28 Kasım, Türk demokrasi tarihi açısından önemli bir gündü.
6’lı Masa, 84 maddelik Anayasa Değişikliği önerisini kamuoyu ile paylaştı.
İçinde ‘yok’ yoktu.
Bugün ikinci bölümünü paylaşalım;
Türkiye’nin taraf olduğu temel hak ve hürriyetlere ilişkin milletlerarası andlaşmalar, Anayasaya uygunluk denetiminde başvurulacak ölçü normlara dâhil edilecek. Böylece 2004’te Anayasanın 90. maddesinde yapılan değişiklik, yaptırımla desteklenerek insan hakları alanının genişlemesi ve Türkiye’nin uluslararası itibarının korunması sağlanacak.
Bireysel başvuruların alanı, sosyal hakları da kapsayacak biçimde genişletilecek. Bireysel başvuruların temelindeki hak ihlâllerinin, Anayasa Mahkemesi’nin denetimine tâbi bir normun hukuka aykırılığından kaynaklanması halinde Yüksek Mahkeme’ye bu normu denetleme yetkisi de tanınacak.
Anayasa Mahkemesi’ne yasama, yürütme ve yargı organlarının birbirlerinin alanına müdahale eden işlemleri nedeniyle yapılacak başvuruları da inceleme ve karara bağlama yetkisi tanınacak.
Yüksek Seçim Kurulu, yerine getirdiği işleve uygun olarak Anayasa'nın Yüksek Mahkemeleri düzenleyen bölümüne aktarılacak; iki daire ve bir Genel Kurul halinde çalışacak. Böylece dairelerin alacağı kararlar, itiraz denetimine tâbi kılınmış olacak
Yüksek Seçim Kurulu’nun seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma haklarına ilişkin verdiği kararlar, Anayasa Mahkemesi’ne yapılacak bireysel başvurulara konu olabilecek. Böylece seçim sürecinin hukuka uygunluğu teşvik edilecek.
Sayıştay, Yüksek Mahkemeler başlığı altında düzenlenerek demokrasinin aslî unsurlarından olan şeffaflık ve hesap verirlik güvence altına alınacak.
Anayasa'nın ikinci kısmının başlığı “Temel Hak ve Hürriyetler” olarak değiştirilecek. Böylece otoriter anayasacılık anlayışına karşı demokratik ve özgürlükçü anayasa inşası inanç ve kararlılığı vurgulanacak.
Anayasa'nın 12. maddesine 'insan onurunun dokunulmazlığı ve devletin buna saygı gösterme ve koruma yükümlülüğü ile temel hak ve hürriyetlerin bütünlüğü ve yasama yürütme ve yargıyı bağlayıcı olduğu' eklenecek.
Devlete insan hakları ihlallerini önleme ve herkesin haklardan yararlanmasını sağlama yükümlülüğü getirilecek.
İnsan haklarına dayanan devlet düşüncesini daha belirgin kılmak için temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması olan 13. Maddenin kenar başlığı temel hak ve hürriyetlerin üstünlüğü olarak değiştirilecek; madde metnine hürriyetin esas sınırlamanın istisna olduğunu belirten düzenleme eklenecek.
Hiç kimsenin düşüncelerinden ötürü ayrımcılığa tabi tutulamayacağı anayasal ilke olarak belirlenecek. Bu değişiklik sonucunda ifade hürriyeti, çoğulcu bir demokrasinin gerektirdiği ölçüde genişlemiş olacak.
Kamuoyunun özgürce oluşmasını ve medyada çoğulculuğun sağlanmasını devlete bir ödev olarak yükleyerek basın hürriyeti üzerindeki keyfi uygulamalara son verilecek.
Toplumun haber alma hakkını koruma ve kamuoyunun serbestçe oluşmasını sağlama amacıyla kişiler ve siyasi partilerin kamu tüzel kişilerinin elindeki kitle haberleşme ve yayım araçlarından hakkaniyet ve adalet ilkesine uygun olarak yararlanma hakkına sahip olduğu anayasal ilke olarak düzenlenecek.
Anayasa'nın 62. maddesinin başlığı 'Yurt dışında yaşayan Türkler' olarak değiştirilecek. Devletin onların hak ve menfaatlerini koruma, dil ve kültürlerini muhafaza etme ve anavatanla bağlarını geliştirme çalışmaları yapma görevi vurgulanacak. Devlete tarihi ve kültürel bağlara sahip olunan ülkeler ve topluluklarla ilişkileri gerçekleştirme yükümlülüğü getirilecek.
