On günü aşkın bir süredir Umuttepe Kocaeli Üniversitesi Hastanesinde refakatçiyim. Yolunuz düşmesin inşallah, ama yolunuz düşerse de gözlemlemenizi isterim .Hastane bahçesi ve civarında köpek sayısı oldukça fazla. Belli ki hepsinin gerekli kontrolleri yapılmış sağlıklı ve uysallar. Hastanenin bahçesinde, hatta bazen tek tük hastanenin giriş katının koridorlarında bile rastlayabiliyorsunuz onlara. Sahiplenmişler orayı son derece korumacılar. Sadece olağan dışı bir durum ya da kişiyi sezdiklerinde sesleri yükseliyor. Yemeklerini birbirleriyle paylaşıp, ulu orta değil bir köşeye çekilip sessizce besleniyorlar. Kalabalıklar halinde yaşıyor ama yalnız dolaşıyorlar. Yine olağan dışı bir durumda bir araya gelip tek ses oluyorlar. Akşam saatlerinde onlardan birinin acı acı bağırdığını duydum ama sesin geldiği yeri göremedim ilk anda, sonrasında civarda ki tüm köpeklerin sesin geldiği yere havlayarak panik içerisinde birazda öfkeyle koştuklarını gördüm o zaman sesin sahibi o kopeği de fark ettim. Görevlilerin yakalayıp bir veteriner aracına bindirmeye çalıştıkları köpeğin ağlaması kadar onun çığlıklarına koşan ve onun o araca bindirilmesine tepki gösteren diğerleri de içimi acıttı ve çok düşündürdü beni. O köpeğin büyük olasılık bir tedaviye ihtiyacı var ve bu nedenle götürülüyordu. Ama öyle yaka paça tutulup bir araca konması bu hayvanı ve diğerlerini belli ki çok ürkütmüştü. Civarda ki diğer kopekler diyordum, onlar aralarından birinin yakalanıp, bir araca konmasına olağan üstü tepki gösterdiler ve uzunca bir süre hareket eden aracın ardından havlayarak koştular. Bende gözden kaybolana kadar onların ardından baktım. Şimdi hayvan deriz ya ,o canlılara insandan aşağı bir varlık muamelesi yaparız ya da bu muamele eğilimindedir ya birçok kişi, büyük hata!
İnsanlar dedim, ah biz insanlar kimler alıp götürüldü de, kimler ne haksızlıklara uğradı, kimlerin canlarına kıyıldı da şu köpekler kadar olamadık şu köpekler gibi ' bir ' 'tepkili' 'sahiplenici' olmadık. Olağanüstü kötü olayları durup izledik, sus pus olduk görmezden geldik, tepkisiz kaldık. En beklentisiz, başkasının acısına saygılı olmak, yas tutmak gibi eylemleri bile yapmadık, yapamadık. Genelleme yapmak doğru değil biliyorum ve yüreği güzel birçok insan tanıyorum yine ruhu güzel insanlar sayesinde dünyanın hala yaşanabilir bir yer olmaya devam ettiğinin de idrakindeyim, ancak günümüz insanının hızla yitip giden değerleri var ve sırf bu nedenle bile genel huzurumuzun tehdit altında olduğunun da gözlemcisiyim. Gençler, çocuklar, kadınlar hiçbiri ,hiçbirimiz artık güvende değiliz .Kanımca, üstüne vazife görenler şu sokak hayvanlarını toplatmayı falan bir bıraksın, aksine biz insanları daha çok hayvanlarla kaynaştırsın, onlara aramızda hızla yaşam alanları açsın. Bunu, salt onlar için değil daha çok insanlığın selameti için yapmış olacaklar. Keza biz insanların hayvanlardan öğreneceği çok şey var .Dişisini koruyan kumru, yavrusunu besleyen kuş yine canı pahasına yavrusuna sahip çıkan kediler, yuva yapan dişi kuşlar gibi, çalışan karıncalar , cesaret timsali köpekler ,sadakatli atlar, olağanüstü zeki kargalar gibi hayvanlar.... Onlarda göreceğimiz, onlardan öğrenilebileceğimiz o kadar çok şey var ki sadakat, minnet, cesaret, karşılıksız ve koşulsuz sevgi, mahremiyet, özgüven, merhamet, tevazu, mesela tatminkar ve kanaatkar olmak gibi sonsuz faydalı değer var onlarda.
Farkında mısınız bilmem ama insanlığın zamanla yitirdiği bu değerlerin hepsi hala hayvanlarda var... Bu arada kimin cümlesi bilmiyorum ama kim söylemişse de çok güzel söylemiş "sahipsiz sokak hayvanlarının sevgisi, her şeye sahip olan insanların sevgisinden daha güvenilir ve daha gerçektir" Evet ayni zamanda onlar hem daha güvenilir hem de daha gerçekler... Biraz düşündüğümde benim içimden şöyle bir şey geçiyor; “Allah kalbi ve ruhu güzel herkesin karşısına hayvan gibi insanlar çıkarsın. İçinde bulunduğumuz bu toplumda, insanlık dışı diye tanımladığımız ama insanın sebep olduğu her felaketi günbegün yaşıyorsak artık ,kadınlar öldürülüyor, çocukların canına kıyılıyorsa
ya da gözünün üstünde kaşın var diye silahlar bıçaklar yumruklar konuşuyorsa iletişim yeteneğimizi kaybetmişsek ve haksızlık, yolsuzluk, liyakatsizlik, aç gözlülük, hainlik ,düzenbazlık sarmışsa dört bir yanımızı ve birde bunlara tanık olup ,bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın mantığıyla rutin hayatlara devam ediyorsak eğer, diliyorum ve ümit ediyorum ki insanlar, bu felaketlerin mimari insancıklar her geçen gün daha da hayvanlaşırlar da huzur ve refah içinde yaşarız o zaman. Hayvan gibi ve hayvanca...