Sevgili okurlar,
Suriye’de, “baba Hafız Esad’dan sonra, yönetimi ele alan oğul Beşar Esad’ın çöküşüne”, hep beraber tanıklık ettik..
Her şey, gözlerimiz önünde cereyan etmedi mi?
Suriye rejimi, “Hatay meselesinde”,  karşımıza dikilmedi mi?
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, arkalarına Fransızları ve İtalyanları alanlara, “bana çizmelerimi giydirmeyin” diyerek, “Hatay’ın anavatana katılmasını” sağlamadı mı?
Hasta yatağından fırlayarak, “Hatay meselesini halleden Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının, Meis adasını, Ege adalarını, baba toprakları Selanik, işte Osmanlı bakiyesi Musul, Kerkük ve Halep’i neden almadı “ diyenlere, tarihi gerçekler, öyle cevap veriyor ki?
Demek ki, neymiş?
Haydi, al bakalım, Halep, Musul, Kerkük’ü?
Gücün yetiyor mu?
Demek ki?
“Tarihi olayların yorumlanmasını, tarihçilere bırakmayan, düzme, süzme, kafası irinlilere”, ne diyebiliriz ki?
Bilseler, iyisini söylemezler mi?
Hafızalar, yanılmaz biliriz!
Neyse?

BİZLERE, TABUTLARI REVA GÖRENE ÖZGÜRLÜK MÜ?
Şurada, yakın zamanda, “Teröristbaşı APO’nun(Abdullah Öcalan)  Suriye topraklarından esip, görlediğini, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne”, nasıl kafa tuttuğunu, “size tabutlar gönderirim” dediğini, unutmayalım!
Peki, ne oldu da, gündeme balmumu davetler damga vurdu?
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin kulağına, gaipten mi fısıldandı?
Bugün, teröristbaşı APO’ya zeytin dalı uzatılmamasını, DEM ile buluşulmasını, daha da önemlisi, Meclis’e davetini izahta, zorluk çekenleri”,
iyi anlıyoruz!
Kimse, kimseyi kandırmasın?
Bütün bunların, “ülkede iktidarın süresini uzatmak olduğunu” bilmeyen mi var?
Bu düzeni, dayatanı da mı, unuttuk?!
Geçelim!
“Dünün, cepheleşmesini, kutuplaşmasını, siyasi gerilimini” nereye koyacağız?
Hele de, Anayasaya uymayanları?
Hatta, yalan, düzmece, uyduruk videolara, ne buyrulur?
“Bir kesimi terör ile iltisaklı hale getirme çabaları yanında, bir cemaatin, ülkede darbeye kadar varan, hizmet adı altındaki, devleti ele geçirme projelerini hatırlatmamız”, işe yarar mı?
Neler gördük, neler yaşadık, neler?

HALKIN DEDİĞİ ÖNEMLİ?
Başta Amerika olmak üzere, “koalisyon ortakları, İngiltere, Fransa, Almanya ve diğer ülkelerin özellikle Müslüman topraklarda estirdikleri, sözde demokrasi adına yıkımı, talanı, yalanı altından, neler çıktığını”, Afganistan’da gördük!
Bir başka acı örnek ise, Irak’ta yaşanmadı mı?
Şimdi Suriye, Kurtlar sofrasında!?
Suriye’de, ne olacağını sanıyorsunuz ki?
Bırakın, Suriye halkı, gereğini yapsın?!
Bırakırlar mı?
Yaptırırlar mı?

İSRAİL’İN YAPTIĞINA BAK?
Bu hengamede, fırsatçı İsrail’in yaptığına bakınız?
Bir değil, sürekli tekmeler!
Hemi de, ölümcül!
Ülke yıkılmış, çökertilmiş, enkaza dönmüş!
Vur ha, vur!
Ne acımasızlık, vicdansızlıktır bu!
Düşmanı, iyi tanımak gerek!
Kimse, “kelle kesen, insan yakan, kadınları alıp satan, cariye olarak kullanan, masum aileleri yerinden, yurdundan edenlerin, bu topraklara huzur, güven, barış getireceğini sanmak, ahmaklık ötesi” bir durumdur!..
Evet, “Suriye topraklarından yansıyan insanlık dışı fotoğraflar, bizlere acı gerçeği, diktörlük, tek adam rejiminin zulmünü, acımasızlığını, katliamlarını, hukuksuzluğunu, despot anlayışını, çağdışılğını..”, bir kez daha göstermiştir!..
Zalimin, zulmüne tanıklık etmek, ne acı, ne?
Dünya, onlara kaldı mı ki?
Hep, bu tür filmlerin sonu, böyle bitmiyor mu?
Zalimin zulmü varsa, mazlumun Allah’ı var ya?
Allah kerim!

