Sevgili okurlar,
Yeni bir yılın eşiğinde, “önemli gelişmelere tanıklık ederken, bir yandan da, yaşadığımız kentten üzücü haberlerin gelmesi, insanın asabını bozmuyor” değil..
Evet, “olacağa çare”, hala bulunamadı!
Ama, “tedbir denilen, bir tecrübe ve deneyimimiz de mi” yok?
Ya, “kader” diyerek, “olup bitenleri geçiştirme alışkanlığına” devam mı?
Bir bakıma, “ akacak kan, damarda durmaz” diyerek, “olup bitenlere, kılıf hazırlama kurnazlığımızı”, hatırlatmama gerek var mı?
Güya bunları söylerken, “beklenmedik olaylar karşısında bir yakınını kaybedenleri teselli ediyor” oluruz!
Bu sözleri, yaşamında çok defa duyanların, “içten, içe gülümsediğini”, bile umursamayız ya?
Evet, “acı gülümsemeler, iç çekişlerdir” bunlar!
Zira, “giden, geri gelmez” ya, biliriz?
Bakınız, önce şu “asgari ücret” konusundan başlayalım..
“Bir türlü açıklanamayan ve birilerinin elini, ağzını yakacak olan o rakamı, Türk- İş Genel Başkanı Ergun Atalay, gelen baskılar üzerine”, açıkladı..

ALIN SİZE RAKAM?
Öncesinde ise, Üçüncü toplantı da rakam konuşulmazken Türk-İş Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, "Rakamı gidin ya, gidin, işverene, ya da hükümete sorun" demişti.
Dedim ya, gelen yoğun baskılar üzerine, Türk-İş, kendi rakamını açıklamaya karar verdi.
Neymiş efendim?
İşçiler, istedikleri rakamı Türk-İş'e ilettiler.
İşçilerin talebi, “enflasyon artı, yüzde 20'lik refah payıyla 29 bin 583 lira” oldu.
Top, şimdi orta sahadan, hükümetin sahasına yuvarlandı..
Yani, ”işveren ile hükümetin, bu talep karşısında, nasıl bir tavır takınacakları” merakla bekleniyor..
Yazımı hazırlarken, “asgari ücret konusunda, bu gelişmeler” yaşanıyordu..
Ya, Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi(TBMM) önünde, basın açıklaması yapmak isteyen emekliler?
Vah, emeklim, vah!
Yine biber gazı, yine coop, yine itilme, kakılma?
Bunları sizlere reva görenlere, ne demeli?
Vah emeklim, vah!
Fazlası ve detayı var, “ama bu bla, bla kesime” girmiyorum?
Zira, “AK Parti Hükümetinin ve ortağının, biz yaparız, biz biliriz” politikasını bilmeyen mi kaldı!?
Ee, yaparsa, kim yaparmış!?
Geç beyim!

AFGANLI GENCİN DRAMI?
Sakarya’daki gelişmeleri, unuttum sanmayınız?
Evet, o üzücü haberlerden birisi memleketim Akyazı’dan geldi!
Bizim Sakarya Gazetesi’nde de, yer alan haberin detayı şöyle:
“Sakarya'nın, Akyazı ilçesinde, inşaatın üçüncü katında çalıştığı esnada, elektrik akımına kapılarak, 3'üncü kattan aşağıya düşen, 29 yaşındaki işçi kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.
Olay, Ömercikler Mahallesi Yahyalı Caddesi üzerinde bulunan bir inşaatta yaşandı. Edinilen bilgiye göre, inşaatın 3'üncü katında çalışan Feyzullah Sarıca (29), elektrik hattının teline temas etti. Bu esnada akıma kapılan Sarıca, 3'üncü kattan aşağıya düştü..”
İş kazası bu ya, inşaatta çalışan ve düşerek, yaşamını yitiren Feyzullah Sarıca’nın Afganistan uyruklu olduğu açıklandı..

İNSAN HAYATI?
“İnsan hayatının, bu kadar ucuz olduğu, hiçe sayıldığı”, şüphesiz çok ülke var!?
Tam da “asgari ücretin” belirleneceği şu günlerde, “iş kazaları, bu kazalarda, işçilerimizin hayatlarını kaybetmesi”, gerçekten can sıkıyor..
“Tedbir” diyoruz?
“Yok” diyorlar?
Bakınız, iktidar partisi AK Parti tarafından açıklanan bir haber, gazetelerde ve sanal medyada da yer buldu..
“Efendim, AK Parti, alana inip, temayül yoklaması, yani halkın nabzını tutacak çalışmalara” öncelik verecekmiş!..
Niye, gerek görmüşler ki?
Hemi de, bunca zaman sonra?
Demek ki, ”Bor’un pazarı geçmemiş” diye düşüneneler çok!..
Geçelim!

