Önceki gün açıklanan enflasyon oranı gösteriyor ki, 6 ay önce 17 bin sıfır sıfır 2 lira olarak açıklanan asgari ücretten 3.184 TL’yi götürdü.

Bu demektir ki güncel asgari ücret 13.818 TL…

Tabii ki bu resmi rakamlara, yani TÜİK’in kafasına göre açıkladığı orana göre böyle…

Gerçek ve halkın hissettiği enflasyona göre, o asgari ücretin yarısı eridi gitti.

Şu ‘resmi rakamlara göre’ cümlesini kullanmaktan nefret ediyorum.

Bu cümle, bir demokratik sosyal hukuk devleti için gerçekten züldür.

Ne demek ya, enflasyonda bile iki farklı görüş ne demek?

Şu demek aslında; Din, dil, ırk, ideoloji ayrımı yetmedi, vatandaşı bir de böyle bölelim demek…

Üstelik bu ülke bir de ‘Dezenformasyon’ yani bilgi kirliliğini önleme yasası çıkardı, değil mi?

Halkı yanlış bilgilendirmek, bilgi kirliliği oluşturup vatandaşın kafasını karıştırmak suç olarak kabul edildi, değil mi?

Peki, TÜİK’in yaptığı ne?

Bir de hatırlarsınız bir süre önce ‘bizim ölçtüğümüz/açıkladığımız enflasyon oranı bu ama halkın hissettiği de şu’ mealinde bir cümle kurmuşlardı.

Hissedilen dedikleri oran tam da davalık oldukları ENAG enflasyonuna eşitti.

Dolayısıyla TÜİK’in yaptığı tam olarak dezenformasyon, bilgi kirliliği ve halkı yanıltmaktır.

Değil mi?

Aksini iddia eden, bu iddiasını da ispatlamalı.

Bunun tek yolu da TÜİK’in enflasyon sepetini tane tane açıklaması.

Açıklasınlar ki, vatandaş da TÜİK’in böylesine ucuza alışveriş yaptığı marketleri öğrensin, alışverişini ucuza getirsin.

Niye açıklamıyorsunuz?

Açıklayamıyorsunuz da ondan…

Ekonomi yazarı Alaattin Aktaş, vatandaş adına çağrıda bulunmuş;

Şimşek ve Çetinkaya'ya açık çağrı!

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve TÜİK Başkanı Erhan Çetinkaya’ya düşen çok önemli bir görev var. TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranına neredeyse kimse inanmıyor. Herkes enflasyonun daha yüksek olduğunu, daha kötüsü gerilemeyeceğini düşünüyor. Baz etkisiyle yaşanacak düşüşün ne olduğu da artık iyi kötü öğrenildi, o da eskisi kadar etki etmiyor.

Yapılması gereken şudur!

TÜİK’in kapılarını bir gün herkese açın!

Öyle “Süremiz az kaldı, herkes bir soru sorsun” gibi bir yaklaşım sergilemeden herkesin istediğini sorabileceği bir toplantı düzenleyin. Gazeteciler de katılsın, akademisyenler de... Her soruya yanıt verin! Önce yaptığınız işin doğru olduğu, hesaplamayı doğru yaptığınız konusunda gazetecileri ve akademisyenleri ikna edin! Açın veri tabanınızı, hesaplamayı nasıl yaptığınızı anlatın!

Tabii ki eğer gizlediğiniz bir şey yoksa!

Bu yapılmadığı sürece enflasyonla mücadelede başarılı olunamayacağı ortada. Elbette böyle bir toplantı enflasyonu düşürmeyecektir ama vatandaşın desteğini bir şekilde almak gerekir. Bunun ilk adımı da önerdiğim şekilde bir toplantı yapmaktan geçer.

Mehmet Şimşek ve Erhan Çetinkaya... Top sizde!

Bu arada Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) de, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) başkanı ve başkan yardımcıları hakkında madde fiyat listesini açıklamayarak yargı kararlarına uymamaları  ve görevlerini yerine getirmemeleri sebebiyle suç duyurusunda bulundu.

Malumunuzdur, DİSK, TÜİK'in madde fiyat listesini açıklaması için yaklaşık iki yıldır hukuk mücadelesi yürütüyor.

Bu konuda davayı kazandılar.

Mahkeme DİSK’i haklı buldu ki bu karara göre TÜİK öyle kafasına göre değil, neyi nasıl hesapladığını kalem kalem açıklamak zorunda…

Ama ne yazık ki TÜİK, kesinleşen yargı kararlarına rağmen görevini kötüye kullanıyor, Anayasa’ya ve yasalara uymayarak verileri karatmaya devam ediyor.

Dolayısıyla DİSK, açtığı ve kazandığı davanın devamını getirmek ve hukuki mücadelesini sürdürmek

Adına TÜİK yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulunuyor.

Doğru yapıyor…

Anayasa'nın 138. maddesine göre her kişi/kurum mahkeme kararlarına uymak zorunda…

TÜİK, bu suç duyuru hamlesinden sonra yargı kararına uyar mı bilmem ama şu günlerde, sözde daha demokratik bir Anayasa yapma iddiasında olanlar, vatandaşın ‘kardeşim mevcut Anayasaya uymuyorsunuz ki, sizin yeni Anayasanıza nasıl güvenelim' çekincesini ortadan kaldırmak için, TÜİK’e gereken talimatı vermek zorundadır.