Sevgili okurlar,
Yeni bir yılın eşiğinde, "elbette hesap-kitap yapmanın, derin bir zorunluluğu" var?
Diyeceksiniz ki, ne zorunluluğu var?
Bu bir zorunluktan öte, hayatın bir gereğidir de?..
"Sadece Türklerde değil, tüm toplumlarda, yeni bir yılın eşiğinde, gelecek yıl adına hazırlıklar yapılır, bütçeler sorgulanır, yapılanlar ile yapılamayanlar bir kefeye konur, tartılır, tartışılır ve en iyisi için", yola çıkılır..
Bu, "bir bakıma yol haritisanın belirlenmesi ve sorgulanmasıdır", sorumluluk bilenlere!..
Söylemek istediğim, bu sadece bir takvimi hareket değildir..
Kışa hazırlık, baharı beklemek, ardından hasat mevsimi yaza erişmek, sonbahar ile tekrarlanan bir yaşamdan söz ediyoruz..
Yanisi,güzel günlere uyanmak!
Efendim,"Müslüman Noel kutlamazmış" fasıllarının açılmasına ne gerek var?
Ya da", Yeni yıl kutlamak bize göre değil miş" türünden, kafa bulandırmalar neyin nesi?
Sen de ,sana göre olanı gerçekleştir!
Sana mı düştü, milletin Noeli, yılbaşısı, kutlaması?
Evrende sadece sen mi yaşıyorsun!?
Başkalarının yaşam biçimi, şekli, seni neden ilgilendirir, gerer?
Geçin bu safsataları!
NAZAR BONCUĞUMUZ?
Sakarya'ya gelelim!
Sakarya için çok önemli olan ve üstelik "nazar boncuğu" ve yaratanın büyük bir lütfu olarak görülen "Sapanca Gölü" ile ilgili görüş ve düşüncelerimi, sizlerle sıkça paylaşıyorum..
Yazar ve eğitimci, gazeteci arkadaşlarımdan olan ve Hollanda'da yaşayan Yavuz Nufel, yazımın altına şöyle bir not düşmüş..
"Sapanca ölürse Sakarya ölür, Sakarya Ölürse, Marmara ölür, Marmara ölürse, Ege, Akdeniz, Karadeniz ölür!"
Bir yazar hassasiyeti bu!
Anlayanlara, tabii ki?
Anlayanlara, dert edenlere?
Yarınlarını, düşünenlere?
Gelecek hesabı, yapanlara?
Daha, ne diyelim?
SAPANCA GÖLÜ, BAŞKANIN RADARINDAYDI..
Bakınız, Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar, Bizim Sakarya'da da yer alan paylaşımında; "Sapanca'yı korumak bizim canımızı korumaktır.
Dünü ,bugünü iyi bilip, yarını da iyi planlamamız gerekiyor.
Sapanca Gölü'nün, bizim için, ne anlama geldiğini, herkes bilir.
Sapanca Gölü bizim birinci önceliğimizdir.
Derelerin kuruması, su şirketlerine kiralanması ve kaçak su kullanımı sebebiyle, Sapanca Gölü'nün havzası küçülüyor!.
Sakarya olarak, Sapanca Gölü'nden yılda 120 milyon metreküp su kullanıyoruz.
Göl seviyesi, şu anda 31 Kotunda, 29 Kotun altına düştüğünde, gölden su kullanamıyoruz.
Havza'nın genişliğini ve büyüklüğünü korumak da, bizim görevimiz.
Damıtılmış, arıtılmış ve klorlanmış bir suyun sebze ve meyvelere, bir yararı yok!.
"SU İSRAFIDIR!"
Çiftçilerimize bunu söylüyoruz, sadece su israfı olmuş oluyor.
Arıtılmış sularımızla, ya da, yağmur sularıyla, tarım sulama işlemine geçeceğimiz, bir sistem hazırlayacağız.
Sayacı olmayanların, sularını kesmeye başladık, kaçak su kullanımından kaçak yapılara kadar hepsine karşıyız, başkanımızdan aldığımız desteklerle, gönlümüzü herkesin kullanabileceği, bir konuma getirmek için, çalışmaya başlıyoruz.
Kaçak yapılaşmaya karşıyız, ha bungalov, ha başka bir şey, bu değişmiyor!
O yapının altyapısını, o yapının suyunu düşünmek zorundayız..
Kamu yararına yapılması gereken, hiçbir şeye karşı değiliz..
"BUNGALOV YAPIYORUZ!"
Ama gelip de "bir tarlanın başına bungalov yapıyorum, apartman yapıyorum" diyenlere karşıyız..
