Sevgili okurlarım bu yazımda adalet üzerine duracağım. Gazi Mustafa Kemal Atatürk “Adalet Mülkün Temelidir” sözüyle adaletin önemini anlatmak istemiştir. Bu sözdeki mülk devlet manasında kullanılmıştır. Yani yeni kurulan devlet adalet üzerine inşa edilmiştir. Bu bağlamda üniversitelerde hukuk fakültelerinde ders olarak anlatılan tarihi bir öyküyü sizlere aktaracağım. Öykü gerçekte yaşanmış bir olayı içermemektedir.
Prusya Kralı Büyük Frederick, Berlin yakınlarındaki Postdam ormanlarında gezinirken, bir değirmenin bulunduğu tepenin aşağısındaki alçak bir tepe üstünde durur. Değirmenin olduğu yeri satın alacağını ve yerine bir saray yaptıracağını söyler.
Kralın adamları değirmenciye gider ve kralın bu isteğini iletirler. Fakat adam değirmenini satmak istemez.
Kral değirmenciyi yanına çağırtır. Önce, değirmen için değerinin kat kat üstünde bir meblağ ödemeyi teklif eder.
Değirmenci: “Olmaz! Değirmenim satılık değildir.” der.
Kral: “Sen benim kral olduğumu bilmiyor musun yoksa?” diye sorar.
“Biliyorum, biliyorum.” der Değirmenci. “Sen de benim, bu değirmenin tapusu ile sahibi olduğumu bil.” diye cevap verir.
Kral: “O halde zorla alırım. Bakalım o zaman ne yapacaksın?” der.
Değirmenci: “Alamazsın! Berlin’de Hâkimler var!” cevabını verir.
Kral ve Değirmenci mahkemelik olurlar ve mahkemeyi Değirmenci kazanır. Değirmenci Krala dönerek, sana söylemiştim: ‘Berlin’de hakimler var’ der. Kral, değirmeni Kral olduğu halde satın alıp yıkma girişiminde bulunamayacağından, değirmenin bulunduğu tepeye kocaman bir saray yaptırır ve değirmen saray bahçesinin içinde kalır…
Kral, ıslah ettiği mahkemelerin adaletine, kendi aleyhinde de güvenildiğini anlar ve bu yel değirmeninin, Prusya Krallığı devam ettikçe korunmasını ister.
Değirmenin altındaki tepeye sarayını diker ve saraya değirmencinin adı olan, Sans-Souci adını verir. O gün bu gündür Sans-Souci sarayı, tüm dünyaya yargının bağımsız olması gerektiğinin en güzel örneklerindendir.
Ne güzel bir adalet ki, kralın arka bahçesinde bir değirmenci… Adalet, kralı ve değirmenciyi dost etmiştir. Adalet, değirmenci de olsan, kral da olsan boynunun kıldan ince olduğunu bilmektir…
Değirmenci her sabah krala sıcak ekmek vermektedir. Bir gün kral şu sözü söyleyerek adaletin önemini anladığını belirtir. Adalet her sabah soframa sıcak ekmek olarak geliyor.
Yıllar sonra Osmanlı Devletinden genç subaylar, Berlin’de bir davete katılır. Onlara bu hikâyeyi anlatır. Sonra da, “Haydi gidelim ve bu sarayı görelim. Değirmen hala duruyormuş.” der. Kimse o soğukta dışarı çıkmaz. Bir tek o subay gider. Sarayın karşısına geçer ve bu eşsiz eseri izler. İşte o genç subay, Mustafa Kemal Atatürk’tür. Adalet bir gün herkese lazım olacaktır...