Sevgili okurlar,
Bayram ile birlikte 9 Gün olan "Bayram tatili" aynı zamanda bir takım gelişmeleri ile hafızalardan silinmeyecektir?
Neden mi?
Nedeni, açık değil mi?
Bakınız, ülkenin tepe noktasındaki siyasi partilerin, temsilcilerinin ortaya koyduğu "bu yumuşama adımlarından", geriye ne kaldı ki?
Öyle ya, "evli evine, köylü köyüne döndü" diyeceğim ama, o da değil?
Bayram günü, "ekonomik kriz nedeni ile artan, cep yakan, bel büken otobüs, tren biletleri", vatandaşımızı, olduğu yere mahkûm etti!
Hayatın birileri için ne kadar güzel olduğunu terennüm ettik!
Hayatın birileri için, ne kadar güzel olduğunu?
Dillerde, yine o şarkılar!..
Kurbanlar kesildi, dualar edildi, derin donduruculara kurban etleri saklandı...
Kurbanları kestik, duaları ettik öyle mi?
Acaba, "kurban ibadetinin gereklerini", kaçımız yerine getirdik ki?
Öyle ya, kaçımız?
Allah kabul etsin!
Başka, ne diyebiliriz ki?

HAYAT, BİRİLERİ İÇİN NE GÜZEL?
Yine, "bu Kurban bayramında da, her koyun kendi bacağından asıldı" vesselam!

Dedim ya, hayat birileri için ne güzel?
Nerede kaldı, komşuluk hakları, kurban ibadetinin gerekleri, fakiri, fukarayı kollama?
Nereden, nereye değil mi?
Nereden, nereye?
Bizi bu hallara düşürenleri iyi biliyoruz ama, burnumuzdan kıl aldırmıyoruz!?...

İnadına Mehmet!
İnadına Ahmet!
Haydi nöbete, Allah versin selamet!

VİP HACILIK?
Bütün bunların üstüne, şu kutsal topraklardan gelen haberlere ne denir?
Türkiye'de," tartışmaların, haksız ve hukuksuz uygulamaların odak noktasında bulunan Diyanet'in, haç için yaptığı uygulamalar, radyo, televizyon ve gazetelerde enine boyuna" anlatılıyor..

Ballı, börek, parayı basıp hacca gidenler, VİP uygulamalar, daha neler, neler?
Lüks tarife hac biletini alanlar bile şaştı bu işe?
Diyanet, "hacca en ucuzundan giden vatandaşlarımızı, Suudi Arabistan Güvenlik Güçlerine" bastırmış?
Niye mi?
Niye, olacak?

REZALETE BAKINIZ,REZALETE?
Kota dışı, üstelik ucuzuna biletini alıp buralara gelenlere, "Siz Diyaneti nasıl tanımaz, uygulamalarına niye boyun eğemez, hariçten gazel okuyarak, bu kutsal topraklara gelirsiniz" diye bastırmış ya?

Vay Angaralım, vay!?
Haydi, hep beraber, vay, vay, vay!?
Sizler haberi duymadınız mı?
Rezalet bu ya, duysanız ne olacak?
Otel kapıları kırıldı, Diyanet uygulamasını delenler, bir, bir yaka paça yakalandı ve yurtdışına derdest edildi?
Nerede mi oldu, bütün bunlar?
Nerede olacak, kutsal topraklarda?
Allah, ıslah etsin!
Başka ülke hacılarının, iki misli para ile hacca giden vatandaşlarımız da, şaştı kaldı, bu işe?
Nasıl şaşırmasınlar?
Ne olup bittiğini anlayana kadar, her şey oldu bitti, maşallah!
Hac yolunda, gammazlık ha?
Yaparsa, kim yaparmış?
"Allah ıslah etsin" diyoruz da, bunların ıslah olacak yanı yok?

VAY ANGARALIM?

Vay, seni gidi Angaralım, vay?
Haydi hep beraber, vay, vay, vay?
Bu sızlanmalar arasında, üstelik Bayram günü, acılı eş, iki yetim annesi Ayşe Ateş'in feryadı yankılandı!
İki bakana( İçişleri ve Adalet) seslenen Ayşe Ateş, " beni öldürecekler.. Tehditlerin ardı arkası kesilmiyor.. Üstelik bunu aşikara yapıyorlar.. Beni koruyan polisleri bile öldürecekler" diyerek, Devletin, iki yetkin bakanına, çağrıda bulundu..
"Beni öldürecekler!"
Vay ki, ne vay?

BİR YİĞİT ALPEREN?
Bunlarda Türkiye'de oluyor!?..
Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı, bir akademisyen, bir Alperen, bir yiğit adam, Ankara'nın göbeğinde güpegündüz, torbacılar tarafından katledildi!..
Güpegündüz Ankara'nın göbeğinde öldürülmek, ne acı..
Üstelik bir baba, iki evlat sahibi..
Geride, bir acılı eş, iki yetim ve sevenleri kaldı öksüz!
Siyaset bu ya?
Muhalefet topyekûn, kalemi kırılan ve acımasızca öldürülen Sinan Ateş'in yanında, arkasında durdu..
"Katilin, katillerin, azmettirenlerin, bu akan kanda, parmağı olanların yakalanıp, adalete teslim edilmesi istendi.."

KİMDEN YANA ACABA?

Bir parti lideri, aylardır, duruma sessiz ve üstelik, mahkemede taraf olacaklarını da açıkladı...
Allah, Allah, Allah!

Kimden yana, acaba?
Ya diğer?
Aylar sonra, acılı eş ve iki evladı huzura kabul etti...
Yüreklere su serpildi, ama ne fayda?
Bu davanın ve diğer davaların yetkin ve etkin hakimlerine yol verildi!

Vay Angaralım, vay?
Haydi hep beraber; vay, vay, vay?
Ne diyelim?
Memleketin halları, bunlarla bitmiyor?
Daha anlatacaklarımız var, anlatacaklarımız?
Haydi Angaralım, erik dalı bile, kesmez bizi!
Gözünüzü seveyim, kollayın evlatlarımızı, kızımızı!?
Yusuf Cinal yazıyor, 21 Haziran 2024

NOT: Bugün 21 Haziran 2024, Adapazarı'nın düşman işgalinden kurtuluş günü..
Düşmana geçit vermeyen yiğitlere, Kuvvayıcılara, Atatürk'e, silah arkadaşlarına, selamlar olsun!