Malumunuz, 12 Kasım 2012’ de çıkan Büyükşehir Yasası ile önce köyleri mahalleye döndürdü. Bizim de arasında olduğumuz 30 ilde 16 bin 220 köy bir anda mahalle oldu.

Köylülerin ortak malları, meraları, suları, araçları belediyelere devredildi.

Köylüler de bu alanları kullanabilmek için ücret ödemek zorunda kaldılar.

Araziler ve meralar inşaata açıldı, belediyeler tarafından satıldı, tarım alanları amaç dışı kullanıma açıldı. Ahır benzeri yapılar yapmak zorlaştırıldı, bürokrasi arttı, hayvancılık terkedildi.

Ha bir de belediyecilik anlayışları sebebiyle, belediye sınırları dahilinde oy almakta zorlanan iktidar partisinin oyları arttı…

Sonra sıkıntılar baş göstermeye başlayınca, bir hal çaresi bulmak zorunda kaldılar.

7254 sayılı Kırsal Mahalle yasası mecliste kabul edildi. Tek yapılması gereken köylünün resmi müracaatı, belediyelerin değerlendirmesi ve kabulü…

Bizim dışımızdaki iller gereğini yaptılar, köylerini asli statüsüne kavuşturdular.

Bizden tık tıkmayınca değerli ağabeyim Mecdi Cengiz önderliğinde Köyüme Dokunma Platformu kurulup ilgilileri harekete geçirmek amaçlandıysa da henüz bir sonuç alınamadı.

Kurucu Başkan Mecdi Cengiz ağabeyim de rahatsızlanıp açık kalp ameliyatı olunca eyvah dedim bütün emekler heba olacak.

Ama olmadı.

Mecdi Cengiz, kısa sürede kendini toparladı ve ara verdiğimiz çalışmalarımıza kaldığımız yerden, kalbimiz duruncaya kadar devam edeceğiz, diyerek kolları sıvadı.

Başka ne dedi? Aktarayım;

“Dün gözbebeğimiz çocuklarımızın, Dünya Çocuk Hakları Günü kutlandı. Dünyanın neresinde olursa olsun, sevimli bir bebek, bir çocuk gördüğümüzde masum, sıcacık gülüşleriyle içimiz ısınır.

Masum, sevimli afacanlıklarıyla evlerimizin mutluluk ve neşe kaynağı olarak bizlere de tattırdıkları duyguların yerini dolduracak bir şey var mı?

Birkaç yıldır çok değerli arkadaşlarımızla Sakarya köylerimizle ilgili bir mücadelenin içindeyiz. Çocuk hakları günü nedeniyle mücadelemiz aslında çocuklarımızın geleceği ile ilgili olduğu için satırları, duygu ve düşünceleri çocuklarımıza ithaf ediyorum.

Çocuklarımızın, torunlarımızın bakım, eğitim ve sağlık başta olmak üzere mutlu, huzurlu ve barış içinde yaşamalarını sağlamak hepimizin temel görevidir. Bunun için elimizden geleni yapmak için çalışıp didiniriz.

Ne yazık ki dünyanın birçok yerinde açlıktan, hastalıktan, savaşlardan, gözlerimizin önünde, kahpe Siyonist katliam ve soykırımdan ölen masum milyonlarca günahsız çocuk var.

Ülkemizde de son yıllarda bebeklerimizle, çocuklarımızla ilgili korku filmleri gibi insanlık dışı kahredici olayları izliyoruz.

Bunların dışında, çocuklarımızın yarınları adına kafa yormamız, sorumluluk almamız gereken çok önemli nedenler var.

Biliyoruz ki, dünya kurulduğundan beri insanoğluna gıda, barınma, giyinme başta olmak üzere yaşam için gerekli her şeyi sağlayan topraktır.

Bu nedenle doğuran, doyuran, koruyan besleyen olduğu için ‘toprak ana’ diyoruz.

Bilim adamlarının araştırmalarına göre çok değil, 30 yıl sonra, küresel ısınma, erozyon, iklim değişikliği, kuraklık, artan nüfus, düzensiz yapılaşma, toprağın hoyratça kullanılması gibi nedenlerle dünya topraklarının yarıdan çoğunun yok olacağı belirtiliyor.

Uzağa gitmeye gerek yok. Son yıllarda ülkemizde de toprağa, doğaya, ormanlara verilen zararları, Tarım arazilerinin iskâna açılması su kaynaklarının denetimsizliğiyle bazı belediyelerin tutum ve uygulamalarını üzülerek izliyoruz.

Bizler Sakarya özelinde bu önemli sorunlara kafa yoran, toprağa, doğaya köylere sevdalı, çocuklarının geleceğine karşı sorumluluk duyan arkadaşlarımızla, topraklarımızı, doğamızı korumak, köylerimizin yasal haklarını almalarına yardımcı olmak üzere Köyüme Dokunma Platform olarak mücadele ediyoruz.

Buradan Belediyelerimize bir defa daha sesleniyoruz;

Mahalle yapılan köylerimizin yasal haklarına direnmeyin, muhtarlarınızın dilekçelerinin gereğini yasa yönetmeliğe göre lütfen işlenme koyun. Topraklarımıza, meralarımıza yaylalarımıza, dokunmayın. Yıllardır o köyleri, toprakları, ormanları, doğayı koruyan, kollayan eli nasırlı insanların, çocuklarının, toprağın, doğanın kuşların, canlıların ahını almayın.

Unutmayalım ki, köyler Toprağın Doğanın Bekçisidir. Toprak yoksa doğa da yoktur.

Mücadelemiz Köylerimiz, Topraklarımız, Doğamız ve Çocuklarımızın geleceği içindir.

Sakarya Muhtar Derneklerimiz, köyleri adına sorumluluk taşıyan değerli muhtarlarımız; yukarıda ifade ettiklerimiz konusunda öncelikli görev ve sorumluluk sizlere düşüyor.

4 Yıl önce çıkan ve mahalle yapılan köylere önemli hak ve avantajlar veren yasadan, neden Sakarya’dan yararlanan tek bir köy yok?

Unutmayın, bu vebalin altından kimse kalkamaz.

Bir gün, köylerin tarihi yazıldığında çocuklarımız mutlaka bu günleri okuyacaklardır.