Üyesi olduğum İYİ Parti, son GİK toplantısında kongre sürecini başlattı.

Normalde Eylül 2023 tarihinden önce yapması gerekiyordu lakin seçim takvimini gözeterek ekim ayında başlatma kararı alması gayet doğal…

Bu kararla, milletvekili aday adayı olmayı düşünen il ve ilçe başkanları şimdiden görevlerinden ayrılacaklar ve yeni görev alanların da aday adayı olmaları yasaklandı ki seçim süreci başladığında ayrılanlar sebebiyle teşkilatlarda yönetim zafiyeti yaşanmasın.

Ha, bir de parti üst düzeyinde birtakım değişiklikler yapılabilmesinin önünün açılması anlamında da doğru bir karar…

Bu karar ilimizi de ilgilendiriyor.

Aldığım haberlere göre İYİ Parti İl Başkanı Selçuk Kılıçaslan milletvekilliği adaylığı düşündüğü için aday olmayacak.

İlçe Başkanları arasından milletvekili aday adaylığı için görevinden ayrılacak yani tekrar aday olmayacaklar konusunda bir bilgiye ulaşamadım.

Öyle görünüyor ki milletvekili aday adayı olmayı düşünen pek yok.

Peki, ilçe başkanları arasından, il başkanlığına talip olup görevinden ayrılmayı düşünenler var mı? Var…

Kulislerde Adapazarı Merkez İlçe Başkanı Serdip Dokumacı’nın il başkanlığına aday olacağı konuşuluyordu. Aradım teyit ettim. Evet. Serdip Dokumacı İYİ Parti il başkanlığına aday.

Telefonla aradım. Konuşmamız kısa sürdü, ayrıntıları daha sonra aktaracak.

İl Başkanlığı için başka aday var mı?

Duyumlarıma göre İYİ Parti Ferizli eski ilçe başkanı ve mevcut il yönetim kurulu üyesi Fatih Akgün de il başkanlığına aday olmayı düşünüyormuş. Kendisiyle de ilk fırsatta görüşüp ayrıntıları aktaracağım.

Hafta sonu İYİ Parti’de bir hareketlilik yaşanacak. Sürecin işletilebilmesi için İYİ Parti Genel İdare Kurulu Üyesi ve Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır hafta sonu ilimize gelerek olaya müdahil olacak.

Böylece daha ayrıntılı bilgi verebileceğimi düşünüyorum.

Peki başka milletvekili aday adayları olmayacak mı? Elbette olacak. Ama bu konuda düşüncesi olanların bu hafta sonu yapılacak değerlendirmelerden sonra karar vereceğini düşünüyorum.

Bu aday adaylarının, Ümit Dikbayır’ın ilimizden aday olup olmayacağına göre karar verecekleri söyleniyor.

Kararsızların senaryolarına göre İYİ Parti bu kez iki milletvekili çıkaracak gibi görünüyor.

Eğer Ümit Dikbayır yine ilimizden aday yapılırsa bir gitti.

Selçuk Kılıçaslan da bugüne kadar ki eforu ile doğal olarak ikinci sırayı hak ettiğine göre, geriye kalıyor üçüncülük.

Dolayısıyla üç ve sonrası için aday olmayı düşünenlerin pek iddialı olamayacakları ortada…

Peki iki kesin mi? Yani İYİ Parti ilimizden iki milletvekili çıkarabiliyor mu?

Bence çıkarıyor ama ya ittifak olur da İYİ Parti bu hakkını ortaklarından birine devrederse?

Öyle ya Altılı Masa yani Halk Masası’nın gündeminde 40 ilde ittifakla seçime girme düşüncesi var.

Eğer bu hayata geçirilirse, oy oranlarına göre hangi parti kaç çıkarır totosu oynamanın anlamı yok.

İYİ Parti’nin hafta sonu mesaisinden sonra daha net ve ayrıntılı bilgiler vereceğimi umuyorum.

Şimdilik kısa keseyim.

CUMA KISSASI

Bir zamanlar, Çin'de bir adam o kadar aç ve bitkin düşmüştü ki, dayanamayıp bir armut çaldı.

Adamı yakalayıp cezalandırılmak üzere İmparator'un karşısına çıkardılar.

Hırsız imparatoru görünce ona şöyle dedi;

“Değerli efendim, çok açtım, dayanamadım çaldım ve yedim. Beni affetmeniz için yalvarıyorum. Eğer affedersiniz size paha biçilemez bir armağanım olacak.”

İmparator dudak büker; “Senin gibi birinde paha biçilemez ne olabilir ki?”

Hırsız, avucunun içindeki armut çekirdeğini uzatır ve “Bu çekirdeği ekerseniz bir gün içinde altın meyveler veren bir ağacın yeşerdiğini göreceksiniz.”

İmparator kahkaha atarak; “Ek o zaman, altın meyveleri görünce affederim seni” dedi.

Yoksul adam; "Haşmetlim bu tohumu ben ekemem çünkü ben bir hırsızım. Bu tohumu ancak, ömründe hiç çalmamış, başkalarına hiç haksızlık yapmamış, yalan söylememiş biri ekebilir. Tohum o zaman gücünü gösterir, aksi takdirde onu ekeni zehirler, tarif edilemez acılarla öldürür. Sultanım, bu tohumu ancak siz ekebilirsiniz.”

İmparator irkildi, suratını astı, bir süre düşündü, sonra hırçın bir sesle;

“Ben imparator'um bahçıvan değil, o tohumu başbakana ver eksin de altın meyveleri görelim” dedi..

Yoksul adam, tohumu başbakana uzatınca başbakan telaşe içerisinde imparatora dönüp itiraz etti.

“Ben ekim biçim işlerinde çok beceriksizim efendim, sihirli tohumu ziyan ederim. Bence bu tohumu hazinedar başı eksin.”

Hazinedar başı da hemen bir bahane buldu ve bu görevi başkasına devretti.

Bir bir orada bulunan herkes sudan sebeplerle tohum ekme görevinden kaçındılar.

Sonra İmparator, doğan sessizliğin içerisinde bir süre düşündü. Başı önünde başbakana, hazinedara ve bütün görevlilere dik dik baktı ve;

“Hadi bakalım bu hırsız bahçıvana tohumun nasıl altın meyve verdiğini hep birlikte gösterip sevindirelim” dedi.

Cebinden bir altın çıkarıp yoksul adamın tutması için attı.

Herkesin ceplerinden sessiz sedasız birer altın çıkarıp adama vermesini izledi.

Sonra da gülerek; “Bas git buradan be adam, bugünlük bu ders hepimize yeter” dedi.

Ortalığın toz duman olduğu şu günlerde tohumu ekecek temiz kimse var mı dersiniz?