“Bütün iyi kitapların sonunda
bütün gündüzlerin,
bütün gecelerin sonunda
meltemi senden esen
soluğu sende olan,
yeni bir başlangıç vardır…”Edip cansever

Hayatta en önemli şeylerden birinin farkındalık olduğunu öğrendim. Dileğim şu ki hiç kimse bu yetiden yoksun, hiç kimse bu yetiden bihaber yaşamasın. Etrafta olan bitenin farkında olmak en önemlisi kendini ve potansiyelini farkına varmak, muhatabı ya da sorumlusu olduğumuz her bir kişinin ve durumun farkındalığı bize verilmiş büyük bir lütuf aslında. Bir ömür bundan mahrum kalan, ilerleyen yaşında ya da son nefesinde farkındalık yaşayanlar ise nasıl da pişmandır… Düşünsenize her şeyin farkındasınız, zihniniz berrak tüm karanlıklar aydınlanmış ama yolun sonu gelmiş, çok hüzünlü değil mi? 

Şöyle ki hemen her şey, yaşamda kendini fark etmekle başlıyor, kendini bilmek ve tanımakla da güzelleşiyor. Ardından bu bilinci gelişim takip ediyor, bu gelişim sürecinin getirisi olan değişimler ise çok zaman neredeyse kendiliğinden oluyor.

 Ancak hayatta gerçek olan bir şey var ki, gelişmek istemeyeni buna teşvik etmek, farkındalığı olmayanın farkında olmasını sağlamak, kendini bilmeyene bu öğreti ile gitmek olağanüstü maharet ve insan üstü çaba gerektiriyor. Onlara ne yapılsa olmuyor ve ne yazık ki onlar için hüzünlü bir son yazılıyor.

 Okuduğum bir kitapta ‘’ bazı sesler, insanın iradesi terbiye olmadan, yüreği pişmeden işitilmiyor’’ diyordu. Aynen böyle olduğunu düşünüyorum bende. Hayatın deneyimleri zamanla bizi şekillendiriyor, duyduğumuz sesleri de farklı bir perspektiften algılamamıza yardımcı oluyor. Kelimeler gibi seslerin de gücü çok büyük.

Bu hayatta güzellikler görebileceğimiz gibi, acılar, kederler de yaşayabiliriz ya da olağan üstü sıkıntılarla da sınanabiliriz. Hatta sınanmış ya da şu anda sınanıyor da olabiliriz. İşte tam bu anlar yüreğimizin pişeceği, irademizin terbiye olabileceği ve mutlak sesler duyabileceğimiz zamanlardır. Bu nedenle irademizi terbiye ederken, yüreğimizi pişirirken seslere daha fazla kulak vermeliyiz. En çok da içimizde ki sesleri duymalıyız. “Bütün iyi kitapların sonunda/bütün gündüzlerin,
bütün gecelerin sonunda/meltemi senden esen/soluğu sende olan, /yeni bir başlangıç vardır…der Edip Cansever. Bence bütün iyi hayatların sonu da böyle. Edip Cansever’in bu dizeleri derin bir anlam taşıyor. İyi kitapların ve hayatların sonunda yeni bir başlangıç olması fikri iyi geliyor insana. Her zaman umut olduğunu hatırlatıyor. Bence de hayatın döngüsü böyle. Her son yeni bir başlangıcın habercisi. Bir ilişkinin sonu, bir işin bitişi veya bir yaşamın sonu…

Kötü anılar ve felaketlerle geçen bir hayatta bile yeni bir sayfa açma şansımız vardır. Her son yeni bir başlangıçtır bu süreçte akışı kabul etmek mutlak bizi daha güçlü kılar. Yaşamın sonu da böyle. Ne yazık ki her yaşam bir gün sona erer. Ancak sevdiklerimizle paylaştığımız anılar ve bıraktığımız genetik miraslar da yeni başlangıçlardır...Genetik miraslarımız soyumuzun geleceğini şekillendirir. Kalıtımsal özelliklerimiz ise nesiller boyu aktarılır ve bu yeni yepyeni başlangıçların tohumlarıdır…Meltemi bizden esen, soluğu bizden olan her sonda yeni bir başlangıç vardır.Bu umutla yaşamak ise umuşların en güzelidir…