Eğitime dair iki haber düştü dün. Biri üzücü diğeri tiksindirici…
İlki, Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’in uzatılan çiçeği, uzatanı yani atanamayan öğretmeni görmezden gelmesiydi.
Ataması yapılmayan bir öğretmenin uzattığı çiçeği almadı, görmezden geldi ve kulağını kaşıyarak uzaklaşıp gitti.
Bir bakana yakışır tavır değildi. Kibir abidesi gibi davrandı. Üzücüydü…
İkincisi, Yeniçağ’dan Murat Ağırel ortaya çıkardı. Biz genellikle belediyelerde biliyorduk ama Milli Eğitim bakanlığında da ‘bankamatik memurları varmış maalesef!
Gerisini Murat Ağırel’den aktaralım;
2018 yılında Odatv de bir yazı kaleme almıştım. Başlığı: Milli “Çiftlik” Bakanlığı
O dönemde Akşam Sanat Okulu Müdürlükleri yönetmeliğinin yürürlükten kaldırıldığına dair bir karar yayımlanmıştı. Sayıştay’ın raporlarından öğreniyoruz ki kapatılan bu okullara öğretmen ataması halen devam etmiş, atanan öğretmenlere maaş ve ek ders ücreti ödenmiş. Bildiğiniz Bankamatik öğretmeni yani. Çünkü hiçbir iş yapmıyorlar sadece atamaları yapılıyor ve maaş alıyorlar.
Atanamamış on binlerce öğretmen atama beklerken kapatılan okullara “kadrolaşma” için öğretmen atamaları yapmışlar ve havadan para ödüyorlar.
Sayıştay şu tespiti aktarıyor:
“Bakanlık merkez teşkilatı bünyesinde ‘Akşam Sanat Okulu’ adı altında yer verilen birimlerin yasal dayanağı ve fiili bir işlevinin kalmadığı; bu birimlerin herhangi bir dersliği, öğrencisi, sanat dallarına ya da başka alanlara ilişkin bir müfredatı, akşam ya da başka vakitlerde yürütülen bir ders programı olmadığı halde çok sayıda öğretmen atandığı ve kendilerine maaş ile birlikte 12 ay süreyle ek ders ücreti ödendiği tespit edilmiştir.”
Yasalar öğrencisi, dersliği, müfredatı ve ders programı olmaksızın okul adını taşıyan bir kurumsal yapıya izin vermiyor.
Yahu hadi atamasını yaptınız ek ders ücretini hangi ahlaka sığınarak verdiniz.
Ödenen para ne kadar biliyor musunuz? Herhangi bir ders görevi olmadığı ve önemli bir bölümü maaş karşılığı dahi herhangi bir görev yapmadığı halde, 1. Akşam Sanat Okulu kadrosunda görevli öğretmenlere sadece 2017 yılında toplam 3 milyon TL ek ders ücreti ödenmiş.
Okul Müdürlüğünce 2014 ve 2015 yıllarında 3 kez Destek Hizmetleri Genel Müdürlüğüne yazı yazılarak, görev verilemeyen öğretmenlere ek ders ücreti ödenip ödenemeyeceği sorulmuş, ancak yazılara cevap alınamadığı için ödemenin sürdürüldüğü anlaşılmış.
Bakanlığın Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü ile ilişkilendirilen 6. Akşam Sanat Okulunda ise bir bölümü herhangi bir görevi olmayan, diğer bölümü ise anılan Genel Müdürlükte görevlendirilmiş bulunan 75 öğretmen, herhangi bir ders görevleri bulunmadıkları halde her ay düzenli olarak ek ders ücreti almış.
2017 yılında aldıkları toplam ek ders ücreti toplamı 663 bin 404 TL olduğu belirlenmiş. Dolayısıyla sadece iki adet akşam sanat okulu için 2017 yılında toplam 3,7 milyon TL ek ders ücreti ödenmiş.
Özet olarak kapatılan okullar için her yıl atama yapılmış ve bu atanan kişiler ders yapmamasına rağmen maaş+ek ders ücretleri tıkır tıkır ödenmiş.
