Bütçe görüşmelerinde, şu ana kadar pek tanımadığım Saadet Partisi’nin yeni genel başkanı Mahmut Arıkan’ın performansını merak ediyordum.

Gördüğüm kadarıyla Temel Karamollaoğlu’nu aratmayacak gibi…

Bütçe üzerindeki konuşması gayet doluydu ama ben daha ziyade Suriye’de yaşananlarla ilgili tavrını önemsedim.

Zira bu konularda Milli Görüş geleneğinin ve hayatının son anına kadar “Suriye düşerse Türkiye düşer” uyarılarını yapan Merhum Erbakan’ın, talebelerinin ne düşündükleri önemliydi.

Diyeceksiniz ki mevcut iktidar da Erbakan’ın talebesi değil mi?

Ben pek anlamam ama bizzat Erbakan’ın ifadesiyle bunlar dersten kaytaranlarmış!

Neyse Mahmut Arıkan’ın konuşmasının ilgili bölümü şöyle, yorumunu da sizlere bırakıyorum;

“Suriye'de yaşanan süreç ne bölge ülkeleri ne de diğer aktörler tarafından doğru bir şekilde yönetilemediği için Suriye kan ve gözyaşına boğulmuş, yüz binlerce masum katledilmiş, milyonlarca insan yurdundan, evinden edilmiştir. Bu sürecin en önemli aktörlerinden biri olan Esad ailesi, sorunları akıl, uzlaşı ve sağduyuyla çözmek yerine baskı, zulüm ve şiddette ısrarcı olmuştur.

Son günlerde yaşananların ve Beşar Esad'ın gitmesiyle başlayan sürecin Suriyeli kardeşlerimiz başta olmak üzere tüm bölge için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.

Bu yeni sürecin en önemli gündem maddesi Suriye'nin toprak bütünlüğü ve huzuru olmalıdır.

Unutulmamalıdır ki Suriye'nin toprak bütünlüğü Büyük İsrail Projesi'ne karşı hayati bir öneme sahiptir.

Bundan taviz vermek tüm bölgeyi yeni bir bilinmezliğin içine sürükleyecektir.

Suriye'yi nasıl yakından takip ediyorsak Netanyahu'nun açıklamalarını da o kadar yakından takip ediyoruz.

Eminim ki bu çatı altında bulunan herkesin, Türkiye'de yaşayan aklıselim bütün insanların canı 7 Ekim 2023'ten bu tarafa yanmakta, Gazze'yle kalpler atmakta.

7 Ekim 2023'ten itibaren modern tarihin en büyük soykırımlarından birine imza atan terörist İsrail bölgemizi ateş çemberine çekmeye çalışmaktadır.

Siyonizm arzımevut hayaliyle Gazze ile Urfa'yı, Diyarbakır ile Halep'i bir görürken, bölge ülkelerinin çoğu susmayı, sadece kınamayı tercih etmiş, hatta bazıları zulmü ticaret yoluyla desteklemiştir.

Biz ilk günden itibaren "İsrail'le ticaret Filistin'e ihanettir." dedik.

Arkadaşlar, siz yokken biz burada vardık çünkü biz Erbakan Hocamızı hiç bırakmadık.

Sizin zikzak çizerek yürüdüğünüz yolların doğru olanlarını biz hep size göstermeye gayret gösterdik. Biz bu çatı altında Siyonizmi lanetlerken, yaklaşan tehlikeyi anlatırken, sizler İsrail'le normalleşme için çabalıyordunuz.

Ülkemizi dünyada İsrail zulmünü protesto edemeyeceğimiz bir ülke hâline getirdiniz. Mesela, katil Netanyahu'nun İsrail'de protesto edilmesi mümkün ama Türkiye'de iktidarın istediği kadar Netanyahu'yu protesto edebilirsiniz.

Ticareti dünyanın her yerinde protesto edebilirsiniz ama Türkiye'de etmeye kalkarsanız susturulursunuz, kelepçelenirsiniz, gözaltına alınırsınız, tutuklanırsınız, içeride aç bırakılırsınız. Yetmez, başınızdaki başörtüsü dahi kesilir.

Yıllardır kullandığınız başörtüsü artık İsrail'e giden gemileri örtmeye yetmiyor.

Muhalifi susturdunuz, medyayı karartıp sansürlediniz, gazetecileri hedef gösterdiniz, hak arayanları tutukladınız, Filistin konusunu da tekelinize alarak istediğiniz gibi algı yönetmeye çalıştınız; ne zamanki göğsü iman ve cesaret dolu gençler çıkıp "Biz bu oyunu bozarız." dediler, öfkelendiniz, kinlendiniz.

İsrail'e karşı net bir şekilde duramamanızın sebebi bütçedeki bu faiz giderleridir, bütçedeki bu açıktır; biz bunu net bir şekilde görebiliyoruz.

Bu bütçeyle daha çok gemiler gönderirsiniz, bu bütçeyle daha çok algıyı yönetmeye çalışırsınız ama biz susmayacağız.

Bu kürsüde bir vekilimizi kaybettik, yine de susmayacağız, hakkı söylemeye devam edeceğiz.

Hasan Bitmez kardeşimizin ruhu şad, mekânı cennet olsun.

Konuşmamı bu çatının gördüğü en cesur konuşma olan Hasan Bitmez kardeşimizin konuşmasıyla sonlandırıyorum: Onlar sanıyorlar ki bizden kurtulsalar mesele kalmayacak.

Hâlbuki bizden kurtulsanız vicdan azabından kurtulamayacaksınız, vicdan azabından kurtulsanız tarihin azabından kurtulamayacaksınız, tarihin azabından kurtulsanız Allah'ın azabından kurtulamayacaksınız.”