HASTANELERİN durumu, bir ülkenin aynı zamanda medeniyet göstergesidir. Zira hastanelerin niceliği (sayısı) değil niteliği, yani kalitesidir önemli olan…

İnsanlara insanca muamele yapılıyorsa…

Çektikleri sağlık sorunlarına sağlıklı çözümler üretilebiliyorsa…

Güler yüzle karşılanıp, mutlu ve güvenli bir şekilde yolcu ediliyorsa… İşte o hastanede işler sağlıklı yürüyor, işler yolunda gidiyor demektir…

Sözü bu bölgede yaşadığımız, sağlık konusunda büyük hizmetler aldığımız Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne getirmek istiyorum.

Başına gelmeyen bilemez… Hastane ile işiniz olacak ki, o kurumun, sizlerin problemlerine nasıl çözümler ürettiğini, en yetkilisinden, en alttaki görevlisine kadar nasıl bir özveri ile çalıştıklarını, sizleri nasıl karşıladıklarını yaşayıp göresiniz…

HASTANEYE ÖLÜM YOLCULUĞU!

8 Aralık Pazar günü Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne Akyazı’nın Taşburun Mahallesi’nden bir ölüm-kalım yolculuğu başladı. Ağabeyim Nizam Acar, ağaç kesme motoruna kolunu kaptırmış, sağ kolunu bilek hizasından kopmuştu. Ortalık tam bir telaş içinde! Ayılanlara, bayılanlar… Önce Yazlık Mahallesi İmamı yetişti, ablalarım, kardeşlerim kopan kolu da itina ile taşıyarak Akyazı Devlet Hastanesi’ne, oradan da Sakarya Eğitim’e doğru bir yolculuk başladı.

Zaman çok önemliydi, kan kaybı fazlaydı, kesilen dokunun da canlılığını yitirmemesi gerekiyordu…

Akyazı Devlet Hastanesi gerekli ilk müdahaleyi yaptı ve durumun önemini Sakarya’ya bildirdi. Kazazede Nizam Acar, büyük bir acı içinde Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin yolunu tutarken, hastanede acilen ameliyat hazırlığı başlatıldı.

O gece tüm kardeşler, komşular ve akrabalar hastanede sabahladık.

Dr. Öğretim Üyesi Kutay Yılmaz evinden çağırıldı. Hastaneye koşarak gelen Dr.Kutay Yılmaz ise acilen ameliyat ekibini toparladı.

SAATLER SÜREN AMELİYAT VE SONRASI

Ve tam 6-7 saatlik bir ameliyat sonrası Nizam Acar’ın bilekten kopan eli titiz bir ekip çalışması ile yerine dikildi. Ameliyat sonrası Dr. Kutay Yılmaz ve ekibini görmeliydiniz. Her biri tepeden tırnağa ter içinde ve bitap düşmüş bir vaziyette ama yüzlerinde gülümseme…

Bu da ameliyatın başarılı geçtiği anlamına geliyordu…

Evet değerli okurlarım… İşte aramızdaki kendini bilmez bazı hasta ve hasta yakınları işte böylesine özverili çalışan doktorlarımıza saldırıyor, tartaklıyor, darp ediyor…

Ve sağlık sektöründeki bu özverili insanlara, haklarını aradıklarında “İsteyen, başka ülkelere gidebilir” tarzında bir yaklaşım sergileniyor…

Ve büyük bir özveri ve maliyetle Türk Tıbbına kazandırılan bu insanlar yurt dışına çıkmak zorunda kalıyor bazen…

Üzülüyoruz… Kahroluyoruz…

NÖBET SIRASI BANA GELİNCE

İşte, ağabeyim Nizam Acar’ın yoğun bakımdan sonra çıkarıldığı odasında nöbet sırası bana gelmişti 12 Aralık Perşembe günü…

İşyerlerinden izin alarak gelen oğulları Oğuz ve Gürkan epey yoruldular hastane köşelerinde… Daha sonra da kardeşim Mustafa hastaya refakat etti. Her biri de büyük özveri gösterdi, yaralar böyle sarıldı…

Gittim…

Yaşadım…

Yerinde gördüm…

Yazıyı da yazmak için adeta mecbur hissettim kendimi… Hep hastanelerdeki ortamlardan, hasta-doktor ilişkilerinden, kötü muamele ve ilgisizlikten şikâyet edilir ya… Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde durum tam tersine işliyor…

