CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu, geçtiğimiz perşembe günü bir basın açıklamasıyla ikinci tur seçim çalışmasını başlattı.
İkinci tur stratejisini ve hatta sloganını dahi belirleme anlamında önemli bir konuşmaydı.
Kılıçdaroğlu’nun fazlasıyla ‘naif’ bulanların dahi beğendiği bir konuşma…
Satırbaşlarını aktaralım;
14 Mayıs geride kaldı. 28 Mayıs günü Cumhuriyetimiz, devletimiz ve milletimiz için yeniden çok önemli bir seçime gidiyoruz. 28 Mayıs günü iki aday ve iki farklı anlayış daha önce bir seçim olmamış gibi sıfırdan milletimizin karşısına çıkacak. Benim görevlerimden birisi de gerçekleri söylemektir. Başta ilk turda bize inanan, bizi destekleyen 25 milyon seçmen olmak üzere oyunu kullanan tüm vatandaşlarıma yürekten teşekkür ediyorum. Herkes sağ olsun.
Daha önce de belirttiğim gibi ilk turda sandıktan bu iktidara karşı memnuniyetsizlik ve değişim mesajı çıktı. Erdoğan iktidarının küstahlığına çok güçlü bir şekilde dur dedik. Çünkü milletimin oyunun yarısını bile alamadılar. İktidar partisinin oyları önemli ölçüde eridi. Neticede AK Parti 7 puan geriledi.
Maalesef bir demokrasi şöleni ve huzur havası içinde geçmesi gereken bir seçim süreci Erdoğan'ın yalan ve iftira kampanyalarıyla gölgelendi. Ben karşımda daha mert daha yürekli bir rakip görmek isterdim. Bu ülkenin vatandaşı da miting meydanlarında montajlanmayan ve bundan medet ummayan adayları hak ediyordu. Yürekli, doğru dürüst, yürekli insanları hak ediyordu. Siyasi kültürümüz bir kez daha lekelendi. Ancak milletimizi çaresizlik içerisinde, iftira ve karalamaya kampanyalarıyla aldatmaya çalışanlar amaçlarına ulaşamadılar. Vatandaşlarımız bu görevi şimdilik ve daha sonra da vermeyecek.
Sonuçta, milletimiz ilk turda yetkiyi iktidara vermeyerek bu sistemden ve bu zihniyetten memnuniyetsizliğini ortaya koydu. Milletimiz öbür tarafa gereğini yaptı bize de güçlü mesajlar verdi. Kimi sandığa gitmedi, kimi tepkisel oy kullandı, kimin de eli istemeye istemeye Erdoğan'a gitti. Çünkü mevcut yönetimin kara propagandasına maruz bırakıldı. Bizde sizlerin mesajlarını aldık. Bu güzel memleketimizde, adalet, bereket ve huzuru getirmek için ulaşmamız gereken milyonlarca insanımız var. 10 günde bütün gayretimizi bu alanda göstereceğiz.
Tüm tutanaklar elimizdedir. Tek bir oyun dahi hakkını yedirmeyeceğiz. Biz YSK'ya gerekli tüm itirazları yaptık. Son bir oy dahi doğru yazılana kadar tepelerindeyiz. Bu seçim bir kez daha gösterdi ki bunların usulsüzlük ve ahlaksızlıkları sınır tanımıyor.
28 Mayıs tarihinde, seçim sabahı her sandıkta bu kez 5 müşahide ihtiyacımız var. Hakkını yedirmeyecek, her koşulda güvenebileceğimiz çok daha fazla yiğit kadın ve erkek sandık görevlisine de müşahide de ihtiyacımız var.
