Yeni İl Emniyet Müdürümüzün ilimizde başlattığı uyuşturucu ile mücadelesi takdire şayan…

Ama elbette ki kamuoyu desteğine ihtiyaç var.

Ben de destek babından yazıyorum.

Malumunuz, gençlerimiz hatta çocuk yaştaki evlatlarımız bile uyuşturucunun pençesine düştü.

İnsan neden kendini uyuşturma ihtiyacı hisseder?

Sebebin bir kısmı aşağıdaki fıkrada gizli;

Mesleğe yeni başlayan genç doktor ilk kez göreve başlayacağı memleketi Trabzon’a doğru yola çıkmış.

Gelen hastalara doğru teşhisi yapabilecek miyim, doğru ilacı yazabilecek miyim diye heyecandan yerinde duramıyormuş.

Görev yapacağı köyün sağlık ocağına gitmiş yerleşmiş. Ertesi gün hastalarını beklemeye başlamış.

İlk hastası yaşlı Temel gelmiş. Tanıdığı birini görünce mutlu olmuş genç doktor.

Kısa bir sohbetten sonra Temel’i muayene etmiş, şikayetlerini dinlemiş. Temel ishal olduğunu tuvaletten çıkamadığını anlatmış.

Genç doktor ilacı yazacak ama ilk günün heyecanıyla ilacın ismi bir türlü aklına gelmemiş. Yanlışlıkla depresyon tedavisinde kullanılan bir ilaç yazmış.

Bu ilaç kullanan kişinin mutlu olmasını hiçbir şeyi kafasına takmamasını sağlıyormuş.

Aradan bir süre geçtikten sonra Temel’i merak edip köyün kahvesine gitmiş.

Bakmış Temel kahvehanedekileri gülmekten kırıp geçiriyor. Şakalar, fıkralar, komiklikler…

Temelin yanına gidip sormuş;

Temel emice, ishal durumun nasıl?

İshalim eskisi gibi uşağım. Her yerimi b.k götürüyor ama hiiç kafama takmayrum daaa!

Yani ilk sebep yaşadığımız travmalar neticesinde depresyona girmemiz.

Nitekim depresyon ilaç kullanımı kat be kat arttı ülkemizde…

İnsanlarımızın büyük bir kısmı da gerçekten kendini uyuşturmak, olaylardan etkilenmemek ve kafaya takmamak için legal veya illegal uyuşturucu hap kullanıyor.

Nisan 2021 rakamlarına göre, 2019 yılında 49 milyon 857 bin kutu antidepresan ilaç satılmış.

Bu sayı 2020'de 54 milyon 625 bine çıkmış.

2021'in ilk üç ayında ise 15 milyon kutu antidepresan ilaç satılmış.

Üç ayda 15 milyon, ayda beş, yıllık 60 milyon eder.

Bir de üzerine o günden bugüne yaşadıklarımızı ve özellikle ekonomik yıkımı ekleyin, iki üç katına çıkmadıysa şaşarım.

Gençlerin ve çocuk yaştakilerin uyuşturucu kullanma sebepleri elbette farklı.

Önce özentiyle başlıyor, sonra uyuşturucunun verdiği keyif, enerji, cesaret ve cinsel performansın artması gibi özellikleriyle vazgeçilmez hale geliyor.

Geliyor ama kullanıcının ömrü çok fazla olmuyor, çabuk öldürüyor.

Özellikle MET, yani fakir kokaini, halk arazındaki ismiyle Metin amca denilen uyuşturucu bu türden.

Çok ucuz, kolay erişilebiliyor, sokaklarda peynir ekmek gibi satılıyor bu en ölümcül uyuşturucu…

Uzmanlar metamfetamin yani kristal MET için en fazla dört yıl kullanılabilir diyorlar. Sebep ona başladıktan sonra en fazla dört yıl yaşayabilmeniz.

Öylesine öldürücü bir uyuşturucu…

Evet uyuşturucu en fazla dört yıl sonra götürüyor ama ilacın etkisiyle bu ölümü çabuklaştırmak da mümkün. Gerçekten de öyle bir cesaret verici özelliği var ki kullanan için ölüm bile vız geliyor.

Hatırlarsanız geçtiğimiz yıllarda, Manisa’da dört genç aşırı doz uyuşturucu kullandıktan sonra intihar etmişlerdi.

Kan örnekleri incelenince, gençlerin kısa sürede bağımlılık yapan ‘delirten uyuşturucu’ ya da 'fakir kokaini' olarak bilenen 'Kristal met' kullandıkları belirlenmişti.

'Kristal met' kullanan kişilerde pozitif düşüncelerin yerini negatif düşüncelere bıraktığı ve bu durumun da intiharlara yol açtığının bir örneğiydi bu olay.

Gençler uyuşturucu alemi yaparlarken, içlerinden bir tanesi aşırı dozdan ölünce, kalan arkadaşları da uyuşturucunun etkisiyle intihar kararı almışlardı. İkisi yine aşırı dozdan, kalan son kişi de av tüfeği ile intihar etmişti. Arkalarından bir intihar videosu bırakarak…

Böyle de bir özelliği var bu fakir kokaininin ki ölümcül bir cesaret vermesi sebebiyle, bazı ülkelerin askerlerine ve bazılarının da intihar komandolarına bu uyuşturucuyu verdiklerini biliyoruz.

Maalesef metamfetamin askeri-stratejik anlamında kullanılmış ve kullanılıyor.

Bunun ilk çarpıcı örneği, Fransa’da yapılan bir iç savaş…

Fransızlar bir istila manevrası öncesi, harekatın olağanüstü süratli yürütülmesi, zırhlı birliklerin üç gün durmadan, uyumadan ilerleyebilmesi için Pervitin hapı sipariş ediyor subay ve askerlere hekim denetiminde kullandırıyorlar.

Ve adeta zombileşen Fransız askerleri o harekâtı gerçekleştiriyor.

Bu hareket tarihe ‘Yıldırım Savaşı’ olarak geçtiği kadar yöntemi itibariyle “metamfetamin savaşı” olarak da geçiyor.

Tanıl Bora’nın anlatıyla Hitler ve Alman Ordusu da kullanmış:

“Alman askerler, özellikle batağa sürüklenen Rusya seferinde, kendi kendine de kullanıyor.

Normandiya Çıkartması sonrasında, savaşın geri dönülmez biçimde kaybedildiğinin belli olduğu son safhasında, bir metamfetamin hamlesi daha yaptı Nazi ordusu.

14-15 yaşındaki delikanlıları cep denizaltılarına tıkıp Müttefik donanmasını vurmak üzere Manş Denizi’ne saldılar. Yüzlerce genç, ‘kafa bin beş yüz,’ talihli olan bazıları bir yerlerde karaya vurdu, çoğu deniz altında oradan oraya savrularak mahvolup gittiler.

Zira Hitler, tam anlamıyla bir uyarıcı bağımlısıydı zaten…

Buradan anlıyoruz ki MET uyuşturucudan ziyade bir uyarıcı…

Evet kısa sürede vücudu çürütüyor ama “insana enerji vermesi… korku denen şeyin beyinlerinden çıkması… ve merhamet duygusunu tamamen ortadan kaldırması” gibi özellikleri olayın vahametini arttırıyor.

Türkiye’de nasıl başladı, nasıl fark edildi?

Yarın aktaracağım…