ÖZGÜRLÜK YILDIZI?
“Yerin altına doğru uzanan, ölüm hücrelerinde, rejim karşıtlarının, demokrasi, hak, hukuk yanlılarının atıldıkları karanlık odalarda, insanlıkdışı işkencelere maruz kaldıklarını, hürriyetten, hak, hukuktan yoksun bırakıldıklarına”, bir kez daha şahit olduk!..
“Bu kara rejim yıkılmasaydı”, bunları görebilecekmiydik?
Sanmam!
Gecenin karanlığında, “özgürlük yıldızı ile tanışanların, ay ve yıldız ile buluşmasının sevinci” görülmeye değerdi..
Demek ki, “hapishanelerin, hücrelerin, karanlık kuytu alanların, bir gün güneş ışığı ile gerçekle tanışacağını hesaba katmak, ona göre, kendilerince suçlu adedilenlerin, tutsak edilmesinin de, bir faturası” olacağı akıllara gelmemiş!?
Suriye Rejimi ve Devlet Başkanı Beşar Esad’ın,” ardında bıraktığı enkaz, yokluk, yoksulluk ve etnik çatışmalar ile büyük kaos ortamı, ibret alınması”gereken, tarihi bir gelişmedir..
Türkiye’nin, Türk Milleti’nin, insanlığın, bundan büyük dersler çıkaracağını umuyorum..
İnsanlık, Suriye topraklarında sınavdaydı!
Zalimler, hep zulümleri anılır ya, tarih yine tekerrür etti!..

İNSANCA YAŞAMAK, HERKESİN HAKKI!
Bizim yakada olanları ise, unutmayalım?
Hala, “yoksulluk, yokluk, yolsuzluk ve ekonomik, sosyal çöküntü içinde olan Türkiye’de, “ Silivri Zindanları soğuktur” deniliyorsa, halk üzerinde bir korku hakim kılınıyorsa, adalete güven, dibe vurmuşsa, birçok alanda çürümüşlük devam ediyorsa, liyakatsizlik, adam kayırma, kadrolaşma, devlet imkanlarını kullanma, israf, talan, yağma devam ediyorsa..”, bu manada, ne söylenebilir ki?
Gerçekler, ters-yüz edelemez ki?
Kimse, “orada öyle, burada böyle” diye, “olumsuzlukları insanımıza, halka” dayatamaz!
Bir kere, “milli gelir, adil, eşit, hak, hukuk temelinde” paylaştırılmalıdır!

KARA REJİMİN ENKAZI!
“Liyakat, Laiklik, Sosyal devlet anlayışı, kişi hak ve özgürlükleri, sosyal barış, milli gelirin paylaşımı..”
baştacı edilmelidir..
Yanıbaşımızda,” Suriye’deki tarihi gelişmeler, kara rejimin ankazı, Türkiye’yi özellikle yakından ilgilendiriyor ve bu gelişmelerden, bu çöküşten dersler” çıkarmalıyız!
“Çöken kara rejimin yerine kurulacak, yeni siyasal yapı ve bu yapı içinde azınlıkların temsiliyeti konusu, diğer ülkeleri ne kadar ilgilendiriyorsa, bu yeni durum”,  Türkiye’yi de, yakından ilgilendiriyor..
İşte, masaya yumruğumuzu vuracak zamanlar, bu zamanlardır!
“Bugün Suriye’de olup bitenlerin, yarın Türkiye’de, İran’da, hatta Rusya’da olabileceği gerçeğini”, bir kenara atmayalım!..
“Ülkemiz için, insanımız için, atılması gereken adımları, birileri dayatmadan” atalım!
Yasalara uyalım, yasaların gereğini yapalım!
Gelecek demokratik nizamda, biline!

MİSAFİRLİK BİTTİ, HAYDİ MEMLEKETE!
Şimdi,”misafirlik bitti, geri dönüş zamanı”
ya?
Başta Türkiye olmak üzere, Avrupa Birliği(AB) ülkelerinde dönüş projeleri, hayata geçiriliyor..
Uzun bir zaman dilimi içinde,” Türkiye’de misafir edilenlerin, ellerinde teşekkür gülleri ile Türkiye’ye, Türk insanına” minnetlerini, şükranlarına ifadeleri, bir başka güzelliktir..
İnşallah, Türkiye, “bu gelişmeleri iyi değerlendirir ve yanıbaşındaki komşu ülkenin toprak bütünlüğü saygı çerçevesinde, Suriyelilerin, insanca yaşaması, can ve mal güvenliğinin sağlanması, ülkenin yeniden inşaası için”, gereken yapılır!
Türkiye’nin, bundan başka, seçeneği mi var?
Başka türlüsünü, düşünemiyorum!
Yusuf Cinal yazıyor,  12 Aralık 2024