Ve Sarıklı Başkan dağa çıktı. Gözlerini ufka dikti, beton kokusunu içine çekti ve öyle buyurdu:
"Son inşaat teknolojilerini kullanalım; 10, hatta 12 kat bina yapalım!"

Gökyüzü titredi, bulutlar kaşlarını çattı, yer altı fay hatları hafif bir tebessüm etti. Ama Başkan’ın iradesi sarsılmadı. Çünkü o, sadece bir başkan değil, aynı zamanda inşaat mühendisliğinin yaşayan timsaliydi.

“Teknoloji Var, Çatımız Yok”

Başkan Çoruhlu, Karapürçek’in mütevazı 3 katlı binalarına bakıp hafifçe alay etti:
"Ey Karapürçek halkı, bu kadar alçakta yaşamaya devam mı edeceksiniz? Gökyüzüne uzanın, beton kuleler dikin, komşularınıza yukarıdan bakın!"

Ama halk şaşkındı. Bir teyze sordu:
"Başkan, zemini biliyor musun? Deprem bölgesindeyiz."

Başkan, tebessümle cevapladı:
"Zemin mi? Zemini dert etmeyin. Çünkü ben teknolojiyi dert ediyorum. Sağlam yaparsak, her şey olur."

Büyük Vizyon

Sarıklı Başkan, betonu kutsadı, çeliği müjdeledi ve dedi ki:
"Halkım, gökdelenlerle medeniyeti inşa edeceğiz. 12 kat nedir ki? 20 kat da yaparız, sağlam olduktan sonra neden olmasın?"

Lakin deprem bilimciler bu sözleri duyunca hafifçe irkildi. Jeologlar bir nefes aldı. Ama Sarıklı Başkan, onların fısıldayan seslerini önemsemedi. Çünkü onun kulaklarında yalnızca vinç sesleri yankılanıyordu.

Başkan’ın Manifestosu

Ve o gün Sarıklı Başkan, bir manifesto yayınladı:

1.     “Gökyüzü bizimdir!”

2.     “Beton da sağlamdır, çelik de kutsaldır.”

3.     “Korkmayın, halkım! Sağlam inşa edersek her şey mümkün olur.”

Son Sözler

Böyle buyurdu Sarıklı Başkan. Halk gülse mi ağlasa mı bilemedi. Deprem kuşağındaki bu küçük beldeye devasa binalar kondurmak, fıkra gibi bir vizyondu. Ama Sarıklı Başkan alayları umursamadı. Dağın tepesinden bir kez daha bağırdı:
"Ey Karapürçek, göklere uzanacağız! Beton kuleler yükselecek ve siz, yeni çağın göçmen kuşları gibi 12. kattan dünyayı seyredeceksiniz."

Ve böylece Karapürçek halkı, ne yapacağını bilmeden beton hayallerin gölgesinde yaşamaya devam etti. Gökler ise, derin bir kahkahayla karşılık verdi.