Sevgili okurlarım günümüzde kitle iletişim araçlarının artması ile beraber mesafeler kısalmış, dünyanın her yeri diğer yerlerden haberdar hale gelmiştir. Durum böyle olunca da eskiye göre kültürler arası etkileşim oldukça fazla oranda artmıştır. Günümüzde milletler kültür üzerinden birbirleri üzerine hakimiyet kurmaya çalışmaktadırlar. Bu amaçla her topluluk kendi kültürünü yaymak, üstün kılmak için mücadele etmektedir.
Toplumumuzda kendisini Türk toplumunun bir parçası gibi gösterip emperyalizme hizmet eden bir güruh bulunmaktadır. Bunlar bizim topraklarımızda yetişip farklı kültürlere hizmet için kendilerini satmış kişilerdir. Ögürlük için Türk Gençliğine Arjantin’li Che Guevara’yı örnek gösterirler, Türk tarihinde Milleti’nin hürriyeti için şehit olan Osman Batur’u Kafkasların kartalı Şeyh Şamil’i görmezden gelirler… Gençliğe eşitlik derler Hıristiyan adetlerini örnek gösterirler, bu doğrultuda bir cevap niteliğinde 18.yüzyılda Osmanlı ülkesine gelerek buradaki gözlemlerini yazan Hıristiyan tarihçi M.A Ubucini’nin düşüncelerini sizlere aktaracağım. Ubucini, islamiyetteki eşitliği şu şekilde ifade ediyor:
“Hac aslında sadece büyük Müslüman ailesinin dağınık fertlerini birbirine bağlamak hedefini gütmüyordu; hac bilhassa, bu ibadeti yapmakta olan Müslümanlara, aynı imanı taşıyan kimseler arasında hüküm sürmesi gereken eşitlik kavramını hatırlatmak için tesis edilmişti. Biz Hristiyanlar böyle bir eşitlik örneğini, bu yüce ahlaki eşitliği gösterebiliyor muyuz? Değil kilisenin içinde, mezarlarımızda bile bu ulu eşitlik kavramından tek eser yok. Buyurun bir camiye girelim... Orada Allah’ın şanına yakışmayan, lüzumsuz ve boş süslemeler, resimler, heykeller yok yalnızca şunlar var;
Müslüman mabetleri...
Duvarların üzerine işlenmiş bazı Kur’an ayetleri, bir mihrap, bir kürsü ve müminler için tertemiz sergiler. Hiçbir şeref kürsüsü hiçbir özel yer ve hiçbir derece farkı göremezsiniz Müslüman mabetlerinde... Sadece ibadet eden insanlar vardır ve ibadetten alıkoyacak veya ibadet edenleri rahatsız edecek hiçbir şeye rastlayamazsınız...”
Buna benzer örnekleri çoğaltmak mümkündür. Türk-İslam kültürü dünya medeniyetinin beşiğidir. Hal böyle iken bizim öğrenmemiz, öğretmemiz gereken kendi değerlerimizdir.