Türkiye’de Suriyelilerin sayısı milyonları buldu ve bu durum her geçen gün daha da hissedilir hale geliyor. Geri dönmeyi düşünmedikleri ise artık gizli saklı bir gerçek değil. İşin ciddiyetini anlayalım diye bazı gerçekleri hatırlatmak istiyorum.
Hani Arap dünyasında devrimler olmuştu ya, halklar özgürlüğe kavuşacak denmişti. Libya’da Kaddafi gitti, Irak’ta Saddam devrildi. Sonra? Kaos, iç savaş, bölünmüşlük... “Diktatörleri devirdik, oh ne güzel oldu” diye sevinenler şimdi bu manzaraya bakıp ne düşünüyor acaba? Şimdi de benzer bir tabloyu Suriye’de izliyoruz.
Suriyeliler burada kök saldı. Sermayelerini kaçırıp işyerleri açtılar, evler aldılar, ekonomide kendilerine yer buldular. Şimdi “Hadi ülkene dön” deseniz, kaç kişi bunu yapar sanıyorsunuz? Hadi canım, kim inanır!
“Suriyeliler ülkelerine dönüyor” deniliyor. Fakat gerçekte durum böyle değil. Suriyelilerin oluşturduğu toplumsal ve ekonomik etkiler halk arasında ciddi gerginliklere yol açıyor ve bu gerilim her geçen gün artıyor. Söylemlerle çözüm üretmek mümkün değil; gerçekçi adımlar atılması gerekiyor.
Artık konuşmayı bırakıp bir şeyler yapmanın zamanı geldi. Daha gerçekçi ve uzun vadeli politikalar şart. Çünkü bu mesele basit bir göç krizi değil; bizim ve bölgenin geleceğini doğrudan etkileyen bir sorun. Hadi bakalım, çözüm nerede?