Bazı alanlarda Avrupa birincisiyiz malumunuz…
Mesela enflasyon oranında, gıda enflasyonu oranında, mesela işsizlikte, mesela asgari ücretli çalışan oranında…
Birinciliği kimseye kaptırmadığımız bir konu da tutuklu ve mahkum sayımız.
Lozan Üniversitesi tarafından hazırlanan 2023 yılı cezaevi raporuna göre, Türkiye’de 31 Ocak 2023 itibarıyla 348 bin 265 mahkum ve tutuklu bulunuyor.
Türkiye’yi, İngiltere (90 bin 964), Fransa (72 bin 294) ve Polonya (71 bin 228) takip ediyor.
İktidarın cezaevi ihaleleri yapması da boşuna değil, çoğu hapishanede tutuklu ve mahkumlar üst üste yatıyor.
Bunların bir kısmı kader mahkumudur, onlara bir diyeceğim yok ama öyleleri var ki bizzat iktidar mahkumudur.
Çoğumuz farkında değiliz, farkında olanlar da duyarsız ama suçsuz günahsız yere hapiste yatan binlerce insanımız var.
İşte onlardan bir kısmı, darbe iddiası ile müebbet hapse mahkum olan kursiyer teğmenlerdir.
İşte Sevinç Çakır, onlardan bir tanesinin annesi…
8 yıldır adalet bekliyor.
Nisan başından itibaren de yanında ileri derecede engelli kızı ile Adalet Bakanlığı önünde evladı için adalet nöbeti tutuyor.
Sanal alemden takip ediyor, notlar alıyordum.
Diyor ki bu yaralı anne;
13 yaşındaki evlatlarımızı, devletin kucağı ana kucağıdır diyerek teslim ettik ama çocuklarımız henüz tam manasıyla teğmen bile olamadan böyle bir haksızlığa uğradı.
Evet, bazen bu olayları anlatırken gerçekten sağlıklı düşünemiyorum artık. Aklımı yitirmek üzereyim, bazen donup kalıyorum. Bir çocuk birliğindeyken ve o gece suç teşkil eden bir şey yapmamışken, bir Kursiyer Teğmen’e müebbet verilirse ben ne anlatayım?
Benim aklım almıyor. Böyle bir şeyi yapanlar, bu gencecik çocuklarımızı öfkelendirir ve yara açarak ötekileştirilirse, vatanım diyen bu çocuklar ne hisseder?
Bu yara bilerek mi açılıyor? Bu çocuklar bir cana kıymamış, devlet malına zarar vermemiş…
Suçun şahsiliği var. O gece emir komuta altında bu çocuk, komutanının tehlike anında vur emrini yerine de getirseydi bile ben suçsuz derdim. Benim çocuğum o zaman 23 yaşındaydı. Sabah eve geldi, 10 gün evde bekledi. Birliğinden emir gelmesini ve göreve başlamayı beklelerken, 12. günde çocuklarımız gitti ve tutuklandı.
Sadece olması gerekeni istiyoruz hiçbir suç işlememiş hiçbir cana mala zarar vermemiş, emredildiği zaman seve seve vatanı için canını feda edecek evlatlarımızı hapsettiniz bu yanlıştan bir an önce dönülsün.
Bulunduğun şehirde cezaevi var fakat, başka şehre götürüldü, 15 saatlik uzaklıkta ve ben bakıma yardıma ihtiyacı olan kızımla gidemiyorum.
Oğlumu geri istiyorum Darbeyi kim yaptıysa müebbetti o yatsın!
Akıncı üssünde kurs görmekte iken evlatlarımız hiçbir suç işlemedikleri halde darbe gecesi amirlerinin yasal talimatlarını yerine getirdikleri için müebbet verdiler.
478 kişilik Akıncı davasında 130’dan fazla kursiyer 21 /23yaş aralığındaki Emir verme yetkisi olmayan kursiyer öğrenci teğmenlere ağırlaştırılmış müebbet verip hücrelere koydular bu çocuklar kamu malına dahi zarar vermemiş…
Sizlerden ricam kendimi acındırarak mücadele etmek istemiyorum. Ben güçlü bir insanım kendimi öyle hissediyorum. Eğer mücadele etmeseydim 30 yıldır Engelli kızımla bunca zorluğa pes ederdim.14 yaşında ilk adımını attı hala bağımsız yürüyemez.
Şimdi oğlum için mücadele zamanı…
Umutlar azaldı, suskunluk arttı. Olmaz, yapamazlar, o kadar da değil denen her şey yapıldı son yedi yılda...
Kızım ‘Abim kime ne yaptı kapıyı kilitliyorlar Adalet istiyorum abimi çok özledim’ diye ağlıyor.
Herkes kendince istiyor Adaleti… Kimisi konforlu alanını terk etmeden sinsice istiyor… Kimisi kapı kapı güçlü insanlar peşinde koşuyor… Kimisi istemeyi kendisine layık bile görmüyor… Cesur insanlar meydanlarda dayanışma içinde en güçlü şekilde haykırarak istiyor…
İstediğim şeyin ne kadar değerli olduğunu biliyorum
Adaleti isterken temiz bir dille istenir!
Adalet nedir En zayıf insanın en kuvvetli olandan hakkını kolayca aldığı devlet, adaletli bir devlettir. En zayıf insanın güçlü olandan hakkını alamadığı devlet, zalimdir
Adaletsizliği engelleyecek gücünüz olmadığı zamanlar olabilir. Fakat itiraz etmeyi beceremediğiniz bir zaman asla olmamalı…
Bir çocuğu engelli diğeri haksız yere hapis yatan bu annenin feryadına karşılık vermek bu kadar zor mu Allah aşkına?
Diyeceksiniz ki haksız olduğunu nereden biliyorsun?
Ben de derim ki; emir komuta altındaki askerlerin bir günahı olamaz, eğer örneğin 12 Eylül darbesini yapanların sadece komuta merkezi yargılanmasaydı, bugün darbe esnasında teğmen rütbesi taşıyan Hulusi Akar diye birisi olamayacaktı.
Bilmem anlatabildim mi?