ÖNCEKİ yazıda, “Arada bir siyasetten uzaklaşmak iyi geliyor” demiştim  Gerçekten öyle… Hayatta sadece politika, eğitim dünyası ve çalışma hayatı yok… Hayatın içinde her renk, her meslek, her desen ve her mevsim var…

Günler, geceler, aylar, yıllar ve tükenen ömürler…

Sizleri 1960’lı ve 1970’li yıllara götürmek istiyorum…

Ben orta okul yıllarında iken, (1967-1971) Akyazı’ya bağlı köyümüzde birkaç televizyon vardı o yıllarda… Biri de bizim Almanya’da yıllarca çalışan komşumuzdu…

TRT, akşam 18.00’de yayına İstiklal Marşı ile başlar… Saat 22.00’de yine bayrak merasiminden sonra, “Televizyonunuzu kapatmayı unutmayınız” diye yazardı.

Siyah-beyazlı yıllardı… Ta 1985’lere kadar sürdü bu yayınlar…

Dallas, her yaştan insanın sevdiği bir dizi idi… Köle İzaura soluksuz izlenirdi. Kaçak ve Dr. Kimbl’ın hayranı çoktu…

MUHAMMED ALİ’NİN MAÇLARI

Ağır sıkletin gelmiş geçmiş en büyüğü olarak kabul edilen Cassius Clay, artık Müslümanlığı seçmiş ve Muhammed Ali adını almıştı…

1960 Roma Olimpiyatları şampiyonu olan Clay, daha sonra profesyonel oldu ve 1964’de Sony Liston’u yenerek  dünya boks şampiyonu oldu… 1968’e kadar da kimseye vermedi şampiyonluğu…

Ta ki, Amerika’nın 1968’de Vietnam’a savaş açana kadar… Askerliği gelmişti Muhammed Ali’nin ve “Benim Vietnam halkı ile bir sorunum yok… Onlarla savaşmayı reddediyorum” dedi…

Dünya Boks Konseyi, şampiyonluk unvanını elinden aldı, Amerikan adaleti, 3-4 yıl hapis yatırdı efsane şampiyonu…

1970 yılının başında hapisten çıkan Ali, önündeki rakipleri bir bir devirerek 19747te George Foreman’ın karşısına çıktı…

DÜNYA İKİ KUTBA AYRILMIŞTI!

Malcom X’ten etkilenerek Müslümanlığı seçen Muhammed Ali, Hristiyan dünyasını karşısına almıştı. Ve Ali’nin maçlarında sanki dünya ikiye bölünüyordu. Büyük bir kısmı Ali’nin rakibini tutarken, tüm İslam ülkeleri de efsanenin safında yer alıyordu…

İşte böyle bir günün gece yarısında Foreman ile unvan maçına çıktı Muhammed Ali… Bizler bu unutulmaz gecede, köyümüz Taşburun’dan gece yarısı bir minibüs ile Akyazı’nın yolunu tutmuştuk. Televizyonu olan bir kahvehanenin sahibini uyandırdık ve geçtik siyah-beyaz ekranın başına…

İşte o Muhammed Ali, önce 7 raunt boyunca çok güçlü rakibi Foreman’ı bir güzel yordu… Ve 8’inci rauntta harekete geçerek, güçlü rakibini bir çam yarması gibi yere devirdi… O Foreman ki, tüm rakiplerini iki ya da üçüncü rauntta nakavt ediyordu.

Sanki maçı bizler kazanmıştık… Televizyon karşısında naralar attık, marşlar söyledik, dakikalarca alkış tuttuk…

FOREMAN BOKSU BIRAKTI!

İşte o çam yarması, 8. rauntta nakavt olunca boksu bıraktı… Ve yıllar sonra tekrar boksa dönerek, zamanın boksörleriyle yine kıyasıya bir mücadele sergiledi Foreman

Muhammed Ali ise, Parkinson hastalığına yakalanmıştı ve mecburen boksu bırakmak zorunda kaldı…

Yani Ali, öyle bir boksörü yere indirmişti ki, aradan 15 yıl geçmesine rağmen o Foreman, zamanın boksörleri ile büyük bir mücadeleye girdi ve çeşitli başarılar elde etti…

Bilmiyorum, ondan sonraki şampiyonlar Ken Norton, Freiser, Mac Tyson, Lenoks Levis,Holifield, İngiliz Jassua, daha önce boksu bırakan Vitali Kilichko, ve yine İngiliz Füri acaba, 25-30 yaşlarındaki bir Muhammed Ali ile mücadele edebilirler miydi?

Sanmıyorum…

EFSANE’NİN 8. ÖLÜM YIL DÖNÜMÜ!

İşte ringdeki performansıyla, şovlarıyla, rakipleriyle adeta dalga geçmesiyle, raunt arasında seyirciye “Ali… Ali…” diye tempo tutturmasıyla çok başka bir boksördü Muhammed Ali…

Esasen, Amerika’da siyahlara karşı uygulanan ırkçı tutumlardan dolayı, protesto etmek için 1960’da kazandığı olimpiyat altın madalyasını uçakta Ameirka’ya dönerken Atlas Okyanusu’na atmıştı…

Dünya Olimpiyat Komitesi, 1996 Atalanta Olimpiyatları’nda, Muhammed Ali’nin denize attığı o madalya yerine, kendisine yenisini takdim etti…

Muhammed Ali’ye, 2011’deki bir basın toplantısında Amerika’daki ikiz kulelerin vurulmasından sonra, bir gazeteci, Usame Bin Ladin’i kastederek şöyle sormuştu:

“Seninle aynı dini paylaşan Usame Bin Ladin, Amerika’da binlerce kişinin ölümüne neden oldu. Bu konuda bir Müslüman olarak neler söyleyeceksiniz?”

Muhammed Ali’nin su soruya cevabı da şöyle olmuştu:

“Peki sizler, İkinci Dünya Savaşı’nda 40-50 milyon insanın ölümüne sebep olan Adolf Hitler ile aynı dinin mensubu olarak neler hissediyorsunuz? Veya Nagazaki ve Hiroşima’ya atom bombası atarak on binlerce insanın ölümüne sebep olan Amerika’nın yaptıklarıyla?”

İşte, yumrukları kadar, çenesi de çok güzel işleyen bir boksördü Muhammed Ali3 Haziran 2016’daki vefatından bu yana 8 yıl geçti… Rahmetle anıyorum…

:::::::::::::::::::::
ANLAMLI SÖZ

“Eğer benimle dövüşeceksen, hızlı ve dayanıklı olmalısın. Ancak asıl olarak sigortan en sağlamından olmalı…”

MUHAMMED ALİ

:::::::::::::::::::::::