili yönetemediği iddia edilen Japonya Başbakanı Naoto Kan…
Bir festivalde, üzerinde fotoğrafı ve siyasi görüşlerinin bulunduğu kağıt yelpaze dağıttırıp seçim yasalarını ihlal ettiği iddiaları üzerine Japonya Adalet Bakanı Midori Matsushima…
İhalelerde yolsuzluk yaptığı ve bir işinsanından 10 bin 350 euro değerinde saat aldığı iddiaları üzerine İtalya Altyapı ve Ulaştırma Bakanı Maurizio Lupi,
Alışveriş merkezindeki çatının çökmesiyle 54 kişi hayatını kaybedince, “Benim de sorumluluğum var” diyen Letonya Başbakanı Valdis Dombrovskis,
BM adına Mali’de görev yapan iki askerin bir kaza sonucu ölmeleri nedeniyle siyasi sorumlulukları bulunduğu gerekçesiyle Hollanda Savunma Bakanı Jeanine Hennis ve Genelkurmay Başkanı Tom Middendorp…
Son ve en yakın örnek: Yunanistan Ulaştırma Bakanı Kostas Karamanlis, geçtiğimiz Mart ayı başında, en az 36 kişinin ölümüne ve çok sayıda kişinin yaralanmasına neden olan tren kazasının ardından şu sözleriyle istifa etti; “Ne yazık ki çabalarımız böyle bir kazayı önlemeye yetmedi. Bu hepimiz için ve şahsen benim için çok ağır bir durum. Böylesine trajik bir olay yaşandığında, hiç olmamış gibi devam etmek mümkün değil. Birkaç yıldır siyasetin içindeyim, ancak ülkemiz vatandaşlarının siyasi sisteme güvenmesini demokrasimizin gerekli bir unsuru olarak görüyorum. Buna siyasi sorumluluk denir.
Bu nedenle Altyapı ve Ulaştırma Bakanlığı görevinden istifa ediyorum. Tüm kalbimle bir kez daha kurbanların ailelerine desteğimi ifade ediyorum.”
Örnekler çok, biraz da ülkemizi ve bizi ilgilendirenleri seçtim, anlayana sivrisinek saz misali!