2018’de yazıma Milli Eğitim Bakanlığından cevap beklemiştim ancak bir açıklama yapılmamıştı.
Ben de baktım bir değişiklik olmuş mu diye…
Yeni aldığım ve doğrulattığım bilgiye göre yüzlerce öğretmen dersliği, öğrencisi, sınıfı bulunmayan Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde ismen bulunan “Akşam Sanat Okulu”nda halen çalışmaya devam ediyor.
Dört yıldır halen bunları çalışma güçleri olmasına rağmen millet olarak besliyoruz.
Dahası da var. Bu okulda Ankara’daki kurumlarda çalışan üst düzey yetkililerin eşleri çalışıyor gibi görünüyor. Kimisi imza atmaya gidiyor kimisi ise imza dahi atmaya gitmiyor. Ancak maaşları tıkır tıkır yatıyor.
Belediyelerde bankamatik memurunu çok duydum ama Bankamatik Öğretmeni de ilk defa duyduk.
Konuştuğum kaynağım yeni Milli eğitim Bakanının konudan haberdar olduğunu ve bu durumu ortadan kaldırmaya çalıştığını, sayının çok az 35-50 kişiye kadar düştüğünü de ekledi.
Tabi cevaplanması gereken sorular da var.
Bu okullarda çalışanlar Cumhurbaşkanlığında çalışan bazı kişilerin eşleri mi?
Bu kişiler siyasi bir koruma altında mı?
Belediyeleri kaybettikten sonra kovulan bankamatik memurları buralara mı atandı?
Sorular şüpheleri, şüpheler soruları doğurur, her ikisini de ortadan kaldırmak MEB’in görevi…”
Yeri gelmişken Murat Ağırel’in ortaya çıkardığı bir başka usulsüzlüğü de not olarak aktaralım.
Murat Ağırel, Milli Eğitim Bakanlığının ‘özel hesabı’ olduğunu iddia ediyor.
İddia derken sallamıyor, bizzat Sayıştay raporlarından aktarıyor;
“Özel hesap, bütçe kanunu ya da diğer kanun hükümleri gereğince belirli faaliyetlerin gerçekleştirilmesi veya projelerin desteklenmesi ve benzeri amaçlar için banka nezdinde kamu idaresi adına açılan ve işlemleri muhasebe birimi tarafından yürütülen hesabı ifade ediyor.
2021 yılında taşra birimlerinde 2100 adet Erasmus projesi var ve bu proje için kullanılan kaynağın büyüklüğü 190 milyon Euro. Yani 3.4 milyar Türk Lirası.
Bu paranın tamamı Avrupa'dan geliyor.
Yapılan incelemelerde bu parayla satın alınacak mal veya hizmetin içeriği belirlenmeksizin avans adı altında il, ilçe millî eğitim müdürlüğü veya okul adına açılan özel hesaplara aktarılmak suretiyle kullanıldığı tespit edilmiş.
Söz konusu 190 milyon Euro, bakanlığın taşra birimlerinde "kağıt üzerinde" öğrenci ve öğretmenlerin yurt dışı seyahat, konaklama, mesleki eğitim stajı gibi faaliyetlere harcanmış gözüküyor.
Fakat Sayıştay bir vurgu yapmış. Bu harcamalarla ilgili Sayıştay denetçilerine sunulan belgelerin, "harcamayı gösterir kanıtlayıcı belge niteliğinde" olmadığı ortaya çıkıyor.
Aslında Sayıştay'ın bu paranın doğru yere harcandığını görmek için istediği belgeler çok basit. Harcama talimatı, yurt dışı geçici görev yolluğu bildirimi, konaklama faturası, uçakla yapılan seyahatlerde yolcu bileti vb.
Hâliyle söz konusu kaynakların mali sistemin dışında kalıp bakanlık mali tablolarına dâhil edilmediği tespit edilmiş.
Neresinden tutsak elimizde kalıyor…”