Biz diyoruz ki, eğer bir kanun varsa, herkese eşittir, herkes eşit kullanmadadır..
Ben, kendi eski görev yaptığım ilçemden örnek veriyorum. Zamanında, izin vermediğim şeyler vardı..
Şimdi gelip, kaçak bungalov yapılmasına, izin verir miyim?
Burada, yetki yok mu, denmez mi?
Siz, plan şartlarına uygun şekilde yapmanız gereken çalışmaları yaparsanız, onların hiçbir tanesi, bizim karşı olduğumuz şeyler olmaz.. Ama, imarsız alanlarda, tarım alanlarında, yapılan bir kulübe yapmayla, apartman yapma arasında, bizim bakış açımıza göre hiçbir fark yok!.." görüşlerine yer verdi.
YARINLARDA NELERİ KONUŞACAĞIZ?
Şüphesiz, önemli görüşler, tespitler bunlar..
Diğer basın mensubu arkadaşlarımız gibi, biz de, bu köşeye bunları not aldık..
Yarınlarda, bakalım neleri konuşacağız?
Büyük bir metropol olan İstanbul'un ve hemen onun yanında Pendik, Gebze ve Kocaeli nüfus yoğunluğu ile "Sapanca Gölüne göz dikenlerin sayısı", gittikçe artıyor..
Bizlere düşen görev, "bu eşsiz güzellikte, içilir su kaynağını korumak" kalıyor...
Arkadaşımın o sözü,"Sapanca Gölü ölürse", kulaklarımıza küpe olmalı!..
"Küpelik " söz, yani!
METROBÜS HİZMETİ GELİYOR..
Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Alemdar, bir başka büyük proje için kazma vurulduğunu açıkladı..
"Raylı sistemden" bahsetmiyorum..
Ama, "raylı sistem" kadar, önemsediğim ve daha öncede yazdığım bir konu, bu!
"Metrobüs" hattı!..
Bu proje, başta İstanbul olmak üzere, birçok kentte başarı ile hayata geçirildi.
Avrupa ülkelerinin çoğunda,farklı uygulanıyor..
Artık, büyüyen, gelişen ve nüfusu hızla artan Sakarya için, "birden fazla alternatif " üzerinde, durmamız gerek..
ADARAY HİZMETİ!
Bu bağlamda, "Adaray hattının ulaşıma açılması, fevkalade yerinde "oldu..
Bu "raylı sistem" geliştirilmeli..
Sakarya'nın, bu bağlamda, imkanları seferber edilmeli..
Özellikle," ilçeler ile bugün ki iptidai anlamdaki, bu ulaşım, bu taşıma anlayışı ", sürdürülemez!
Adapazarı merkezde, Erenler ve Serdivan'ı da kapsayacak şekilde, ilçelerin kent merkezi ile bağlantısı sağlanmalı..
2024 Yılının son aylarında, "Yeni kent(Karaman, Camili, Korucak) bölgesinin, kent merkezi ile bağlantısını, metrobüs hattı ile birleştirmek, kent trafiğinin yükünü" azaltacaktır..
"Yeni Kent'ten, Şeker Mahallesini geçerek, Mllet Bahçesi (Eski Atatürk Stadı) mevkiine kadar uzanan, 17 Kilometrelik Metrobüs hattı, aynı zamanda, Kuzey Marmara Otobanı için, bir başka katkı" sunacaktır.
KENT İMAJINA KATKI?
Bir Milyar TL. maliyeti olacak olan bu hattın, öncelikle bitirilmesi ve ardından diğer "raylı sistem" için, adım atılması, Sakarya için önemlidir.
Bu hizmetlerin, "gelişen, büyüyen ve köy görüntüsünden sıyrılan Sakarya'ya, yeni farklı ivmeler kazandıracağı ve imajına doğrudan etki edeceği" bilinmelidir..
"Hizmetleri planlayanları, hayata geçirenleri ve katkı sunanları" tebrik ederiz..
Her şey, Sakarya için elbette!
ASGARİ ÜCRET!
Son olarak, "Asgari ücret" ile ilgili bir, iki söz etmezsem, bana yakışmaz!?
"22 Bin 140 TL. Asgari ücret" olarak açıklandı..
Tepkiler büyük!
Bu Millet, neler görmedi, neler?
Şimdi, "kim, kimi silkaledi" sorusu, tekrar akla geldi?
Her defasında, "silkelenen halkımız" oluyor!
Akla neler gelmiyor da, "imam bildiğini okuyor", ya?
Umut ettiğiniz dağlara, kar yağdı mı?
E, "elim kırılsaydı" diyenlere, geçmiş olsun!
Bereketiniz olsun!
Yusuf Cinal yazıyor, 26 Aralık 2024