Az önce aylık ve yıllık enflasyon açıklandı.
Önce şunu ifade edeyim ki enflasyon ekonominin ateşidir.
Nasıl ki bir doktor ateşinizi ısrarla düşük göstermekle size iyilik yapmıyor ve aksine sağlığınızı tehdit ediyorsa, enflasyonu olduğundan düşük göstermek de ekonomi ve toplum sağlığı için büyük tehdittir.
Kaldı ki teşhisi doğru koyamayan, tedaviyi de beceremez.
Görüyorsunuz, enflasyonu doğru ölçmekten bile aciz bir ülkeyiz.
TÜİK az önce açıkladı; Yıllık enflasyon yüzde 75…
ENAG’a göre enflasyon yüzde 120…
İTO henüz bu ay için açıklamadı ama mayıs ayında açıkladığı enflasyon yüzde 78…
Geçen yıl haziran ayında, motorin 22.16, benzinin litresi ise ortalama 24 lira…
Bugün motorin ve benzin 40 liranın üzerinde…
Dolayısıyla akaryakıt enflasyonu yüzde 100…
Köprü ve yol geçiş ücretlerine yılbaşında yüzde 76 zam yapılmıştı.
Geçtiğimiz ay da yüzde 60 zam yapıldı.
Buna göre köprü, yol geçiş ücretleri enflasyonu yılbaşından bu yana yüzde 181.
PTT kargo ücretlerine geçen yıl haziran ayında yüzde 40 zam yapmıştı.
Yetmedi şubat ayında bir zam daha geldi; Yüzde 55…
Bu durumda PTT enflasyonu yüzde 95…
Diyanet açıkladığı kurban fiyatlarına bakalım;
Vekaletle kurban kesim bedeli 2023 yılında yurt içi 5.950 TL, yurt dışı 2.750 TL idi.
Bu yıl yurt içi 11 bin 750 TL, yurt dışı 4.750 TL olarak açıklandı.
Yani Diyanet’in enflasyonu yüzde 100…
Kendimden örnek vereyim; 8 bin lira olan kiram 16 bin 500’e çıktı.
Dolayısıyla kira enflasyonu yüzde 100’ün üzerinde…
Bakın yaz aylarında olmamıza rağmen TZOB verilerine göre;
Kuru incirin enflasyonu yüzde 293…
Limon enflasyonu yüzde 284…
Salatalık enflasyonu yüzde 247…
Elma enflasyonu yüzde 233…
Kuru soğan enflasyonu yüzde 213…
Bütün bunlara rağmen, resmi gıda enflasyonu TÜİK’e göre yüzde 70,14…
Ama dar gelirlinin gıda enflasyonu yüzde 110…
Resmi rakama yani aldatmaya rağmen, OECD’nin Şubat 2024 raporuna göre, Ocak 2024’ten bu yana sadece dört ülkenin gıda enflasyonunda artış yaşanmış.
Türkiye, (resmi orana rağmen) yüzde 71,1 ile üye ülkelerdeki gıda enflasyonu şampiyonu.
Enflasyon ENAG’a göre yüzde 120 ama TÜİK’e sorarsanız bu ülkenin yıllık enflasyonu yüzde 75, yersen!
Peki bu fark nereden kaynaklanıyor?
Murat Muratoğlu da sormuş: “İki kurum...
Aynı maddelere bakıp, aynı hesaplamayı kullanıyorlar...
Mahkeme, TÜİK'e ‘sen nasıl hesaplıyorsun açıkla’ diyor. TÜİK, mahkemeye ‘hadi lan sen kimsin’ çekiyor.
Sizce kime güveniyor?”
Evet, mahkeme kararına rağmen TÜİK, enflasyonu neye göre hesapladığını yani sepeti açıklamıyor.
Haliyle halk da ‘TÜİK hangi manavdan, marketten böyle ucuza alışveriş yapıyorsa açıklasın, biz de oradan alışveriş yapalım’ derken haksız mı?
Vatandaş bu durumda açıklanan enflasyon rakamlarına nasıl inansın?
Dediğim gibi hastanın ateşini doğru ölçmezseniz, vatandaşın sağlığı ile oynarsınız.
Enflasyonu doğru ölçmezseniz, ekonomiyi ve toplum sağlığını bozarsınız.
Peki niye böyle davranıyor, yani niye gerçeği gizliyorlar?
Bunun iki temel sebebi var:
İlki, rakamlarla oynamayı seviyor çünkü o rakamlar ekonominin turnusol kağıdı gibidir.
Bunlar da ekonomiyi düzeltemedikleri için kafalarına göre rakamları düzetiyorlar.
İkincisi, memurlara yasa gereği enflasyon farkı ödedikleri için enflasyon oranını düşük göstermek işlerine geliyor.
Yani, enflasyonu düşük göstererek emekçinin alın terinden çalıyorlar.
Tekrar edelim; Hastalıkla yüzleşmeden, hatalıkla ilgili doğru teşhis koymanız ve dolayısıyla o hastalığı tedavi etmeniz mümkün değildir.
Ama bu sizin umurunuzda mı?