Sosyal ve ekonomik haklar kısmına yeni haklar eklenecek. Herkesin sağlık hakkına sahip olduğunu ve hiç kimsenin temel sağlık hizmetlerinden yoksun bırakılamayacağı hükme bağlanacak.
Çevre hakkı ile çevreyi korumanın, çevre kalitesini yükseltmenin, gıdaların doğallığını sağlamanın devletin bir görevi olduğu belirtilecek.
Devletin doğal hayatı ve hayvanları korumak ile hayvanlara yönelik eziyet ve kötü muamele yapılmaması için gereken tedbirleri alma görevi olduğu belirtilecek.
Milletvekili genel seçimlerinde geçerli oyların yüzde birini alan partilere devletin mali yardımda bulunacağı ve bu yardımın dörtte birinin partiler arasında eşit olarak dağıtılacağı, geri kalan tutarın ise partilerin elde ettikleri oy oranına göre paylaştırılacağı düzenlemesi getirilecek.
Siyasi partiler hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının kapatma davası açabilmesi TBMM’nin iznine bağlı olacak.
Kapatma kararının ancak odak olma halinde verilebileceği daha yalın olarak düzenlenip odak olma tanımına yoğun, sürekli ve demokratik düzene ciddî tehlike oluşturacak bir şekilde kavramları ile fıkranın son cümlesine yasama sorumsuzluğu kapsamında kullanılan oy, söz ve düşünce açıklamaları odak olmanın tespitinde gözetilemez hükmü eklenecek.
Kamu Denetçiliğini düzenleyen Anayasanın 74. maddesinde yapılan değişiklikle kuruma, idarenin eylem ve işlemlerinin hukuka ve hakkaniyete uygunluğunu re’sen veya şikâyet üzerine inceleme ve denetleme yetkisi tanınacak. Toplumun geniş kesimlerinin, tarafsızlığına, hakkaniyetine güven duyduğu bir kişinin kamu başdenetçiliği makamına seçilmesi sağlama gayesiyle Kamu başdenetçisinin seçimi usulünü değiştirerek parlamentoya hâkim olan siyasi çoğunluğun seçimi tek başına gerçekleştirmesi engellenecek.
Yerel yönetimlerin yetki ve sorumluluklarını artırılması, yerel yönetimlerde demokratik katılım, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerinin hâkim kılınması, merkezi yönetimin yerel yönetimler üzerindeki idari denetiminin sınırlarının açıkça belirlenerek yerindelik denetimi anlamına gelen vesayet uygulamalarına son verilmesini temin etmek için Anayasa'nın 127. maddesinde değişiklik yapılacak. Değişiklikle, görevi ile ilgili bir suç sebebi ile hakkında soruşturma veya kovuşturma mahalli idare organlarını veya bu organın üyelerinin İçişleri Bakanı tarafından görevden uzaklaştırma uygulamasına verilecek. Bu durumdaki geçici olarak görevden uzaklaştırmaya ilişkin tedbir kararlarının kamu yararı bulunması şartıyla İçişleri Bakanının talebi üzerine Danıştay tarafından bir ay süre ile verilebileceği, bu kararın ayda bir Danıştay tarafından gözden geçirilmesi ve nihai olarak bu kararın 6 ayı geçmemesi düzenlenecek.
Merkezi idarenin mahalli idareler üzerindeki idari vesayet yetkisinin amacını Anayasada sınırlı olarak sayarak mahalli idarelerin yetkisi artırılacak.
Yükseköğretimde özgür ve çoğulcu bir sistem oluşturarak üniversitelerin bilimsel özerkliklerinin yanında, idari ve mali özerkliklerini de anayasal güvence altına alınacak.
Yükseköğretim Kurulu kaldırılarak yerine yetkileri koordinasyon görevi ile sınırlandırılmış, üyelerinin ise demokratik meşruiyet esasına dayanılarak seçildiği üniversiteler arası bir kurul tesis etmek amacı ile Anayasa'nın 130 ve 131. maddelerinde değişiklik yapılacak.
Anayasa'nın 133. maddesindeki değişiklik ile Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) özerklik ve tarafsızlık ilkelerine bağlı olarak çalışması temin edilecek.