Gözüm kâh televizyon ekranında, kâh bahçemde ki sardunyalarımda, hala çiçekler var üzerlerinde. En sevdiğim koltuğumda, tiryakisi olduğum kahvemi yudumluyorum. Ben, en çok evimde kahve içmeyi seviyorum. Çünkü, evimde kullandığım dantel altlıklı su bardaklarım, incecik porselen kahve fincanlarım var. Şimdilerde, dışarılarda bunların yerini sıradan ve kaba seramikler, daha da kötüsü basit karton bardaklar aldı. Bazı istisna mekanları tenzih ediyorum ama, birçoğu böyle olan yerlerde emeksiz ve özensiz kahve içmekten hoşlanmıyorum ben…

 Her şeyin incelik ve zarafetle yapılmasını seviyorum. Kurulan cümlelerde, yapılan yardımda, gösterilen ilgide, hitapta, düşüncede ve davranışta nezaket seviyorum. İncelik ve özenle yapılan her şeyin, hayatı daha anlamlı kıldığına inanıyorum. Küçük, ama içerisinde emek ve sevgi olan detayların, anların dinginliğini ve güzelliğini arttırdığını ve ilişkileri güçlendirdiğini düşünüyorum.

 Bu aralar zamanımı verimli kullanmaya ve kendimle baş başbaşalığımı arttırmaya da dikkat ediyorum. Zira günümüzde, tıpkı bardak ve fincanlarda olduğu gibi insanlarda ki incelik ve zarafette gitgide kayboluyor.(Bunu yazarken de yine özel bazı insanları tenzih ediyorum) .Çok kalabalıklarla, yine oldukça çok zaman geçirmişliğim var. Ancak şimdilerde kâh hatır, kâh eğlenmek, kâh prosedür gereği de olsa, seçilmemiş kişilerle beraber geçirilen bu zamanlarımı da minimuma indirdim. İlişkilerimi daha fazla sorgular hale geldim. Çünkü ben, kalitesiz karton bardakların sıcakla temasında, çok doldurulduğunda ya da iyi tutulmadığında ne hale geldiğini deneyimledim. Sosyalleşme adı altında, hoşnut olmayacağım sosyal kalabalıklarda kaybolmak istemiyorum artık. Zamanımı geçirdiğim insanları ve bir dahası olmayan an’ larımı da sorguluyorum iyiden iyiye. İncelikle yaşayan insanlar olsun istiyorum çevremde. Fütursuzca harcadığımız zaman, nasıl da kıymetli. An’ lar nasıl ve kimlerle geçirildiği ne kadar da önemliydi oysa. İlişkilerimizin ve etkileşimlerimizin bilinçli olarak seçilmesinin yaşam kalitemizi arttırdığını, ruhsal sağlığımızı koruduğunu geçte olsa öğrendim. Etkileşimde bulunduğumuz herkes olumlu ya da olumsuz, yaşamımızın bütününü oluşturuyor çünkü. PUZZLE gibi düşünün, bir yere yanlış parça konursa (evlilik gibi) ya da bir parça kayıp olursa (ölüm gibi) bütünü nasıl da etkiliyor. Ya da sudoku gibi düşünün, bir yanlış diğerlerini nasıl bilinmeze sürüklüyor ya da çıkmaza sokuyor, yaşamda içerisinde ki insan ilişkileri de böyle. Doğru zamanda doğru kişiler, doğru yer de doğru kararlar, durum böyleyse sonuçları da çok keyifli oluyor. Ancak bu oluşum içinde bulunmak, bir o kadar da zor görünüyor değil mi? Yok değil, gerçekten değil. Ancak, doğrular ve doğru kişilerle etkileşim için çaba, çok çaba sarfetmek gerekiyor sadece. Zaten İsra Suresi'nin 13. Ayetin de de şöyle demiyor mu;

Biz, her insanın kaderini kendi çabasına bağlı kıldık."

Bu ayetten de yola çıkarak, ben tüm kalbimle inanıyorum ki hayatlarımız, kendi çabalarımız ve gayretlerimiz doğrultusunda şekillenecek. Emeklerimiz, gayretlerimiz ve seçimlerimizle, hayatımızı nasıl şekillendireceğimiz, inanın büyük ölçüde bize bağlı. Bu ayet aslında, bizim kaderimizi bir biçimde şekillendirebileceğimize ve çabalarımızın karşılığını mutlak alacağımıza dair güçlü bir umut ve güven veriyor aslında. Hayatlarımızı daha iyiye yöneltmek, tıpkı kahve fincanlarımızda olduğu gibi zerafet, incelik, derinlik, dayanıklılık ve emekle mümkün aslında…. Bugün seçilmiş özenli, kahve fincanlarını katarız hayatımıza, karton bardakları boykot ederek, keza küçük seçimler ve çabalar, uzun vadede büyük değişimlere yol açabilir. Bu özeni ve inceliği ilişkilerimize de uyarlayarak, daha derin ve anlamlı bağlar kurabiliriz. Kim bilir az bir çabayla da, yarın ve sonra ki her gün, ruhu ince, zarif ama sağlam ve de tümden güzel insanlar girer hayatımıza…