Sevgili okurlar,
Sakarya’da, dolayısıyla ilçelerde belediyeler ile sivil örgütlerin uhtesinde, bir takım toplantılar, faaliyetler düzenleniyor..
Dikkat ediyorum da, bu toplantılara belli bir kesimin dışında, itibar edenlerimiz çok az!
Niye acaba?
Bu “Ötekileştirmenin” sonucu olmasın?
Şöyle, “Sakarya Protokolü” dediğinizde, bu kesim içinde yer alanların, “her faaliyette boy gösterdiğini, resimler çektirdiğini” söyleyemem?
Nedeni, elbette siyasi?
Üzülerek, ifade edeyim ki, nedeni siyasi ve kültürel?
Öyle ayrıştırıldık ki, bu ayrışmanın belirgin izlerini, “cenaze törenlerinde” bile görmek, mümkün?
Sakarya’nın nüfusu, gittikçe artıyor..
Deprem bölgesinde olmamıza rağmen, Sakarya, göç te alıyor..
“Bu göç dalgasında, yabancıların sayısı da”, dikkat çekici boyutta!..
“Bu yabancı göcü”, Sakarya için sorun olmaya başlad!ı..
“Belli sokak, cadde ve mahalleler, şimdiden yabancıların adresi” olarak, ilan edildi bile!
Bu konuda, “ne yapıldığı, yapılmadığı konusunda”, kimse, bir bilgi sahibi değil..

EVİNİ KİRAYA VERENLER?
Katıldığım 134. Sakarya Kent Şurası’nda, konuya dikkat çeken sevgili büyüğümüz, eski SATSO Başkanı, Sakarya Kent Şurası Kurucusu, işinsanı Erol Öztürk Hacieyüpoğlu,” Yabancıların göcü konusunda sadece siyasileri suçlama kolaycılığına kaçmayalım. Bu insanlara evlerini kiraya verip, Serdivan’da villalarda oturanları da, hesaba katmalıyız” diyerek, sorumluluğun, herkeste olduğuna işaret etti..
Demek ki, “yabancılar, tabanda bir hüsnü kabul” görüyorlar..
Nasıl görmesinler?
Onlara, “evini kiraya verenler” memnun?
Onları, “ucuz ve sigortasız çalıştıranlar” memnun?
Onlarla, “ticaret yapanlar” memnun?

BİZE, NE OLUYOR?
“Devletimiz ve siyasi irade de,  bu durumda, bir sakınca” görmüyorsa?
Eee, “bize ne oluyor” değil mi?
“Kiraya ev buldukları, çalışacak bir işe girebildikleri, ticaret yapabildikleri ortamlar oldukça, bu yabancı göcünü durdurmak”, mümkün değildir!?..
Kimse, kimseyi de aldatmasın?
Durum açık ve net ortada!

YERİNDEN, YURDUNDAN EDİLMİŞLER?
Daha öncede, konuyu irdeleyen bir iki yazı yazdım..
Sakarya Üniversitesi tarafından düzenlenen  “4. Uluslararası İletişim Fakültesi evsahipliğinde”, konusu “ göç ve göçmenlik” olan sempozyumda, ortaya ilginç ve gerçek veriler kondu..
İşi derinliğine incelediğimizde, “bu işin altında devletlerin çıktığını” bilmeyenimiz mi var?
Öyle ya, “bu göçmenleri, yerinden yurdundan”, kim, kimler etti, ediyor?
Bir kısmı, savaş mağduru?
Bir kısmı, iklim ve ülke iç siyaset kurbanı?
Bir kısımı, dini ve kültürel nedenlerle, göçe zorlanmış?
Haydi gel, çık, işin içinden bakalım?

SAKARYA ÖLÇEĞİNDE?
“Sakarya gibi kozmopolit yapısı içinde, göçe zorlananların, özellikle merkez ilçelerde konukladığını ve yerleşme imkanı bulduğunu” görüyoruz..
“Üç tekerlekli bisikletlerle yolda, izde, kağıt ve demir toplayanlarla, kara çarşaf altında, gözlerine kadar kapalı kadınların, kent içindeki varlığına, şimdilik belli bir tolerans” gösteriliyor..
Çocukları okullu olan, belli bir erkek nüfusunun ise, iş tuttuğunu biliyoruz..
Bugün için, sorun teşkil etmeyen ve bazı sızlanmalar, sitemler ötesinde, “hedefe oturtulan göçmenlerin, yarın ne tür sorunlar içinde olacağını kestirmek” mümkün değil!..
Ülke genelinden sıyrılarak, “Sakarya ölçeğinde yetkililerimizin gerekli tedbirleri alması”, iç kamuoyu açısından olduğu kadar, “huzur ve güvenin tesisi” için önemlidir..

GELENLER HOŞ GELDİ, BOŞ GELDİ?
Kaldı ki, polis ve jandarmanın yaptığı operasyonlarda, bu kesim içinden, “törer örgütleri ile bağlantılı olanların olması, yakalanması, işin ciddiyetini”, daha da artırıyor!..
Dolayısıyla, “bu kesimin sıkı ve ciddi bir şekilde takibi, hem devletimiz, hem milletimiz ve hem de geleceğimiz açısından büyük önem” taşımaktadır..
Biz biliriz ki, “su uyur, düşman uyumaz”diye, denenmiş, kilit anahtar atasözlerimiz var!..
Öte yandan,”Eşeği sağlam kazığa bağlamak gerekir” atasözümüzü de, unutmayalım!
“Gelenler hoş geldi, boş geldi gafletine” düşmeyelim!
Demem o ki, bu konuda da, (göç ve göçmenlik) fikirlerimiz başka, başka!?
Kim, kimden yana olduğunu, bir açıklasa da bilsek?
En azından, “bir kesimin duruşunu, bakışını, görüşünü öğrenmiş oluruz” değil mi?
Senden iyi bilecek, değiliz ya Hasan?
Sakarya’nın il oluşunun 70.Yılını unutmak olmaz..
Acaba, bu konuda etkinlik düzenleyen ve o günleri hatırlatanlar olacak mı?
Kutlu olsun, Sakarya’m!
Yusuf Cinal yazıyor, 2 Aralık 2024