Selam... Bugün insanın kendini keşfetme felsefesinden bahsetmek istiyorum.
Hepimiz nasıl geçtiğini anlamadığımız - oldukça hızlı akan ve akmaya devam eden - hayatımızın bir noktasında derin bir soluk alıp fikirlerimizi sorgulama dönemine ara ara girmişizdir...
Bu sorgulamalar bizi benliğimizle baş başa bırakır ve aslında fiziki tatminlerin ve hazların manevi hazlarımızdan daha lüks olmadığı kanaatine vardırır.
İnsanı insan yapan nedir?
Bedeni mi?
Düşünceleri mi?
Peki ya ruhu…?
Yaşamın hızlı akışı içinde mutluluğun anlamını pek fazla düşünmüyoruz...
Belki de düşünemiyoruz, bilmiyorum.
Mutluluğu anlık bir haz duygusuna bağlayan bir sistemin içinde yaşıyoruz.
Daha iyi bir arabanın, daha yüksek bir maaşın ve hatta daha çok çalışmanın bizi mutlu edeceğine inanıyoruz, inandırılıyoruz.
Gerçekten lüks bir arabaya sahip olduğumuzda mutlu olur muyuz?
İnsanın istekleri sonsuz kaynakları ise sınırlı.
O zaman mutluluk bu olamaz.
Mutluluk isteklerin tatmini olsaydı ulaşılması imkânsız bir hedef olurdu.
Hele ki günümüz dünyasında...
Belli ki mutluluk bunların çok dışında bir yerde.
İnsan gerçek mutluluğu ancak ve ancak kendi ruhunda bulabilir.
Ne diyordu Sokrates, "kendini bulmak istiyorsan, kendin için düşün."...Sadece düşün.