Bir günlük hikâyeyi özetleyecek olursam… Sabahın erken saatlerinde önce bir temizlikçi grubu geliyor, odalardaki çer-çöpü sessiz bir şekilde süpürüyor… Sonra ardından elinde pastası ve fırçası ile başka bir grup geliyor bu defa deterjanlı suyla yerleri bir güzel siliyor…

Bu esnada camlar açılıyor, odalar havalandırılıyor…

Temizlik işleminden hemen sonra saat 0.80 sularında sabah kahvaltısı geliyor… Hastalara, kendi sağlığını destekleyecek bir kahvaltı menüsü, hasta yakınına ise normal bir kahvaltı sunuluyor…

Alıyoruz… Afiyetle yiyoruz…

Akabinde doktorların, hemşirelerin ve grup olarak gelen sağlıkçıların adeta bir geçit gösterisine şahit oluyoruz…

Her biri de son derece samimi, güler yüzlü ve tamamen hastaların sıkıntılarını gidermeye odaklı…

Ardından öğle ve daha sonra akşam yemekleri…

Gün içinde hastanın durumuna göre pansuman, iğne, oksijen ve ilaç takviyesi son derece hijyen bir ortamda yapılıyor…

Ve tüm bunlar, hastaların başucundaki dosyalara titizlikle kaydediliyor…

Taburcu olanlar, olmayı bekleyenler… Gün sayanlar…

BURADA ÖZEL HASTANE TİTİZLİĞİ MEVCUT

Hastanenin asansörleri tıkır tıkır çalışıyor… Ziyaret saatlerinde gelen hasta yakınları gayet sakin ve sessiz bir şekilde hastasını ziyaret ediyor…

Yiyecekler dolaba yerleştiriliyor… Onlara da güler yüz gösteriliyor bu hastanede… Pansumanlarda ve tedavi yöntemlerinde hiçbir malzemede cimrilik yapılmıyor, hiçbir malzeme de zayi edilip çöpe atılmıyor.

Hasta refakatçileri de aç bırakılmıyor. Yetmedi, gece refakatçileri için, her odada açılıp, yatak olan koltuklar mevcut… Çarşaflar, yastıklar ve battaniyeler…

Odalarda televizyon var. Durumu daha iyi olan hastalar, burada ülkede ve dünyada olup bitenleri de izleyebiliyor…

İnanın bütün bunları gördüm ve yaşadım… Bir özel hastanede de ancak bu kadar konfor olabilirdi…

KİM BU HASTANENİN BAŞHEKİMİ?

Eve döndüğümde, ilk işim Google Amcaya müracaat etmek oldu… Mübarek, her şeyi de biliyor! Kim bu hastanenin başhekimi diye araştırdım… Hastanenin Başhekimi Prof. Dr. Fikret Halis… 1977 Erzurum doğumlu… Hastaneye önce Yardımcı Doçent olarak atanmış… Branşı üroloji…

Bundan birkaç yıl sonra, 2023’ün başında Doçent olarak Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi olmuş Fikret Halis… 2024’te profesör olunca da bu defa profesör olarak mukavele yenilenmiş…

Bir orduda komutanın önemi ne ise, hastanelerde de Başhekimin fonksiyonu üç aşağı, beş yukarı aynı kıymettedir…

Donanımlı ve tam teşekküllü bir hastane Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi… Nüfusu 1 milyonu çoktan aşan Sakarya’da sağlık konusundaki önemli bir sorumluluk üsleniyor.

Hasta sayısı ve yoğunluk bu kadar fazla olmaza, belki kalite çıtası daha da yükselecek.

Hani diyorum ki, bu ülkede iyi şeyler de oluyor… Bardağın dolu tarafını da görmek lazım… Tüm hastalarımıza acil şifalar diliyorum.

Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof.Dr. Fikret Halis’e, ağabeyimi büyük bir özveri ile ameliyat eden Doktor Kutay Yılmaz ve ekibine, tüm hastane personeline, gösterdikleri bu özveri ve titizlik için teşekkür ediyorum.

*************

ANLAMLI SÖZ

“Halk içinde muteber bir şey yok devlet gibi.

Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi…”

KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN

************