Seçim beyannameleri, partilerin vaatlerini içeren belgedir.

Nitekim seçime günler kala siyasi partiler seçim beyannamelerini açıklamaya başladılar.

Haliyle Erdoğan da partisinin seçim bildirgesini açıkladı, vaatlerini sıraladı.

Ama diğerlerinden çok farklıydı.

Öyle anlaşılıyor ki söyleyecek hiç lafları kalmadığı için, yanlışlarını düzeltmeyi topluma müjde olarak sunuyorlar.

Malumuz AKP 21 yıldır iktidarda. Ancak partinin genel başkanını dinlediğinizde sanki 21 yıldır ülkeyi yöneten birini değil, yeni kurulmuş ve iktidara koşmaya çalışan bir partinin liderini dinler gibi oluyorsunuz.

Oysa Türkiye’nin içine düştüğü ağır krizlerin, pahalılığın, enflasyonun, sosyal dengesizliğin, dış politikadaki açmazların tek sorumlusu iktidar partisi.

Haliyle yeni hikayeler yazmak yerine sebebi oldukları krizleri çözme vaadinde buluyorlar.

Erdoğan en önemli hedeflerinin enflasyonla mücadele olacağını söyledi.

Enflasyon bizzat kendi yarattığı garip ve dünyada eşi benzeri olmayan bir ekonomik teori nedeniyle tek rakamlı haneden üç rakamlı haneye çıktı.

AKP Genel Başkanı, “Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin revize edileceğini” açıkladı.

Sistemi getiren kendisi, bunu Türkiye’nin kurtuluşu için tek çare olduğunu söyleyen kendisi şimdi burada revizyon yapacak olmasını, ki bunun nasıl olacağını söylemiyor, müjde olarak sunması gerçekçi olamaz.

Yine Erdoğan vaat ve müjde olarak başta ekonomi olmak üzere her konuda şeffaflık olacağını söyledi.

Bugüne kadar her şeyin üzerini kapatan, bilgi vermekten, soruları cevaplamaktan, bilgileri kamuoyu ile paylaşmaktan kaçan kendisi.

Saray yazarları, “Erdoğan faiz vurgusu yapmadı” diye yazılar yazdılar.

Bunlara göre Erdoğan seçimden sonra “piyasa dostu” bir ekonomik sistem deneyecekmiş.

Bir anlamda “Faiz sebep, enflasyon sonuçtur” teorisinden vazgeçmiş.

Müjdeye bakar mısınız, Bağdat harap olduktan sonra?

İşin diğer tarafı, Erdoğan faiz söylemini dini değerler üzerinden işledi tek adamlık yaptığı son beş yılda, bu durumda “Faiz haramdır, biz nas ne diyorsa onu yaparız” iddiasındaydı.

Demek ki şimdi bundan vazgeçiyorsa dini anlayışını da mı terk ediyor?

Erdoğan’ın “müjdeler” açıkladığı seçim bildirgesi aslında şunu gösteriyor;

Erdoğan artık topluma umut verecek hiçbir proje, yenilik sunamıyor.

Hamaset üzerinden toplumu etkilemeye çabalıyor.

Müjde olarak söylediği de 21 yılda yaptığı yanlışların bazılarından döneceğini açıklamasıdır.

Örneğin KPSS’de mülakatın kaldırılacaklarmış.

Erdoğan bunu büyük bir müjde olarak sundu, yandaş medyanın kalemleri “Çok yerinde bir karar böylelikle bir adaletsizlik giderildiği gibi, gençlerdeki ‘torpil bulamadan işe giremem’ endişesi artık ortadan kalkacaktır” diye yazılar döşendiler.

Oysa KPPS’den sonra mülakat yapılmasını getiren bu sayede canları kimi istiyorsa işe alan bu iktidardı.

AKP’nin ‘mülakatı kaldıracağız’ vaadine tepkiler de geldi haliyle…

KESK’ten, “Mülakat sistemi bu iktidarın kurduğu bir sistem. Şimdi mülakatları kaldıracağım demek aslında biz yıllardır kayırmacılık yaptık, liyakatsiz insanlar atadık ve dolayısıyla şimdi siz bize oy verin kaldıralım demekten başka bir şey değil. Bunu belirtmekte fayda var; iktidar yaptığı tüm usulsüz atamaları kabul etmiş oluyor” açıklaması geldi.

Doğrudur, bunda amaç; liyakatsizliği, kayırmacılığı ön plana çıkarmaktı. İktidar, bunu yıllarca uyguladı. AK Parti il ve ilçe yöneticilerinden başlayarak bakanlıklara kadar uzanarak listelerin gittiği ve bu listelere göre mülakat puanlarının verildiğini, emeğiyle yıllarca ders çalışmış, KPSS sınavına iyi bir şekilde çalışmış yüksek puan almış. Hatta zaman zaman basına yansıyan haberlerde Türkiye derecesi yapmış kişilerin mülakatlarda elendiğini net bir şekilde gördük,

AKP Seçim Beyannamesi’nde yer alan mülakatların kaldırılacağına ilişkin vaat yıllarca kamuya atanmak için çabalasa da mülakatlarda haksızlığa uğrayan gençlerde de tepki yarattı.

Görünen o ki AKP’nin vaadi samimi bulunmadı.

Erdoğan'ın bu vaadine, Millet İttifakından da tepkiler geldi.

Kılıçdaroğlu, sosyal medya paylaşımında “Önce mülakatla torpille bütün gençleri sakatla, sonra seçime sayılı gün kala, benim projelerimle kendi yaptığın rezaleti kaldırma sözü ver. Erdoğan, benim projelerimi artık sadece konuşabilirsin, imza attığın bu rezaletleri ben düzelteceğim” dedi.

Babacan da “Sayın Erdoğan'ın eylem planımızı seçime 33 gün kala okumuş olmasına sevindim. Mülakatlar kalkacak doğru, ancak söyleyen yanlış. Yanlış zaman, yanlış insan” paylaşımı yaptı,

Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal da “Erdoğan'ın vaatlerine bakınca yatmış, yatmış son gece üniversite sınavına hazırlanan öğrenci misali… Türk Milleti, Akp'ye mazeret bırakmayacak şekilde yetki, güç, bütçe ve 21 yıllık süre verdi. Bir 5 yıl daha verse bu 21 senede yapamadığınız neyi yapacaksınız” diye sordu.

Yarın devam edeceğiz…