Ne istiyormuşum ben bu iktidardan?
Çok şey istiyorum da, diplomalı iki işsiz çocuk babası olarak bugün sadece iş ve istihdam üzerinden gidelim;
Genç ve diplomalı işsiz sayısı toplumsal felaket haline geldi.
Bunu bir felaket ve toplumsal patlama noktasına getiren yani bir faciaya zemin hazırlayan da bizzat iktidar partisi…
Yok deseler anlarsınız, üzerinde çalışıyoruz deseler ikna olursunuz ama bunlar bizzat iş ve istihdam alanında yaptıklarıyla toplumu tahrik ediyor adeta yangına körükle gidiyorlar.
‘Her üniversite mezunu iş bulacak diye bir şey yok” cümlesi mesela, bir fecaat…
Bir yandan her ile hatta ilçelere dandik üniversiteler açıp bununla övüneceksin ama konu istihdama gelince sırtını döneceksin, bu bir tahrik değil de ne?
Ama öbür yandan da yancı ve yandaşlar söz konusu olunca, bir kişinin yapacağı iş için 10 kişiyi istihdam edecek, hatırlı partililerini bir yetmezmiş gibi üç-beş maaşa bağlayacaksın, bu toplumsal yangının üzerine benzin dökmek değil de ne?
Yalan mı?
Çevrenizden hiç mi örnek görmüyorsunuz, bu iktidar döneminde kamu kurum ve kuruluşlarında bir kadro alabilmek için tek kriter AKP’li olmak değil mi?
Bu iktidar bununla kalmadı, o klasik kadrolaşmanın ötesine gitti, kendini aştı da bir kişinin farklı 12 yerden maaş aldığını bile gördük.
Yani iktidar, kamu yönetim kurulu üyelikleri üzerinde yeni bir siyasal kadro finansmanı modeli geliştirdi ve fütursuzca kullanıyor.
Celal Eren Çelik’in AKP’NİN “ÇİFTE MAAŞ” VE YANDAŞ CENNETİ: KARDEMİR başlıklı yazısından aktarayım;
Kardemir Karabük Demir Çelik işletmeleri nasıl AKP’nin “Arpalığına” dönüşmüş görelim.
Kimin ne kadar maaş aldığını bilemiyorsunuz, ticari sır…
28 Mart 2018 tarihli Genel kurul tutanaklarına göre yönetim kurulu üyelerinin maaşları aylık net 29 bin 500 TL. Yıllık artış da ÜFE üzerinden belirleniyor. 2019 ÜFE artışının yüzde 19, 2020 yılı ÜFE artışı yüzde 12 olduğundan yola çıkıp siz hesaplayın.
Kardemir’e Yönetim Kurulu Üyesi olmak ciddi bir gelir ve rant kapısı oluşturmuş durumda.
E peki kim alıyor bu maaşları, kim var Kardemir’in Yönetim Kurulu’nda?
AKP kurucularından Washington Büyükelçisi Murat Mercan’ın damadı Alpaslan Bayraktar, aynı zamanda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı maaşı alıyor. Yetmiyor KARDÖKMAK Yönetim Kurulu Başkanı maaşlı şanslı damat…
KARDEMİR’in Yönetim Kurulu Başkan Vekili Erdal Erdem, aynı zamanda Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası Yönetim Kurulu üyesi ve yetmiyor KARDEMİR’in yan kuruluşu KARÇEL’in de Yönetim Kurulu Başkanı…
Şu meşhur uyuyan bakan Atilla Koç’un kızı olup daha sonra “Aşırı yoksulluğu sıfıra indirdik”, “Asgari ücrette zirvedeyiz” gibi skandal açıklamalarından hiçbir zaman unutmayacağımız Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler eski Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk…
Bakanlık görevinden alındı belki ama kendisi “Boşta” bırakılmadı merak etmeyin. O da KARDEMİR’in Yönetim Kurulu Üyesi…
Mehmet Fatih Erkoç AKP’nin Kahramanmaraş il başkanlarından ve Büyükşehir Belediye eski Başkanı, tekrar aday yapılmadı ama boşta bırakılmadı, kamu maaşı ile gönlü alındı.
O da KARDEMİR Yönetim Kurulu Üyesi…
ASELSAN Yönetim Kurulu Üyesi Ercümend Arvas, aynı zamanda aynı zamanda KARDEMİR Yönetim Kurulu Başkanı…
Rıza Zarrab ve Halkbank olaylarının Genel Müdür Yardımcılarından Mustafa Aydın, görevinden alındı ama boş bırakılmadı tabi, KARDEMİR Yönetim Kurulu Üyesi…
PTT adeta soyulup 1.2 milyar TL zarara uğratılırken PTT’nin Genel Müdür Yardımcısı Yusuf Canbolat’tı… Görevden alındı ama boş bırakılmadı, KARDEMİR’e Yönetim Kurulu Üyesi…
AKP iktidarında rant dağıtmanın pek bilinmeyen ama oldukça önemli kurumlarından birisi de “Kalkınma Ajansları”…
Ankara Kalkınma Ajansı’nda Genel Koordinatör olan Muhammed Ali Oflaz, aynı zamanda Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı’nda (BAKKA) Genel Sekreter, yetmiyor KARDEMİR Yönetim Kurulu Üyesi…
Dedik ya bu AKP bürokratlarının tamamı “Bulunmaz Hint kumaşı” Maaşlar da makamlar da çifter çifter…
Hala soruyor musunuz sen bu iktidara neden bu kadar kızıyorsun diye?
Hatırlar mısınız? Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu’ndaki maaşına zam yapıldığında Bülent Arınç gelen kamuoyu tepkisi için “3-5 gün konuşur, sonra da unuturlar…” demişti.
Ben, her gün karşımda diplomalı işsiz iki gencin yüzüne mahcup mahcup bakan bir baba olarak, unutamıyorum.
Siz de hem unutuyor hem de unutmayana kızıyorsunuz birader!