YİNE KAZA, YİNE ACI?
Bir başka haberin adresi ise, Sapanca İlçemiz!
Bizim Sakarya Gazetesi, habere geniş yer vermiş..
“Sakarya'nın Sapanca ilçesinde, belediyeye ait çöp kamyonunun çarptığı kadın, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.
Kaza, sabah saatlerinde Hacımercan Mahallesi Aşağı Sokak üzerinde meydana geldi.
Edinilen bilgiye göre, E.K. (38) kontrolündeki 
Sapanca
Belediyesi'ne ait 54 AAR 387 plakalı çöp kamyonu, yaya Solmaz Nalbantoğlu (63) ağır yaralandı.
Durumun haber verilmesi üzerine, bölgeye jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi.
Adrese ulaşan sağlık ekiplerince, ilk müdahalesi yapılan ve iki çocuk annesi olduğu öğrenilen Nalbantoğlu, kaldırıldığı Sapanca Devlet Hastanesi'nde, hayatını kaybetti.” 

Gel de üzülme?!
Vah annem, vah!

KAZA, GELİRİM DEMEZ?
Hemen şom ağızlılar, “Kaza yahu, kaza bu” diyecekler?!

Bir kesimi de, “alın yazısı bu, buraya kadarmış” diyerek, güya, “acılı ailenin, acısını hafifletmeye”  çalışacaklar..
“Tedbirsizlik, dikkatsizlik” hak getire!
Dedim ya, “ülkemizde insan hayatı”, hiçe sayılıyor!
“Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir” anlayışı, her yerde egemen!
Allah, ıslah etsin!
Zihniyete bak!?
“Kader de, çık işin” içinden öyle mi?
“Kaza de, yan gel çamura” yat!
Burasa Sakarya ya, “ne kazası, ne iş cinayetleri, ne de vurdulu, kırdılı, alengirli işleri” eksik olmaz!..
“Trafikte, hergün, burun, buruna, kazalara”, kim ramak kalmıyor ki?
“Ehliyetsiz, ehliyetli, acemi şoförlerin cirit attığı sokak ve caddelerde, otobanlarda”, gel de, araç sür bakalım?!
Ya, “kent merkezindeki ilçeler ile diğer ilçelerde yükselen inşaatların, hangisinde gerekli insani, hayatı tedbirler” alınmış ki?
Biliriz ya, “kaza gelirim” demez!

KİM DİNLİYOR, DİKKATE ALIYOR Kİ?
Var mısınız, alana inmeye?
AK Partililer’den önce, bizler, hep alanda değilmiyiz?
“Yazıyoruz, çiziyoruz, bağırıyoruz”, kim dinliyor, dikkate alıyor ki?
“Şurada Donatım Semti’nde, yükselen bir inşaatın önünden kaç defa, korkarak geçtim”, kaç defa?
Ne tedbir alınmış, ne inşaat kurallarına uyulmuş?
Burası, Adapazarı ya?
Kim takar, kuralları?
“Kum, demir, çakıl, kereste, diğer inşaat malzemeleri..”, halkın geçeceği tretuarda!..
“Mecburen yoldan geçmek zorunda olan yaşlı, çocuklu anneleri de görmezden gelenlere” ne diyelim?
“Alanlara inelim, halkın nabzını tutalım” ha?
Biraz, geç kalmadınız mı?

BAKMIŞSINIZ SEÇİM ZAMANI GELDİ!
Efendim, “kente cazibe katacak, millet bahçeleri projelerinden söz edenler, önce alandaki vatandaşın sesine kulak verip, acılarını, üzüntülerini” paylaşsınlar!?
Bugünlerde, “otobüs üzerinde yapamadığınız o mitingleri, yarın kongre salonlarında da yapamaz hale geldiğinizde, geçmiş olsun” diyenleriniz çok olur!
Hani,” o, 17-0 söylemlerine” ne oldu?
Yarın, “şippadak” diye, “bir seçim zamanı” gelir..
Bu defa, “Reisin yanında yer alacak etiketiniz, ünvanınız da” kalmaz, birilerini de itekleyemezsiniz?!
Yeni yıl geliyor, “şöyle 2024 Yılının bir muhasebesini yapmaya” ne deriniz?
Yusuf Cinal yazıyor, 21 Aralık 2024