Gelin önce şu terör meselesini suçluluk psikolojisi ile bize iftira atmaya çalışan asıl muhatabı ile yani Erdoğan ile bir konuşalım. Erdoğan sen değil misin terör örgütleriyle defalarca masaya oturan? Kapı arkalarında milletimizden gizli pazarlıklar yapan? Senin ne haddine bize kara çalmak? Buradan açık ve tekrar ilan ediyorum. Ben terör örgütleriyle masaya asla oturmadım ve hiçbir zaman da oturmayacağım. Senin izlediğin hiçbir tavizkar ve gizli kapaklı yolu izlemeyeceğim. Dürüst ve ahlaklı olacağım. Ülkem için vatanım için çalışacağım. Erdoğan sen değil misin FETÖ'yü besleyip, büyüten, ayaklarına giden. 'Ne olursun, yalvarıyorum geri dön' diyen. Sen değil misin onunla el ele verip milletin ordusuna, şanlı Türk Silahlı Kuvvetleri'ne kumpas kuran. Ben bunları bilmiyor muyum? Bu millet bunları bilmiyor mu? Ben hiçbir zaman Mehmetçiğimize kumpas kuranlarla yan yana durmadım, asla ve asla durmayacağım. Erdoğan açıkça söylüyorum, sen ülkenin sınırlarına, namusuna sahip çıkmadın. Bu ülkeye bile bile 10 milyondan fazla mülteci getirdin. İthal oy sağlamak için vatandaşlığı sattın. Ben iktidara gelir gelmez tüm mültecileri evlerine göndereceğim.
Erdoğan, sen bu ülkeyi uyuşturucu baronlarına teslim ettin. Anneleri, babaları, uyuşturucu tacirleri karşısında çaresiz bıraktın. Memleket mafya babalarının barınağına döndü. İktidara gelir gelmez bu uyuşturucu baronlarının tamamının kökünü kazıyacağım. Bu sebeple iki adet torbacıya öldürttüğünüz gerçek ülkücü kardeşimiz Sinan Ateş'in hesabını kuytuda saklanan suçlulardan soracağım.
Erdoğan, sen parmağındaki tek yüzükle iktidara geldin. "Eğer bu yüzükten başka bir şeyim varsa bana hırsız diyebilirsiniz" dedin. Ama şimdi kendini, aileni, etrafındakilerin yedi sülalesini zengin ettin, Karun gibi yaptın onları. Bak Erdoğan, ben hiçbir zaman çalmadım, çırpmadım. Devletin ve milletin 5 kuruşunda gözü olanın gözünü çıkaracağım. Bu memlekette vatansever ve namuslu kamu görevlileri var, kimse unutmasın.
28 Mayıs'ta yeni bir seçime giderken vatandaşlarıma seslenmek isterim. Farkında mısınız, bunlar kalırsa 10 milyondan fazla sığınmacı daha Türkiye'ye gelecek. Farkında mısınız, bunlar kalırsa dolar 30 liraya dayanacak, bir kuru ekmek 10 liraya çıktığında sefalet derinleşecek. Bu kaçaklar, sığınmacılar potansiyel suç makinesine dönüşecek, yağmalar başlayacak. Bunlar kalırsa, şehirler sığınmacıların, mafya çetelerinin, uyuşturucu baronlarının kontrolüne geçecek. Farkında mısınız, bunlar kalırsa kadın cinayetleri artarak devam edecek, genç kızlar sokaklarda kendi başlarına gezemeyecekler. Bunlar kalırsa domuz bağıyla insanlarımızı öldüren iktidara ortak olacak. Farkında mısınız, bunlar teröristlere taviz vererek ülkeyi yönetecek. Kimse kusura bakmasın, biz buna asla izin vermeyeceğiz. Vatanını seven hiç kimse buna izin vermeyecek. Nokta.
Bunun için 28 Mayıs'ta sandığa gitmek ve tehlikeleri önlemek hepimizin ahlaki, vicdani ve vatani bir mecburiyettir. İşte bunun için, en az 1 milyon insan sandık başında olacağız, söz mü? Sevgili vatandaşım, seni de oy attığın sandığın başında bekliyorum. Dün söyledim, yine söylüyorum. Biz, bu vatanı sokakta bulmadık. Milletim ayağa kalksın, vatanını seven bizimle omuz omuza versin, vatanını seven sandığa gelsin.
Kılıçdaroğlu, bunun bir karar ve kader seçimi olduğuna da vurgularken seçmeni, bu iktidarın devamı halinde olacaklarla uyardı.
“Bunlar kalırsa; 10 milyon sığınmacı daha Türkiye'ye gelecek, Dolar 30 lira olacak, Ekmek 10 lira olacak, Kaçaklar suç makinesine dönüşecek, yağmalar başlayacak, Şehirler sığınmacıların, mafyaların, çetelerin kontrolüne geçecek, Genç kızlar sokaklarda kendi başlarına gezemeyecek, Domuz bağı ile insanları öldürenler iktidar ortağı olacak, Teröre taviz verecekler.”
Kılıçdaroğlu bu sözlerinin ardından kararı seçmene bıraktı.
Evet, Karar ver Türkiye…