BİZİM SAKARYA ailesine katılmaktan son derece mutluyum. Değerli arkadaşlarım Yusuf Cinal ve Cengiz Saran bu işte aracılık etti. Onlara da müteşekkirim… Bizim SAKARYA’ya ve bana hayırlı olsun…
Malum, üç tarafı denizlerle çevrili, lakin dört tarafı da düşmanlarla çevrili bir ülkeyiz. Osmanlı’nın küllerinden doğan Cumhuriyetimizin de 100’üncü yılına girmiş bulunuyoruz…
Kolay kazanılmadı bu ülke…
Sadece Çanakkale’de 250 binin üzerinde şehit verdik; gerisini siz düşünün…
Bu ülkenin yedeği yok…
Kıymetini de bilmemiz lazım…
BASIN MENSUBU, MİLLETİN SESİDİR!
Fakat problemleri de çok… Bu problemler zaman zaman bir kartopu misali katlanarak büyüyor ve 85 milyonu aşan milletimizi büyük sıkıntılara sokuyor.
Ortada bir yönetenler var, bir de yönetilenler…
Yönetilenlerin nüfusu 85 milyon…
Yönetenlerin ise hepi topu 10 bin civarında…
Öyleyse, gazeteci olarak ve Atamızın da “Basın, milletin müşterek sesidir… Susturulamaz” dediği gibi, aziz milletimizin sözcüsü olacağız…
Nerede bir sıkıntı varsa, hangi alanda vatandaşlarımızın hayatına, özlük haklarına ve yaşamına kastediliyorsa; gazeteci bu durumu haber yapmak veya yorumlamak zorundadır.
ÖZ YURDUNDA GARİPSİN…
Bu topraklar sancılı, bu topraklar şehit kanıyla sulanmış ve ağır bedeller ödenmiş. Artık hep birlikte kalkınma, muasır medeniyetler seviyesine ulaşmanın gayreti içinde olmalıyız.
Fakat içinde bulunduğumuz açmazlar, bizlere zorlu bir hayat sunuyor…
En başta da ülkemizi yolgeçen hanıma çeviren yabancılar…
Düzensiz göç…
Suriyeliler… Afganlar… Özbekler… Iraklılar… İranlılar… Ve dahi Afrika kıtasından birçok ülkenin vatandaşları…
Sayın sayabildiğiniz kadar…
Düzenimiz bozuldu…
Huzurumuz kaçtı…
İşte hep bu yüzden kendi kendimize yetemiyoruz. Çünkü 85 milyonun dışında en az bir 10 milyon nüfusu daha besliyoruz…
Onlarla birlikte hayat pahallılığı, işsizlik, kira ve konut fiyatları tavan yaptı…
Onlar çalışıyor, biz seyrediyoruz… Onlar en güzel evlerde oturuyor, bizler kiralarda sürünüyoruz…
Yani, Şairler Sultanı Necip Fazıl’ın da Sakarya Türküsü adlı şiirinde dediği gibi;
“Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya…”
Ne yazık ki durum bundan ibaret…
YÜZ YILIN SEÇİMİ BAKALIM NE GETİRECEK
Biliyorsunuz, 100 yılın seçimine bir aydan az bir süre kaldı. Nasıl, bizlere özgür ve bağımsız bir vatan sağlayan, kadınımıza seçme ve seçilme hakkını Avrupalılardan önce veren Cumhuriyetimizin 100’üncü yılı çok önemliyse; işte önümüzdeki seçimler de bir o kadar önemli…
Çünkü…
Son 5 yılda tüm göstergeleri alt üst eden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, ya devam edecek, ya da güçlendirilmiş eski parlamenter sisteme dönüş yapılacak.
Cumhurbaşkanımız “Ben ekonomistim” diyor; durum ortada…
Eğitimdeki liyakatsiz kadrolaşmalar, akabinde Türkiye’de derece yapmış öğrencileri mülakatta saf dışı yaptı.
Eğitimi örnek verdim lakin güncel hayatımızın her alanında üç aşağı beş yukarı yaşananlar aynı…
CUMHUR İTTİFAKI’NDA HÜDA-PAR SANCISI
Biliyorsunuz, 4 Cumhurbaşkanı adayımız var… R.Tayyip Erdoğan, Kemal Kılıçtaroğlu, Muharrem İnce ve Sinan Oğan…
Seçim bıçak sırtında olduğu için, AK Parti yönetimi, % 50+1’i bulmak için her önüne geleni safına katıyor… Burada sisteme uymayan, Cumhuriyetimizin ana ilkelerini her daim eleştiren Hüda-Par var…
Üstelik, Devletimizin terörist ilan ettiği Hizbullah’ın temsilcisi…
Hani şu çok değerli Emniyet Müdürümüz Gaffar Okkan ve İslamcı yazar Gonka Kuriş’i katleden Hizbullahçı teröristlerin partisi. Başkanı açık açık, “Hizbullah bize göre terör örgütü değil” diyor. Türk Bayrağı ile ve Türklük kavramı ile de sorunları var…
Ama, iktidarı kaybetmek istemeyen Cumhurbaşkanı ve şürekasında “Kazanalım da, nasıl olursa olsun” görüşü hâkim…
MİLLET İTTİFAKINDA İSE HDP SIKINTISI
Ana akımı CHP ile İYİ Parti’nin oluşturduğu Millet İttifakı da, diğer 4 bileşenin dışında HDP’nin desteğine muhtaç görünüyor…
HDP yönetimi ise oldum olası, PKK’yı terör örgütü olarak görmüyor… Görmediği gibi “Onlar bizim dağdaki direnişçimiz” diye görüş belirtiyor. Üstelik “Apo’ya özgürlük” diye bir sloganı hafiften dillendirmeye başladılar bile…
Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayını destekleyeceklerini söyleyen HDP yönetimi, perde arkasından neler talep ediyor; bilmiyoruz…
Yarın bir gün, Türk Devleti’nin üniter yapısını zayıflatacak birtakım isteklerde bulunmayacakları ne malum!
Görüldüğü gibi, iki ittifakın da önemli sıkıntıları var…
Seçim sath-ı mailine girildi…
Ortalık toz duman…
Sözlerin desibeli her geçen gün biraz daha yükseliyor!
Karşılıklı karalamalar…
Hakikaten de durum son derece vahim… Ya Tek Adam Rejimi’nden yana tavır alacağız, ya da Parlamenter Sistem’e dönüş yapacağız…
Karar, terazisi hiçbir zaman şaşmayan Aziz Milletimizin…
Bu günlük bu kadar yeter… Kalın sağlıcakla…