HATIRLARSANIZ, bundan yaklaşık 18-19 yıl önce Amerika, çok miktarda silahını -sözde Irak’a yerleştirmek için- bizim güney limanımız İskenderun’a getirmişti. Ve bu ülkenin şanlı Millet Meclisi’nden teskere kararı çıkmasını bekliyorlardı.

İşte o bekledikleri “teskere” yani bir anlamda felaket kararı o şanlı Meclis’ten çıkmadı…

Tıpkı İstanbul’u yıllarca işgal altında tutan İngilizler gibi kuyruklarını kısıp ayrıldılar İskenderun Limanı’ndan…

Ve biraz da kızdılar, öfkelendiler, bozuldular…

İşte Amerika, o tarihten beri güneyimizdeki Kürk unsurları silahla besliyor, donatıyor, eğitiyor…

Niyetleri çok açık ve ayan… Önceki yazıda vurguladığım gibi “vadedilmiş topraklar” olarak gördükleri bu coğrafyada irili ufak devletler kurmak, gelecekte İsrail’in ve Siyonizmin hedeflerine katkı sağlamak…

PROJELERİ ELLERİNDE PATLADI

BOP, yani Büyük Ortadoğu Projesi de bunun içinde… Çok şükür ki, Türkiye’yi yönetenler derin uykudan uyandı ve bu emperyal oyuna gelmedi.

Amerika ve İsrail bir taraftan BOP’u hayata geçirmek istiyor, bir taraftan da “Arap Baharı” bahanesiyle, güçleri yettiği ülkelerde kargaşa çıkarıyor, bir anlamda ateşe veriyordu…

Bu zamana kadar gül gibi geçiren Mısır, Libya, Suriye ve Irak’taki “sönmeyen ateş” işte bunun eseridir…

Zalim İsrail, sinsi planlarını hayata geçirmek için, bizim Suriye ile aramızda 100-150 metre genişliğinde ve 800 kilometre uzunluğundaki “mayınlı” alanı, -sözde- tarım yapmak amacıyla isteyip, “Mayınlarını biz temizleyelim, sizden 49 yıllığına kiralamış olalım” gibi ipe sapa gelmez teklifler sunuyordu.

Çok şükür ki, bu da şanlı Millet Meclisi’mizden geri döndü…

Niyetleri çok açıktı… Mayın temizleme ve tarım yapma niyetine, bu toprakları sınır boyunca yerleşmek, gizli tüneller kazarak silah yerleştirmek…

Tehlikenin farkında mısınız?

Ve zalim İsrail’in rüyasına bakar mısınız?

Amerika’ya “teskere” ile tokat attık…

İsrail’e geçit vermeyerek, hayallerini suya düşürdük…

ÜLKELERİ BİRBİRİNE DÜŞÜRÜYORLAR!

Hedefleri, bu coğrafyadaki ülkeleri birbirine düşürmek, çatışma ortamına sokmak… İşte yıllardan beri güney komşumuz Suriye’de yaptıkları bu… Türkiye’nin, güneyimizde 30-40 kilometrelik bir güvenli bölge oluşturma çabasına bunun için karşılar.

Türkiye, batıdan giriyor, doğudan giriyor; lakin 30-40 kilometrelik güvenli bölgeyi bir türlü birbirine kavuşturamıyor. Çünkü arada Amerikan destekli PYD ve YPG unsurları var. Bazı bölgelerde de Rus güvenlik güçleri… Ve bu unsurlara yıllarca ve binlerce tır dolusu silah taşındı, taşınıyor…

Belki de güçlü bir orduyu donatacak kadar.

Bu durum, aslında Türkiye için çok önemli bir güvenlik zaafı oluşturuyor.

Yazımızda vurguladığımız gibi, üç tarafı denizlerle, dört tarafı düşmanlarla çevrili bir ülke konumundayız. Ve sağlıklı bir gelecek için etrafımızda kümelenen Ermenistan, Yunanistan, İran, Irak ve Suriye ile farklı ve etkili çözümler üretmek zorundayız.

Bu ülkelerle kalıcı bir anlaşma sağlamazsak, terör belası için güç birliği oluşturamazsak, başımız ağarmaya devam edecektir.

ÖNCELİKLİ YAPILMASI GEREKEN

Türkiye’yi yöneten zihniyet, öncelikle güneyimizdeki tehlikeyi bertaraf etmek zorundadır. Çünkü, en büyük tehlike de yaklaşık 800 kilometrelik bu sınır bölgesinden gelmektedir.

Suriye ile masaya oturup, komşumuzun topraklarındaki terör yapılanmalarını kökten kazımamız gerekiyor. Bu temizlik için Suriye yönetimi ile iş birliği yapmak zorundayız.

Her halde Suriye’yi yönetenler, bu ülkenin üçe, beşe bölünmesini istemez. Öyleyse, kuzeyden Türkiye, güneyden Suriye ciddi anlamda ve yardımlaşarak bir temizlik harekâtına başlarsa, bu topraklarda tüm terör yapılanmalarının kökünü kazabilir…

Güney komşumuz Suriye gerek demografik gerek etnik ve gerekse dini yapılanmada çok farklılıklar arz eden bir ülkedir. Bunun için kargaşa ve kaosa o denli açık bir ülke konumundadır.

Problemler daha da derinleşmeden, buradaki emperyalizmin desteklediği farklı gruplar kendilerine özerk bölgeler ve devletler ilan etmeden elimizi çabuk tutmalıyız. Ağır gidersek, her şey çok geç olabilir!

::::::::::::::::::::::::::

ANLAMLI SÖZ

“Hürriyet olmayan bir memlekette ölüm ve çöküş başlar. Her ilerleyiş ve kurtuluşun anahtarı hürriyettir…”

GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

:::::::::::::::::::::::::