EĞİTİM bir ülkenin ve millet yapısının geleceği için o kadar önemlidir. Bunun için de bu vasfı ve sorumluluğu taşımayan kimselere emanet edilemez! Edilse bile, devletin resmi müfredatı, tıpkı “Demokleşin Kılıcı” gibi resmi ve özel kurumların ensesinde olmalıdır.

Eğitim, bir ülkenin yönetimdeki tercihidir…

Eğitim, bir ülkenin ilimde, teknolojide, sanayide varacağı hedeftir…

Eğitim, bir milletin ahlak, kültür ve öz benliğidir…

Eğitim, bir ülkenin öz savunma refleksidir…

Böylesine hayati bir öneme haiz olan Milli Eğitimimiz acaba kimlerin etkisi altında? Kendisine yüklenen bu hayati konuları ne derecede yerine getirebiliyor?

Soruları art arda sıralamak mümkün… Lakin bu sorulara sağlıklı cevaplar alabilmek mümkün mü; işte orası muamma…

AKP’NİN MİLLİ EĞİTİM BAKANLARI

Adalet ve Kalkınma Partisi, 2002’de iktidara geldiği tarihten bu yana tam 22 yıl geçti… Bu sürede tam 9 Milli Eğitim Bakanı görev aldı…

Aslında “milli eğitim” bir ülkenin “hassas” davasıdır ve sık sık bakanın değiştirilmesi de iyiye işaret değildir.

Cumhuriyet döneminin en başarılı Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’dir…

Şair Ali Yücel’in de babası olan Hasan Ali Yücel, 28 Aralık 1938’de devraldığı bakanlık görevini, ta 5 Ağustos 1946 yılına kadar başarı ile sürdürmüştür…

Üstelik ülke büyük bir mali sıkıntı içerisindedir…

On binlerce yeni okul, yüzbinlerce yeni öğretmene ihtiyaç olduğu bir zamanda görev almıştır Hasan Ali Yücel… Ve bu görevde aralıksız “8 yıl” görev yapmıştır.

Bir de 22 yıllık Ak Parti yönetimindeki Milli Eğitim Bakanlarını sıralayalım;

Erkan Mumcu, Hüseyin Çelik, Nimet Çubukçu, Ömer Dinçer, Nabi Avcı, İsmet Yılmaz, Ziya Selçuk, Mahmut Özer ve son olarak Yusuf Tekin…

22 yılda 9 bakan…

 Ortalama bir bakana 2.4 yıl düşüyor…

ZİYA SELÇUK DÖNEMİNİ MUMLA ARIYORUZ!

Bu bakanlar içerisinde bir Ziya Selçuk vardı ki, herkesin takdirine şayan bir yönetim sergiliyordu… Naifti, kibardı, siyasi kimliğini bakanlık binasının dışında bırakıyordu… Milli Eğitimin önemini çok iyi biliyor ve Türk Gençliğini, daha okul sıralarında ehil ellere teslim etmenin telaşını yaşıyordu…

Fakat beğenilmedi… Birçok camia ve tarikat ehlinden eleştiri ve baskı gelmeye başladı…

Her türlü dini yapılanmayı arka bahçe olarak gören ve Devlet yönetiminde dini argümanları fazlasıyla kullanan AK Parti Hükümeti, sonunda çok beğenilen Ziya Selçuk’u değiştirip, yerine Mahmut Özer’i getirdi…

Kısa bir dönem bakanlık koltuğunda oturan Mahmut Özer ise yerini şimdiki bakan Yusuf Tekin’e bıraktı… Hani şu tarikatlara Milli Eğitim’in kapısını aralayan bakan…

BAKAN TEKİN’İN TEPKİ ÇEKEN KONUŞMASI

Zaten her bakanın yönetiminde “milli eğitim müfredatı” sil baştan değişiyordu, şimdi ise bambaşka zihniyetlerin etki alanına girdi Milli Eğitimimiz…

Gözünüz aydın… Sonunda bunu da başardınız…

Demek ki burada ters giden ve rayına oturmayan birçok iş var demektir… Demek ki eğitimdeki sorunlar çözülememiş, her gelen bakan kafasındaki yeni bir müfredat sevdası ile “milli eğitimi” içinden çıkılmaz bir hale getirmiştir…

Yusuf Tekin’le, Milli Eğitim Sistemimiz daha da sancılı bir duruma geliyor… Ve bu dönemde birçok tarikat ehli “milli eğitim” okullarına gidip din, ahlak ve psikoloji dersi vermeye başladı!

Yani onlar da kendi bildiklerini okuyor… Genç beyinlere tarikat aşılamaya, “milli eğitim müfredatını” gagalamaya oradan başlanıyor!

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in bütçe görüşmeleri sırasında Büyük Millet Meclisi çatısı altında yaptığı konuşma büyük tepkilere neden olmuştu… Çünkü, çoğunluğun “tarikat” dediği yapılanmalara Bakan Tekin, Sivil Toplum Kuruluşu diye sahip çıkıyordu…

Ve bakan, “Çatlasanız da patlasanız da biz geçmişte olduğu gibi bu STK’larla birçok anlaşma yaptık, yine de yapacağız” diye milli davamızı akamete uğratacak bir niyetin içine bodoslama giriyordu.

Şu anda 2022 rakamıyla Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı 1 milyon 139 bin 673 öğretmen resmi ve özel okullarda görev yapıyor… Yani “milyonluk eğitim ordusu” iş başında…

BURADAN SAĞLIKLI BİR NESİL ÇIKMAZ!

Peki o zaman Millî Eğitim Bakanlığı ne diye ne idüğü belirsiz ve hangi amaca hizmet ettiği şüpheli kişileri okullara sokuyor?

Allah’ın mabedi sayılan camilerde bile “Siyasi İslam’ın kol gezdiği zamanımızda hangi tarikat ehline güvenebilirsiniz ki?

Bırakınız tarikatları… Çoğunluğu Cumhuriyetin ilkelerine düşman yetiştiren bu güruhu bir kenara koyun, bugün yine sayıları 1 milyonun üzerinde olan ve maalesef ki, çoğunluğu dinini siyasi angajmanlara teslim eden Diyanet İşleri mensupları dururken, bir de tarikatlar ha?

Yapmayın beyler…

Ülkenin temellerini dinamitlemeyin!

Ülkenin geleceğini tarikatlara teslim etmeyin!

Bir din bu kadar siyasallaşırsa ve göz bebeğimiz, geleceğimiz okullara tamamen siyasi ve karanlık emeller musallat olursa, bunun önüne nasıl geçeriz?

Buradan, bu çok denklemli ve her amaca hizmet eden eğitim sisteminden milli ve sağlıklı bir nesil çıkmaz…

Bilesiniz…

ANLAMLI SÖZLER

“Eğitim, hayat boyu süren bir yolculuktur ve hayatın en büyük armağanıdır…”

Arbert Einstein

“Eğitim, dünyayı değiştirebilecek en güçlü silahtır…”

Nelson Mandela

“Eğitim, karanlıkta kaybolmadan önce insanları güçlü kılan bir fenerdir…”

Maya Angelou

“Hayatta en hakiki mürşit, ilimdir…”

Mustafa Kemal Atatürk