Sevgili okurlar,
Siyaset kurumu, “bir şeyi”, yine başardı?
Bir şeyi?
Merak bu ya, ne olabilir?
Gizliden, gizliye pişirilen pilav, beklemeye alındı..
Ve çok su götürecek olan bu pilav, kıdım, kıdım servise kondu..
“FETÖ Güruhunun da”, böyle “Maklube” adını verdiği, bir etli pilavı, akla gelmezse, olur mu?
Gizliden, gizli!..
Evet, “Pilava kimler kaşık sallayacak”, belli olmaya başladı..
İnanılır gibi değil?
Yerine kayyum atanan Mardin Belediye Başkanı, gedikli siyasetçi Ahmet Türk bile, son anda heyete davet edildi..
“Tecrübe ve deneyimlerinden” istifa edilecek..
Ahmet Türk, “bu tür pliavlı buluşmaları”, çok iyi bilir..
Neyse?
Bir ülkede, “medyanın yüzde 95’ni kontrol eden, bir siyasi erk” ne yapabilir?
Ne, yapmaz ki?
“Gazetecilik mesleğinin”, içinde olan bir birey olarak, nelere tanıklık etmedik, nelere?
Öğrencilik yıllarında yazılarını ilgi ile takip ettiğimiz, “Abdi İpekçi, Uğur Mumcu, Hasan Pulur, Oktay Ekşi, Cüneyt Arcayürek, Ahmet Kabaklı, Rauf Tamer ile adlarını hatırlayamadığım Cumhuriyet aşığı, Atatürk hayranı yazarlar ile” ne kadar iftihar etsek azdır, ne kadar?
Ülkenin geleceği, aydın yarınları için neler yazmadılar, neler?
Şimdi farklı mı?
Farkı görmüyorsanız,neylelim?
Burada, bir parantez açarak, “Cumhuriyet dönemi yazarları, edebiyatçıları da”, unutmamamız gerek, unutmamamız!
Verdikleri eserlerinin güzelliği, bir başka elbette!
Kimler yok ki, kimler?
Hatta, Osmanlı’nın son döneminde, “Sultanizmin azizliğine uğrayanları da, hatırlamanın”, ne zararı olur ki?
CUMHURİYET’E DOĞRU?
İşte, “Türkiye Cumhuriyeti, Devleti ile milleti ile nerelerden evrilip, nerelere geldi, nerelere gidiyoruzun cevabını” daha iyi bulabiliriz?..
Dile kolay!
Cumhuriyet, 101 Yaşını devirdi..
“Darbeler ile farklı hükümetler ve farklı siyasi anlayışlarla”, bugünlere geldik..
Bugün, “iktidarda dini simgelere önem veren, liberal politikalar ile Ortadoğu ölçeğinde, kendine mücehhes bir sistem ile bir iktidar” var..
Bu durumu “Neo-Osmanlıcılık” olarak adlandıranlarda var?..
Bir nevi, “Cumhuriyet, bir bakıma Atatürk karşıtlığı” ile yol yürünüyor..
Edebildiğin kadar, eskiye salla gitsin?
Lozan’ı tu-kaka et!
Hatta, “Yunan kazansaydı” diye nara at?!
Şeyhler, müritlere bel bağla!
Vakıf üstüne, vakıf kur, paraları iç et!?
İhaleler, yandaşa, yoldaşa?!
İlişkilendir terör ile çamur at gardaşa!
Yaşa, varol Sakarya, yaşa!
DÖRT EĞİLİMLİ GÜNLER?
Öyle ya, eski başbakan, cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in söylemi ile “dün dündür, bugün, bugün!”
Bu yola çıkılırken, kimler yoktu, kimler?
Merhum eski başbakanlardan, Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın, “Dört Eğilimi” ile karar kılınan, yola çıkılan günler, çok gerilerde kaldı..
“Bu yolculukta yer alan, farklı eğilimlerin temsilcileri, bir, bir belli duraklarda, otobüs yolculuğundan, birlikte hareket etmekten vazgeçip, pes ettiler” ve ilk durakta indiler?..
Bunlar arasında kimler yoktu, kimler?
Şöyle geri dönüp, bir sayar mısınız?
Yerlerinde, yeller esiyor ya?
Hatırlasak, ne olacak?
Aralarında “Yüce Divanlıklar” bile vardı?
PARALEL YAPILI GÜNLER?
Ya, adı “FETÖ” denilen yapılanmaya, ne dersiniz?
Evet, “Fetullah Gülen Terör Örgütü Yapılanması” diğer adıyla, “Paralel Yapının” çok konuşulduğu yıllar!?
Vay be, nereden, nereye?
“Türkiye Cumhuriyeti’ni ele geçirme, mevcut siyasi iktidarı alaşağı etme, Amerikan çıkarlarına hizmet ve darbeye kadar uzanan yıllar”, a canım!
“Türkiye, Türk Milleti, bu süreçte”, neler kaybetti, neler?
Anlatmaya dilim varmıyor ama, Türkiye gerçekleri bunlar!
Yazmazsak, anlatmazsak olmaz!?
Bilen de var, bilmeyen de?
“Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete” diyenler, haksız değiller hani?
Merhum Cem Karaca’nın, o şarkısı, hala dillerde!
Uzatmayalım, “az gittik, uz gittik, dere tepe düz gittik” ve bugünlere geldik, elhamdülillah!
NE ÖNERİLİYOR?
“Diyanet iltisaklı, cemaatler, tarikatlar, yurtlar, vakıflar ile işbirliğine önem veren, bu siyasi anlayışın, MHP ortaklığı ile yeni bir projeyi hayata geçermek için, yoklamalarda olduğuna” tanıklık ediyoruz..
Basından ve siyasetten gizli pişirilen pilavın, çok su götüreceğini söyledik ya?
Kapak açıldı!
Bu bağlamda;
“-Türk-Kürt kardeşliği öneriliyor..
-Terörsüz günler vaadediliyor..
-Barış sunumları yapılıyor..
-Suriye ganimetleri heybede?
-APO (Abdullah Öcalan) denilen Teröristbaşından, bu süreçte medet umuluyor!..”
İnsanımız, yine algılar ile ters köşe?
Karşı argümanlar ise tezgahlarda sıcık, sıcak, gevrek, gevrek satışta?
Dumanı tütüyor pilavın!
“-Türk-Kürt kardeşliğini,
-Terörsüz günleri,
-Barışı,”
istemiyor musunuz?
“Ayakkabı numarasına kadar bildiğimiz terör örgütü PKK”, Silah bırakacak!?
“Tam, tam sesleri”, gelmeye başladı..
İmralı’ya bir daha, bir daha gidip gelinecek?
Silahlar bırakılacak ve gömülecek?!
Diyeti ne olacak, ne?
MUHATAP ALMAYACAK?
Ülkenin iktidar yanlısı medyasında, neler yazılıyor, neler söyleniyor, neler?
Ya, muhalefet!
Temkinli..
Bir tek İYİ Parti Genel Başkanı Musavvat Dervişoğlu ile Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, BBP Genel Başkanı Mustafa Desteci, bu meyanda safını belli etti..
“İmralı Mahkümü APO’nın mesajını ve heyeti mahatap almayacaklarını” açıklayarak, parti görüşlerini paylaştılar.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel,” Ne bozan, ne tıkayan, ne de sürecin parçası oluruz..Süreç şeffaf bir şekilde Meclis’e taşınmalı..Şehit ve Gaziler, toplumsal mutabakat, dikkate alınmalı” dedi..
İktidar Partisi, AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Samsun’dan bildik mesajlarını tekrarladı..
“Ya silahları bırakacaklar, ya bırakacaklar!”
Bazı emekli askerlerin ise, bu süreçe karşı oldukları açık ve net görülüyor..
Şehit ve Gaziler ile ilgili ise, net bir açıklama yok!
“Sessizlik” bu ya, kimse bir anlam veremiyor?
Ya siz, sevgili okurlar?
Hangi yana, desteğiniz sözkonusu!?
SORUNLAR YUMAK, YUMAK?
Demem o ki, “bu köprünün altından daha çok sular” akar!
Siyasi irade, “ülkedeki hayat pahalılığını, ekonomik krizi, asagari ücret ve emekli maaşları, işsizlik, belirsizlik, yalan, talan, kadrolaşma, adaletteki gelişmeler, eğitim ve sağlık ve vakıflardaki skandalları öteleyen, bu yeni proje”, daha çok konuşulacak gibi?!..
Sorunlar, yumak, yumak ta?..
Bizler de, sizler gibi süreci takip ediyoruz, sizleri bilgilendirmeye, gayret sarfediyoruz!..
“Mesele, vatan mevzubahis ise”, elbette gerisi teferruattır!..
Ama, “tefferruatları da bilmemiz”, önemli değil mi?
Evet, “bugünlerde çala kalem yazanları, iktidarın kayığına binenleri, ballı börek, çifte maaş alanları, huzur ve refah hakkı ile adlarından söz ettirenleri, haksızlıkları, adaletsizlikleri, hukuksuzlukları...”, bir kenara not etmeyi unutmayınız?
Bakılım, “kim, ne kadar milli, kimler ne kadar miliyetçi”, kimler öğreniriz!?
Bu “paradigmalı pilav, suyunu bir çeksin” hele!?
TAZİYE!
Halkın sanatçısı, bizden biri Arabesk Müziğin ustası Ferdi Tayfur’un vefatı, bizleri derinden sarstı..
Allah, gani, gani rahmet, cennet mekan eylesin!
Sevenlerinin başı sağolsun!
Uğurlar olsun!
Yusuf Cinal yazıyor, 6 Ocak 2025